Düzleştirilen tepeler, yönü değiştirilen nehirler: Mumbai’nin yeni havalimanı açıldı

Mumbai, sonunda nefes alıyor! Dünyanın en yoğun şehirlerinden biri, yıllardır tek bir havalimanına sıkışmıştı. Şimdi ise neredeyse yirmi yıl süren inşaatların, taşınan tepelerin, yönü değiştirilen nehirlerin ardından ikinci havalimanı Navi Mumbai International kapılarını açtı.
Kağıt üzerinde her şey etkileyici: Zaha Hadid Architects’in imzasını taşıyan lotus biçimli terminal, yılda 20 milyon yolcuyu ağırlayabilecek kapasiteye sahip. Altın yapraklarla taçlanan tavanı, jaali desenli duvarları ve doğal havalandırma sistemleriyle, Hindistan’ın hem estetik hem sürdürülebilirlik iddiasını aynı anda temsil ediyor. Ama asıl mesele mimari değil. Bu proje, bir kentin ne kadarını “uçurmak” uğruna düzleştirdiğimizle ilgili.
Yükselen havalimanı, alçalan tepeler

Havaalanına yer açmak için tepeler dümdüz edildi, nehirlerin yönü değiştirildi, bataklıklar kurutuldu. Modernliğin simgesi sayılacak bir yapı, aslında doğanın sınırlarının yeniden çizilmesiyle mümkün oldu.
Elbette Mumbai’nin buna ihtiyacı vardı. Tek bir havalimanı artık 50 milyondan fazla yolcuyu taşıyamıyor, gecikmeler şehir efsanesine dönüşmüş durumdaydı. Ama yeni sabır ve hafıza testine de dönüşüyor. Bir şehir, büyürken ne kadarını geride bırakabilir?
Gökyüzü mükemmel, yeryüzü karmaşa
Havalimanına ulaşmak hâlâ büyük bir muamma. Kağıt üzerinde 20 dakikalık bir mesafe; ama Mumbai trafiğinde bu, iki saate kadar çıkabiliyor. Metro uzantıları tamamlanmamış, ekspres otobüsler yolda, su taksileri ise şimdilik sadece vaat. Bu tablo, bir gerçeği hatırlatıyor: Bir havalimanı uçaklarla değil, yollarla çalışır.

Başbakan Modi açılışta “Bu havalimanı, çiftçileri ve balıkçıları dünyaya bağlayacak” dedi. Ama o bağlantının gerçekleşmesi için önce Mumbai’nin kendi içinde bağ kurması gerekiyor.
Modernliğin bedeli

Hindistan bugün 160’tan fazla aktif havalimanına sahip. Ama mesele nicelik değil, erişim. Yeni terminal, ülkenin dijitalleşme ve küreselleşme iddiasını simgeliyor olabilir fakat aynı zamanda eski bir soruyu yeniden soruyor: Altyapı, büyümenin ön şartı mı, yoksa yan ürünü mü?
Mumbai için bu havalimanı, hem bir rahatlama hem de bir sınav. Yollar, ulaşım ağları ve şehir planı bu yeni ölçeğe ayak uyduramazsa, lotus biçimli terminal bir mühendislik başarısından çok bir gösteri mimarisi örneği olarak kalacak.