E-vize ile St. Petersburg: Ulaşması kolay, unutması zor

E-vize ile St. Petersburg: Ulaşması kolay, unutması zor
E-vize ile St. Petersburg: Ulaşması kolay, unutması zor

Kimi şehirler vardır, sadece haritada değil; hayallerde, kitaplarda, anılarda yaşar. St. Petersburg tam da öyle bir yer. Bazen bir Puşkin dizesinde, bazen Raskolnikov’un gölgesinde, bazen de Baltık kıyısında bir sabah sessizliğinde… Uzun zamandır uzakta duran bu şehir, artık bizlere hiç olmadığı kadar yakın.

Artık St. Petersburg’a ulaşmak ne uzak ne karmaşık. Dakikalar içinde tamamlanan e-vize süreciyle, o ağır konsolosluk randevularının, evrak yığınlarının yerini bir pasaport ve bir dijital fotoğraf alıyor. Üstelik İstanbul’dan her gün 7, Antalya’dan ise 13 uçuş… Bu zarif şehir, neredeyse komşu kapısı gibi.

St. Petersburg başka bir zamana açılan bir pencere. Adım attığınız anda, geçmişin görkemiyle bugünün ritmi birbirine karışıyor. Çarlık Rusya’sının sarayları, kanalları, altın varaklı tavanlarıyla göz kamaştırırken; modern galeriler, cafeler ve canlı bulvarlarıyla da günümüzün nabzını tutuyor. UNESCO listesinde yer alan şehir merkezi, Petergof Sarayı’nın bahçeleri, Hermitage’ın zengin koleksiyonları bir müze değilmişçesine yaşamın içinden geçiyor.

Burası aynı zamanda edebiyatla örülmüş bir şehir. Dostoyevski’nin kaleminden dökülen karanlık sokaklar, Puşkin’in dizelerinde yankılanan adımlar, Turgenyev’in sessiz gözlemleri… Bu şehirde yürümek, sayfaların arasında gezinmek gibi.

Yaz tatilinde alışıldık rotalardan sapmak isteyenler için; tarih, sanat ve zarafetin bir araya geldiği bu şehir güzel bir başlangıç olabilir. Çünkü bazı şehirler, gidip görmekten fazlasını vaat eder. St. Petersburg da onlardan biri!