Usta aktör Cüneyt Arkın'ın son röportajı: Türk halkı insanın içini temizler, adamı adam eder

Cüneyt Arkın
Cüneyt Arkın

85 yaşındaki usta oyuncu dün gece kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Cüneyt Arkın son röportajında, hayatına dair çok özel açıklamalarda bulunmuştu.

Türk sinemasının usta ismi Cüneyt Arkın, 85 yaşında hayatını kaybetti. Cüneyt Arkın dün gece saatlerinde rahatsızlanarak Beşiktaş, Ulus'ta bulunan özel bir hastanede tedavi altına alındı. Eşi Betül Cüreklibatır ve yakınları hastaneye geldi. 85 yaşındaki oyuncu burada hayatını kaybetti. Cüneyt Arkın son röportajında, hayatına dair çok özel açıklamalarda bulunmuştu.

'Benim kuşağım gerçek anlamda sinemacıydı'

Türk sinemasının yaşayan efsanelerinden ve en sevilen sanatçılarından birisiniz. Çocuklarımız hâlâ sizin filmlerinizle büyüyor. Bu nasıl bir duygu bize biraz anlatır mısınız?

Benim kuşağım gerçek anlamda sinemacıydı. Yani şöhretin ve paranın değerini asla bilmedi ve önemsemedi.

Cüneyt Arkın, halkın gözünde bir kahramandır. Bu hoşuma gidiyor çünkü halkla aynı duyguları yaşıyor oluyorsun. Türk halkı müthiş bir halk. İnsanın içini temizler, adamı adam eder. Öyle bir halkla aynı duyguları paylaşmak bana keyif veriyor.

Aynı zamanda doktorsunuz. Mesleğinizi yapmadığınız için pişmanlık duydunuz mu? "Keşke aktörlük yerine doktorluk mesleğine devam etseydim" dediğiniz oldu mu?

Doktorluk yaptım. Hatta kaç yıl Anadolu'da hiçbir kadının çıplak etine iğne yapamadım, hep şalvar üstü. Penisilin bile yoktu. Kızamıktan çocuklar ölüyordu. Antibiyotik ve hiçbir laboratuvar yoktu. Klinik hekimlikte bizi iyi yetiştirdiler. Beş duyuyla teşhis koymak önemli. Klinik hekimlik şimdi kalmadı. Geçen gün bacaklarımda şişme oldu, doktora gittik, doktor gelip bakmadı bile. O tahlil, bu test yönlendirdiler. Biz bakar incelerdik. Kitabımda yazmıştım. Bir köye gittik, 35 yaşlarında bir kadın feryat içinde doğum yapıyor. Ben müdahale ettim, kocası da, babası da bana silah çekti. Mahrem diye bana müdahale ettirmediler. Sabaha kadar feryatlar çeken kadın ve bebeği öldü. Kitabımın sonunda şu ifadelere yer vermiştim: "Ben doktorum." Buna benzer çok olayla karşılaştım, Anadolu'nun gerçeklerini içten yaşadım.

'Şöhreti yaşayan insanlar birkaç yıl sonra unutulup gidiyor'

Günümüzde insanlar ünlü olmak için çabalıyor ama bu geçici oluyor. Şöhreti yaşayan insanlar birkaç yıl sonra unutulup gidiyor.

Şöhrette kalıcılığı yakalayabilmek için siz ne önerirsiniz? İnsanlar bir dönem şöhret olmak için Survivor'a gitti. Türk halkı aslında garip bir halk.

Büyükşehirlerde çok çabuk kişiliğini, geleneğini, o yaşama biçimini kaybediyor. Çok hızlı yaşıyor. Çok çabuk aşık olup çok çabuk ayrılıyor.

Bütün değerlerin altüst olduğu şaşkınlık veren bazı insanlar çıkıyor sosyal medyada. Bunu meslek edinen kadınlar gördüm. Saçıyla, kıyafetiyle dikkat çekiyorlar.

Ama Türk halkının bir özelliği vardır. Kendisine kötü davrananı reddeder, ilgisini keser. Yenisi gelince hemen ona güvenir.

Görsellik çok dikkat çekiyor. Dış görüntüyü daha iyi hale getirmek için insanlar çeşitli bakımlar, estetikler yaptırıyor. Erkeklerde de en fazla yapılan estetik, saç ekimi ve saç bakımıyla alakalı. Saçlarınızı korumak için sizin özel bakımınız var mı?

Şimdi erkekler kaşlarıyla bile oynuyor. Hayret ediyorum. Bu bir ambalaj, kutunun içinde bir şey yok, değer yok. Giderek insanlar android oldu. Yarı insan, yarı robot oldu. Teknoloji insanları o hâle getirdi. Hiçbir şey özde değerli değilse, bir anlam taşımıyorsa, yüreklere dokunmuyorsa var olamaz. Birtakım şöhretler çıkıyor. O kadar çok sanatçı var ki. Kalıcılığı yakalamak istiyorsan halkla beraber olacaksın. Mesela şarkıcılar var. Onlara diyorum ki "Çıkın Anadolu'ya karış karış gezin." Ben türküleri topladım. Öyle içerikler vardı ki. Mesela "Bana bir mendil işle, gönder. İşlediği zaman eli değiyor. İçine elma koy, birini dişle, gönder. Elmaya dudağı değiyor yârin." Yahu biz ham çökelekte iki sene göbek attık. Kemal Tahir der ki; "Bir halkın türkülerini bana dinlet, ben o halkın ne olduğunu söylerim." Şarkıcılar halkla yatacak, dertleşecek, konuşacak, türkülerini dinleyecek.

Bir köy hayatını iki gün yaşasalar hayata bakışları değişir.

Arkın son olarak Kuruluş Osman'da rol almıştı
Arkın son olarak Kuruluş Osman'da rol almıştı

Yıllar sonra Kuruluş Osman'da rol aldınız. Gençlerle birlikte tarih dizisinde rol olmak nasıl bir duygu?

O set, o setin insanları, yönetmeni, senaristi, patronu başka bir dünya. Son derece inançlılar.

Güzelliklerin farkındalar, o güzellikleri paylaşıyorlar.

Hayata bakışları ve onu ifade edişleri de çok farklı. Yeni bir atmosfer, yeni bir dünya gördüm, kazandım orada. O hâlleri huzur veriyor insanlara.

Buna benzer bir yapımda, sinemada tekrar rol almayı düşünür müsünüz?

Yok. Eşim bırakmıyor.

'Koşacak pist yoktu'

Gençlerin spora karşı ilgisi artı. Olimpiyatlarda önemli başarılar elde edildi. Sportif başarılar hakkında neler söylemek istersiniz?

Eskiden spor yapan gençler soyunma odalarında eşyalarını koyacak gardırop bulamıyordu. Koşacak pist yoktu. Çok şikâyetler vardı, çok yoksulluklar vardı. Şimdi düzeldi ki, başarılar da gelmeye başladı. Türk gençleri çok zengin, çalışkan ama fırsat verilmiyor. Bir ara gençlik potansiyel suçluydu. Gençler, "Kendimizi ispat edeceğimiz bir fırsat bize verilmiyor" diyordu. Bakın fırsat verildiği zaman Türk gençleri neler yapar... Eğitim sistemimizin düzelmesi gerekiyor.

Hayatınız boyunca keşke şunu da yapsaydım dediğiniz bir şey oldu mu?

Çok az çocuk yaptım.

Kaynak: Sabah

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >