🏠😰 Dikkat: Karantina sonrası evden çıkmaktan korkabilirsiniz

Salgının ardından açık alan korkusu yaşayanlarda artış bekleniyor
Salgının ardından açık alan korkusu yaşayanlarda artış bekleniyor

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüsten korunmak ve yayılmasını engellemek amacıyla bir çok insan zorunlu olmadıkça dışarı çıkmıyor. Ancak salgın korkusu ile birlikte evde kalma sürecinin insan psikolojisine etkileri de oldukça fazla. 'Karantina bittikten sonra açık alan korkusu yaşayanların yani agorafobi hastası olanların sayısında artış görülür mü?' diye GZT uzmanlara sordu. Klinik Psikolog Sema Özcan ve Uzman Psikolog Cihad Kaya ile salgının psikolojik boyutunu mercek altına aldık.

Koronavirüs salgını ile birlikte birçok insan salgının yayılmasını engellemek için evlerde kalmayı tercih ediyor. Ancak bu sürecin insanlar üzerinde bir de olumsuz psikolojik etkileri var.

Açık alan korkusu yaşayanların sayısında artış olacak

Klinik Psikolog Sema Özcan, "Şu anda herkes korktuğu için güvenli alanları olan evlerden çıkmak istememe yani açık alan korkusunda artış olacaktır." diye ifade etti.

Evde kalma sürecinin psikolojik etkileri

Özcan, "İnsanların evde kalma süreci bir süreden sonra insanlarda sıkılmaya, isteksizlik oluşumuna, hayattan zevk alma oranının düşmesine, mutsuzluğa, huzursuzluğa, zihinsel ve bedensel yorgunluğa, içsel bir gerginlik yaşanmasına neden olabilir." dedi.

Küresel salgın bittikten sonra kimisi evde kalmaya devam edecek

Bu süreçte insanlar bir süreden sonra sıkılmaya başlayacak hatta sıkılanları görmekteyiz. Evde kaldıkça isteksizlikle beraber kimi insan kendini küresel salgın bittikten sonra dışarı atacak, kimisi evde kalmaya devam edecek. Bu süreç sonrasında ruhsal olarak yorgunluk devam edecek gibi gözüküyor.

Açık alan korkusu nedir?

Açık alan korkusuna gelecek olursak. Agorafobi olarak nitelendirilir. Genelde panik bozukluk yaşayan kişilerde de görülebilir. Bu kişiler evde kendilerini rahat ve güvende hissederken Kalabalık ortamlara girdiklerinde endişeye ve güvensizliğe kapılabilirler.
Bir sorunla karşılaşırsam yardım bulamam diye endişelenebilirler. Dolayısıyla açık alan korkusunda da artış gözlenebilir. Birçok psikolojik rahatsızlıkta artış bekleniyor. Özellikle panik bozukluk, depresyon, Obsesif kompulsüf bozuklukta artış bekleniyor diyebiliriz.

Açık alan korkusu yaşayanlar ne yapmalıdır?

Bu durumu yaşayan kişiler tek başlarına çıktığında güvende olmadıklarını hissedebilir. İlk aşamada hasta yakınları hastanın günlük yaşantısını idame edebilmesine yardımcı olması hastayı güvende hissettirir.Örneğin alışverişte yanında olup güvende hissetmesini sağlayabilir. Bu tür yardımlar kısa vadeli hastanın yükünün azalmasına yardımcı olur . Ancak uzun vadede hastalığın devam etmesine sebep olur. Karantina süreci bittikten sonra kişinin kendisini aşama aşama buna hazırlaması gerekir. Eğer panik, endişe, tedirginlik, korku ve kaygı artışta ise bir psikoterapi ya da ilaç desteği alınmalıdır.

Evde kalma sürecini sıkıntılı geçirenler salgın bittikten sonra da açık alana çıkarken korkuları devam edecek

Uzman Psikolog Cihad Kaya salgının insanlar üzerindeki psikolojik etkilerinin aşmalardan geçtiğini söyledi. Kaya, “Evde kalma sürecini sıkıntılı geçirenlerin salgın fizyolojik olarak bitse bile açık alana çıkarken korkularının devam edecek.” dedi.

Kaya, "Yaşadığımız bu salgın durumu ile alakalı olarak adını koymamız gereken ve anlamamız gereken bir olgu var. Bir pandeminin içerisinden geçiyoruz. Ne zaman sonlanacağı henüz belirsiz. Umuyoruz ki yakın zamanda bitecektir." dedi.

Pandeminin diğer adı travma

Diğer taraftan bu pandeminin diğer adı bir travma olarak söylesek yanlış ifade etmiş olmayız sanıyorum. Travmadan kastımız toplumsal hatta dünya çapında bir travmadan bahsediyoruz. Büyük bir yaşam olayı ile karşı karşıyayız.

Travmanın evrenlerinden ilki: Şok

Bu yaşam olayında geçirmemiz gereken evreler var. Bunlardan ilki şok evresi ne olup bittiğine anlam veremediğimiz. Bizler ülke olarak bu süreci atlattık.

İkinci evre: İnkar

Şokun arkasından inkar sürecimiz başlar. İnkar sürecinden kastımız da şudur. Kişiler başlarına gelen çok dehşet verici hayatlarını kısıtlayan bir olayla karşılaştıklarında bununla başa çıkmak için öyle bir şey yokmuş gibi davranışlar göstermeye başlarlar. Nitekim açıklamalar ilk yapıldığında temkinli olmamız gereken zamanda olayı ciddiyeti bize aktarıldığında bazı insanların bize bir şey olmaz diyerek genlerimize vurgu yaparak sokaklara çıkarak espiriler yaparak bu süreçte inkar mekanizmasını kullandığını görüyoruz.

Üçüncü evre: Pazarlık

İnkar evresinin arkasından pazarlık dönemi gelir. Travmada atlatılması gereken evrelerden biri de pazarlık evresidir. Ağır bir hastalığınız olduğunu varsayın yaşamanızı tehdit eden bir hastalık bu hastalığa sahip olan kişiler şok,inkar evresinin ardından iç dünyasında bir pazarlığa başlar. Bu pazarlıkta şudur şu hastalık bir geçsin şunları şunları yapacağım gibi. Şu kadar insanı sevindireceğim, hayatımın sonuna kadar hiçbir şeyi kafaya takmayacağım, dünyayı göreceğim gibi gelecek günler için kendi içinde bir pazarlık sürecine bir umut pazarlığına girişir.

Ülke olarak pazarlık evresindeyiz

Şuan aslında bulunduğumuz durum daha çok pazarlık süreci gibi görünüyor bizlere. Çünkü yorgunluk başladığı için etrafımızdaki bir çok insandan duyduğumuz cümleler birisi şu salgın bir bitsin, dışarıya çıkacağım, görmediğim yerleri göreceğim gibi bir beklentimiz var. Unutmamak gereken bir parametre var elimizde.

Pazarlığın ardından depresif dönem başlar

Pazarlık evresi sonlandığında bunun arkasından depresif bir dönem geçiririz her birimiz. Artık olayın gerçekliğini kavramış durumdayızdır, kabul ederiz, hayatımızı kısıtladığını ve yıkıcı olduğunu görürüz. Bunun üzüntüsünü yaşarız. Bu üzüntünün sonrasında yeniden yapılanma süreci başlıyor. Hayatla alakalı yeni anlamlar üretiyoruz.

Bu salgın fizyolojik olarak bitse de ruhsal açıdan devam edecek

Şuan açık alana oldukça hevesliyiz. Bahsettiğim melankolik süreç geçtiğinde sokaklara döndüğümüzde umuyoruz ki yakın zamanda olsun bu. Sokaklara döndüğümüzde nasıl bir şeyle karşılaşacağımızdan çok emin değiliz. Takıntılarla alakalı sorun yaşayan insanlar için pandeminin etkisi bir müddet daha devam edecek. Çünkü kirleme ile alakalı bir sorunu aşırı titizliği olan birini varsaydığımızda bu insan sokağa çıktığında hali hazırda hiçbir şey yokken bile acaba bir mikrop kaptı mı? Acaba elim mi kirlendi? Diye düşünen insan ilerleyen zamanda her yerde bu virüsün devam ettiğini dair inançlar geliştirebilir. Zorluk yaşayabilir.

Bu salgın fizyolojik olarak teknik olarak sonlansa bile ruhsal açıdan biraz daha süreceğe benziyor. Ne zaman biteceğini bilmiyoruz ama sokaklara çıkmak, eski alışkanlıkları yeniden kazanmak ve eski teması yeniden kurmak noktasında adaptasyon süresine ihtiyacımız olacak.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >