Ümitcan Uygun'un yalanları ortaya çıktı

​Esra Hankulu, Ümitcan Uygun
​Esra Hankulu, Ümitcan Uygun

Esra Hankulu'nun ölümüyle ilgili HTS kayıtları Ümitcan Uygun'un yalanını ortaya çıkardı. Kayıtlara göre, Uygun'un uyandığını söylediği saat 10.15’ten önce başka kişiyi arayıp görüştüğü, avukatını da kendisinin aradığı belirlendi. Ümitcan Uygun, olay günü avukatının araması ile uyandığını, uyandığında Hankulu'nun hayatta olduğunu iddia etmişti.

Ankara'da, Esra Hankulu'nun (25) evinde ölü bulunmasıyla ilgili hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle iddianame düzenlenen Ümitcan Uygun'un, olay günü avukatının araması ile uyandığı, uyandığında Hankulu'nun hayatta olduğu ve kendisine taksi çağırdığı yönündeki iddialarını HTS kayıtları yalanladı.

HTS kayıtlarına göre Uygun'un, uyandığını söylediği saat 10.15’ten önce başka kişiyi arayıp görüştüğü, avukatını da kendisinin aradığı ortaya çıktı.

Eve taksiyi de Hankulu'nun değil kendisinin çağırdığı belirtildi.

Ayrıca Hankulu’nun ölümüne yol açan, künt travmaya neden olan eylemin ise Uygun ile odada baş başa bulundukları sırada gerçekleştiği öğrenildi.

Esra Hankulu, Mamak ilçesi Akdere Mahallesi’nde yalnız yaşadığı evinde, 3 Ağustos'ta ölü bulundu.

Hankulu ile geceyi evde geçiren ve gözaltına alınan arkadaşları Dilan C. ile Furkan G., kamuoyunda 'Aleyna Çakır' olarak bilinen Sema Esen’in ölümüyle ilgili soruşturmada, Ümitcan Uygun'un da geceyi evde geçirdiğini söyledi. Bunun üzerine Ümitcan Uygun da gözaltına alındı.

Adliyeye sevk edilen Uygun, 'kasten öldürme' suçundan tutuklandı, Furkan G. ile Dilan C. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Yürütülen soruşturma sonrası hazırlanan iddianamede, Ümitcan Uygun için 'kendisini savunamayacak durumdaki kişiyi kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu, Furkan G. ve Dilan C. için ise 'suç delillerini gizlemek' suçundan 5 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

'Ölüm saatine kadar normal sağlık durumuna sahipti'

Ankara 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianamede; Esra Hankulu’nun kesin ölüm nedeninin Adli Tıp Kurumu raporuna göre, künt kafa travmasına bağlı kafa içi kanama (subdural kanama) olduğu belirtilerek, "Kişinin ölümüne neden olan beyin kanamasının, ölümünden önceki 24 saat içinde gerçekleşen kontrolsüz bir şekilde düşerek kafasını sert ve künt bir zemine çarparak olabileceği gibi kişinin bir başkası tarafından düşürülmesi veya kafasının sert ve künt bir cisme çarptırılması veya cisimle vurulması sonucu da oluşabilir" değerlendirmesi yapıldı.

İddianamede Adli Tıp Kurumu raporuna göre, kişinin travmanın etkisi ile 1 saat içinde de ölebileceği değerlendirilmesi yapılarak, Esra Hankulu’nun 2 Ağustos günü saat 17.55’te şüphelilerden Dilan C. ile buluştuğu, bu saatte Ümitcan Uygun ile aynı odaya girdiği 3 Ağustos 02.00 sıralarına kadar kafasına künt travmaya neden olacak herhangi bir darbe almadığı, elde edilen tüm deliller ışığında Hankulu’nun ölüm saatine kadar normal sağlık durumuna sahip olduğu kaydedildi.

'Künt travma baş başa bulundukları sırada'

İddianamede, alınan ifadeler ve telefon kayıtlarının incelemesi sonucu da Esra Hankulu’nun ölü bulunduğu odaya şüpheli Ümitacan Uygun dışında birinin girdiği yönünde tespit bulunmadığı belirtilerek, "Mevcut delillere ve Adli Tıp Kurumu raporu ile oluşan kanaate göre Esra Hankulu’nun ölümünün meydana geldiği 3 Ağustos günü şüpheli Ümitcan Uygun ile birlikte kalmak amacıyla odaya girmeden önceki rahatsızlığına kullandığı ilaç ile alkolün neden olduğu; ancak Hankulu’nun ölümüne yol açan künt travmaya neden olan eylemin, Uygun ile odada baş başa bulundukları sırada gerçekleştiği" değerlendirmesi yapıldı.

'Başını kendiliğinden çarpması mümkün değil'

İddianamede; sağlık ekipleri olay yerine girdiklerinde Hankulu’nun, odasındaki bazanın üzerinde üzeri örtülü olduğu halde sırt üstü ve elleri çapraz olarak göğüs bölgesini kavramış olarak bulunduğu, cesedin bulunduğu pozisyonun maktulenin kendi kusuru sonucu künt travmaya neden olmasının mümkün olmadığı kaydedildi.

Ayrıca savcılık tarafından yapılan ölü muayene tutanağında da Hankulu’nun sol kol dirseğinde lokal sıyrıklar ve sol dizinde de 5 santimetrelik deri kaybının, sağ dizinde de lokal sıyrıkların olduğu aktarıldı.

Yine iddianamede, Adli Tıp Kurumu raporunda Hankulu’nun tırnak aralarında Ümitcan Uygun’a ait düşük yoğunluklu da olsa DNA örneklerinin tespit edildiği bilgisi yer aldı.

HTS kayıtları yalanladı

İddianamede; Ümitcan Uygun’un ifadesinde olay günü saat 10.15 sıralarında telefonun çalması nedeniyle uyandığını, arayanın avukatı olduğunu, o sırada uyanan Hankulu’ya taksi çağırmasını istediğini söylediği belirtilerek, "Ancak tanık olarak ifadesi alınan taksici, saat 10.30-11.00 arasında durağı bir erkek şahsın aradığını ve belirtilen adrese taksi istediğini ifade etti. HTS kayıtlarına göre de şüphelinin saat 09.46’da G.U.’yu kendisinin aradığı, telefon sesine uyandığını iddia ettiği avukatıyla da saat 10.09 sıralarında kendisi arayarak görüştükleri tespit edildi" denildi.

Kapı içeriden kilitli değilmiş

Ümitcan Uygun'un, evden çıkarken Esra Hankulu'nun hayatta olduğu ve kendisini uğurladıktan sonra kapıyı arkadan kilitlediği yönünde beyanları olduğu hatırlatılarak, "Ancak olay günü sağlık ekiplerine kapıyı açan şüpheli Furkan G., savcılığa verdiği ek ifadesinde kapının içeriden kilitli olmadığını beyan etti.

Bu nedenle şüpheli Uygun evden çıkarken Hankulu’nun hayatta olmadığı ispatlandı" denilerek Uygun’un, Hankulu’nun ölümüne neden olacak şekilde baş bölgesine cebir uyguladığı, cesede yatakta bulunduğu pozisyonu vererek, evden ayrıldığı belirtildi.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >