Uzmanlardan doğal gaz rezerviyle ilgili açıklama: Önceki keşiflerle kıyaslanamaz

Arşiv
Arşiv

Türkiye, uzun süredir karada ve denizde enerji kaynağı arama çalışmalarına devam ediyor. Son olarak Karadeniz’deki faaliyetler sırasında Sakarya Gaz Sahası olarak adlandırılan bölgede 320 milyar metreküplük bir rezerv keşfetti. Rezervin bulunmasından sonra, bu gelişmenin olası ekonomik yansımaları ile ilgili çok sayıda görüş ortaya atıldı.

Karadeniz’deki doğal gaz keşfinin Türkiye’nin daha önceki keşifleri ile kıyaslanamayacak kadar büyük olduğunu söyleyen Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol, "Daha önceki keşiflerin ekonomik değeri zayıftı ama burada attığınız taş ürküttüğünüz kuşa değiyor” dedi.

Akdeniz Ülkeleri Enerji Şirketleri Birliği Hidrokarbonlar Müdürü Dr. Sohbet Karbuz'a göre, keşfedilen doğal gazın 2023 yılında piyasaya sunulmasının önünde bir engel bulunmuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Karadeniz'de 320 milyar metreküp doğal gaz keşfedildiğini açıklaması yeni bir sürecin kapısını araladı. Bu açıklamanın ardından keşfedilen doğal gazın maliyeti ve ne zaman kullanılacağıyla ilgili birçok görüş ortaya atıldı.

"Attığınız taş ürküttüğünüz kuşa değecek"

  • Karadeniz’deki bu rezervin Türkiye için bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol, “Dünyada bu şekilde enerji keşfedilen sahalar sahip olduğu büyüklüğe göre küçük, orta, büyük ve dev olarak kategorilendiriliyor. Sakarya Gaz Sahası’na baktığımızda bu alanın dev olarak nitelendirilen sınıfa girdiğini görüyoruz. Türkiye daha önce de arama-tarama faaliyetleri sırasında doğal gaz buldu ancak bunlar ölçek olarak çok küçük kalıyordu. Bu keşif daha öncekilerle kıyaslanamayacak kadar büyük ve Kuzey Denizi’nde 2010’dan bu yana Norveç’in bulduğu tüm gaz sahalarının toplamına eşit. “Attığınız taş ürktüğünüz kuşa değecek” derler. İşte bu keşfi en net anlatacak cümle bu. Diğer keşifleri çıkarmanın ekonomik olarak bir anlamı yok ancak burada çok büyük bir rezervden bahsediyoruz. Ekonomik katkısı oldukça güçlü. Tabii sahada yapılacak daha detaylı analizler ve araştırmalar sonucu tam anlamıyla göreceğiz” diye konuştu.
Dr. Fatih Birol
Dr. Fatih Birol

"80 milyar dolar değeri var"

Uluslararası Enerji Ajansı olarak yaptıkları analizlerde Sakarya Gaz Sahası’ndaki 320 milyar metreküplük rezervin potansiyel ekonomik değerinin mevcut fiyat trendleriyle 80 milyar dolar olarak hesaplandığını belirten Birol, “Buradaki sahadan yıllık 10-15 milyar metreküplük bir üretimin gerçekleşebileceğini düşünüyoruz. Bu üretim miktarı da Türkiye’nin doğal gaz ihtiyacının üçte birini karşılayabilir” dedi.


"6 milyar dolarlık yatırım gerekiyor"

Analistler tarafından yapılan çalışmalara göre bu büyüklükte bir gazın üretime geçmesi için yaklaşık 6 milyar dolarlık bir yatırım gerektirdiğini aktaran Birol, “Daha önceki örneklere bakarsak gazın ekonomiye kazandırılması için üç yıl çok uzak bir ihtimal değil. Burada önemli olan büroktasinin nasıl işleyeceği. Eğer nihai yatırım kararının alınmasında ve diğer işlemlerde devlet öncelikli bir politika izlerse gaz gerçekten üç yılda piyasada olur. Bu zor bir süreç ama imkansız değil” ifadelerini kullandı.

"İlerde faturalara yansıyacaktır"

  • Keşfin ardından tüketiciler de doğal olarak evlerinde gelen doğal gaz faturasının hemen düşüp düşmeyeceğini merak etti. Fatih Birol, ise bu duruma şöyle açıklık getiriyor: “Kısa sürede bir fiyat düşmesi olası değil. Bu yönde beklentiler de gerçeklikten uzak. Ancak uzun dönemde gazın piyasaya ulaşması ve onu takip eden adımlarla beraber konutlarda ve sanayide gazın daha düşük fiyattan olacağını söyleyebiliriz.”

"Üç yılda piyasaya sunulabilir"

Akdeniz Ülkeleri Enerji Şirketleri Birliği Hidrokarbonlar Müdürü Dr. Sohbet Karbuz'a göre, keşfedilen doğal gazın 2023 yılında piyasaya sunulmasının önünde bir engel bulunmuyor.

Mısır'ın geçtiğimiz yıllarda Doğu Akdeniz'deki Zohr Sahası'nda 860 milyar metreküp bulduğunu hatırlatan Karbuz, "Bu devasa sahada keşiften ilk gaz akışının başladığı zaman arasında geçen süre sadece 28 aydır. Bu sektörde bir rekordur" dedi.

Dr. Sohbet Karbuz
Dr. Sohbet Karbuz

Gaz akışının başlaması için süreçler

Denizlerde yapılmış bir gaz keşfi ile o sahadan gaz akışının başlaması arasında geçen sürenin 5 ile 7 yıl arasında sürdüğünü belirten Karbuz, bunun Türkiye için önemli bir kriter olmadığını söyledi ve şöyle devam etti:

  • "Sektörde işler şöyle işliyor. Önce gaz sahası buldunuz, tespit kuyuları açarsınız. Bir sürü testler yaparsınız. 7-8 ay, bir sene geçer. Herkesin elinde gemi yok, kiralamak için sıraya gireceksiniz, randevu alacaksınız vs. Bunlar zaman alan şeyler. Sonra çıkarılabilir gaz rezervini tahmin edeceksiniz. Üretim modeliniz hazırlayacaksınız. Gazı sahadan karaya nasıl taşıyacağınızı ve karada gerekli tesislerin planını ve muhasebesini yaparsınız. Ondan sonra hangi ülkede faaliyet gösteriyorsanız, o ülkenin makamları ile masaya oturacaksınız. Biz şu kadar çıkarılan gaz miktarı var. 'Yıllık üretim miktarı şu kadar olarak planlıyoruz. Siz iç piyasaya ne kadarını alacaksınız ve ne kadarını ihraç etme olanağı vereceksiniz' gibi konuları müzakereleri yaparsınız. Bu sahayı üretime sokmak için finansman bulmanız gerekecek. Bankalar, alım ve satım garantisi ister. Devlet ile ve ihracat yapacaksanız alıcıyla anlaşmanız getirmeniz gerekir. Aynı zamanda şirket içerisinde bir çok prosedür gereklidir. Yönetime durumun sunulması. Sonra yönetim uygun görürse nihai yatırım kararı alınır.

"Bizde süre çok kısıtlı olacak"

Bu yoğun aşamaları Türkiye yaşamayacak. Biz gemi aramayacağız, finansman aramayacağız, alıcı belli. Bürokratik prosedürler olmayacak. Boru hattı yapılacak sadece. Bir de üretim platformu bulacaksınız. Bizde süre çok kısıtlı olacak."

Kaynak: Yeni Şafak, Hürriyet

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >