Yaşlıları evde tutmanın formülü: Sosyalleşme imkanı sağlayın

Arşiv
Arşiv

Koronavirüs salgınında risk grubunda olan 65 yaş ve üstü için sokağa çıkma yasağı getirilmesine rağmen birçoğu buna uymuyor. Gerekçe olarak ise evde sıkıldıklarını söylüyorlar. Uzmanlar, yaşlıların yakın çevresinin psikolojilerinin iyi olması için evdede sosyalleşebilmenin yollarını onlara göstermeleri gerektiğini belirtiyor. Sosyal medyada oluşturulan yaşlılardan virüs geçecek algısı tamamen yanlıştır. Aksine yaşlılar virüsü kapmaya müsait olduğu için evde kalmaları önerilmektedir.

Koronavirüse karşı en hassas grubu oluşturan 65 yaş üstü bireylerin evlerinden çıkışlarına, hem kendilerini korumak hem de hastalığın toplum genelinde yayılımını engellemek amacıyla Bakanlık tarafından sınırlama getirildi.

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölüm Başkanı Doç. Dr. İsmail Barış, bu tedbirin birey ve toplum sağlığının korunması açısından çok doğru bir karar olduğunu söyledi. Doç. Dr. İsmail Barış, ileri yaştaki bireylere verilecek desteğin, evde daha kolay vakit geçirmelerini sağlayacak uygulamalar içermesi gerektiğini vurguladı.

“Evde kalmanın önemi iyi anlatılmalı”

İleri yaş dönemindeki bireylerin önemli bölümünün kronik bir hastalıkla yaşama yükü altında olduğunu ifade eden Doç. Dr. İsmail Barış, “Pek çoğu için sokağa çıkmak, insan yaşamının en önemli unsurlarından olan sosyalleşme ve iletişim kurmanın yegâne yolu. Bu nedenle, öncelikle ileri yaştaki bireylere bu hastalığın yol açacağı sorunlar hakkında yeterince bilgilendirme yapılmalı ve evde kalmanın onların yararına olduğuna inanmaları sağlanmalı” dedi.

“Sosyalleşme ihtiyaçları da karşılanmalı”

İleri yaştaki bireylerin evde geçirdikleri zamanda onların sosyalleşme ihtiyaçlarının da karşılanması bu imkânların da sunulmasının önemine dikkat çeken Doç. Dr. İsmail Barış; “Bu konuda bazı uygulamalara gidilebilir. Örneğin eski bir dostuyla, askerlik arkadaşı veya eski komşusuyla telefon veya görüntülü arama yapması sağlanabilir. Zira yaşça ileri olan kişiler için kendilerine yaşam neşesi veren, dertlerini unutturan en önemli faaliyet geçmiş güzel günlerini hatırlamaktır. İkinci bir uygulama olarak da televizyon ve radyo kanallarında, yaşlıların ilgisini çekecek, onları eski güzel günlere götürecek programlar yapılabilir” dedi.

“Online profesyonel destek verilebilir”

Profesyonel olarak verilebilecek desteklere de dikkat çeken Doç. Dr. İsmail Barış, “Bir destek de bu bireylerin sadece kendilerine yönelik oluşturulacak telefonda danışma hatları aracılığıyla sosyal hizmet uzmanları ve psikologlarla ile görüşmelerinin sağlanması olacaktır. Böylelikle ileri yaştaki bireyler hem ihtiyaçlarını dile getirebilecekler, hem de uzmanlar tarafından dinlenerek psikolojik anlamda rahatlama yaşayabileceklerdir” dedi.

Özellikle tek yaşayan 65 yaş üstü bireylerin ihtiyaçlarının tespit edilerek giderilmesi konusunda muhtarlıklar, yerel yönetimler ve sivil toplum örgütlerine bu dönemde büyük görev düştüğünü belirten Doç. Dr. İsmail Barış, toplum sağlığı adına sosyal yaşamdan çekilmek durumunda kalan bu bireylerin bir yalnızlık durumu içine itilmemesinin önemini de vurguladı.

Yaşlıların kaygılarını gideren pozitif konular konuşulmalı

Bağışıklık sistemlerinin Koronavirüs’ten etkilenmeye daha çok müsait olması nedeniyle sosyal mesafe kuralına uymaları ve evlerinde kalmaları tavsiye edilen 65 yaş üzeri bireyler, bu süreçte psikolojik desteğe de ihtiyaç duyuyor. Sosyal medyada yaşlılar ile ilgili oluşturulan söylemlerin yanlış olduğunu ifade eden uzmanlar, evdeki yaşlı bireylerin ihtiyaçlarının yakınları tarafından karşılanmasını ve sürekli aranarak motivasyon konuşmaları yapılmasını öneriyor.

Sosyal Hizmetler Uzmanı Özgür Varan, Koronavirüs sürecinde evlerinden çıkamayan yaşlılara nasıl destek olunabileceği ile ilgili önemli tavsiyeler paylaştı.

Virüsün kaynağı yaşlılar değil

Bu süreçte ileri yaştaki bireylerin konuşmaya, duygularını ifade etmeye, onları dinleyen ve anlayan ilgili insanlara ihtiyaç duyduklarını söyleyen Sosyal Hizmetler Uzmanı Özgür Varan, “Bu görev yakınlarına düşüyor. Yaşlı bireyleri bilgilendirmek, dinlemek, duygularını anlatmalarına müsaade etmek daha doğru bir yaklaşım. Kaygıyı önlemenin en doğru yolu doğru bilgilendirmedir. Bugünlerde virüsü yaşlılar yayıyormuş, kaynağı onlarmış, onlar yakalandıklarında hemen ciddi bir durum oluşacakmış gibi bir durum oluştu. Bu söylemler onların zihinlerini fazlasıyla meşgul ediyor ve duygu dünyalarında yanlış yorumlamalar yapmalarına sebep olabiliyor. O yüzden neden evde durmaları gerektiği, neden bazı durumların risk oluşturduğu, aslında onların bulaştırmadığını ve bunun temel bir virüs olduğunu anlatmak gerekiyor” dedi.

Kaygılandırmadan bilgi sağlanmalı

Yaşlı bireylerin sosyal mecraları gençler kadar etkin ve etkili kullanamadıklarını ifade eden Varan, “Süreçle ilgili yeterli bilgiye sahip olma imkânları kısıtlı olabileceğinden dolayı yakınlarının özellikle alınacak önlemler ve mevcut durumla ilgili korku ve kaygıya mahal vermeden bilgilendirme yapması gerekiyor. Görüşmelerde sosyal izolasyon ve sosyal mesafenin önemi özellikle vurgulanmalı. Evlerine misafir kabul etmemeleri, çok acil bir durum olmadıkça evden dışarı çıkmamaları gerektiği söylenmeli. Bağışıklıklarını güçlü tutmaları, hijyenin ne kadar önemli olduğu açıklanmalı. Temel ihtiyaçları, alışveriş ve benzeri gibi dışarda halletmesi gereken durumlar için onlara destek olunabilir” dedi.

Pozitif aktiviteler önerilmeli

Varan, sosyal medyayı daha etkin kullanan, hayatın daha çok içinde olan genç kuşak bile evde olduğu bu süre içinde aktivite bulmakta çok zorlandığını söyleyerek sözlerini söyle sürdürdü: “Yaşlılar için bu durum daha da ciddi bir boyutta. O yüzden onlar yerine düşünülmeli, nelerden hoşlandıkları göz önüne alınmalı. Bulmaca çözmeyi seviyor olabilir, film izlemekten hoşlanıyor olabilir, okumayı sevenlere kitaplar önerilebilir, görme ve duyma ile ilgili problemleri olanlar için sesli kitap uygulamaları indirilebilir, radyo tiyatroları önerilebilir, el işi gibi çeşitli aktivitelere yönlendirilebilir. Bu süreçte birçok imkân ve koşullar onlar için sağlanabilir. ATM’lerden para çekmenin, bankalara gitmenin çok riskli olduğu söyleniyor. İlerleyen yaşlarından ötürü teknolojiyi genç kuşak kadar etkili kullanamayabiliyorlar. Onların yerine yakınları bu ihtiyaçları karşılamalı.”

Sosyal medyadaki söylemler yanlış

Sosyal medyada yaşlı bireylerin sokağa çıkma sınırlaması olmasına rağmen neden dışarı çıktıkları ve kuralları dinlemedikleri gibi söylemler oluştuğunu ifade eden Varan, “Toplumda yaşlılara karşı dışlayıcı, rencide edici ve korkutmaya yönelik nefret söylemleri oluşmaya başladı. Maruz kaldığımız virüs salgınının toplumda ayrışmaya değil, dayanışmaya sebep olması gerekiyor. Bu söylemler son derece yanlış çünkü ileri yaştaki kişiler bu süreci herkesin algıladığı gibi algılamıyor ve yaşamıyor olabilirler. Haber kaynaklarını etkin kullanamadıkları için de olan bitenin ciddiyetini tam fark edemiyorlar” dedi.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >