Geleceğin seyahati: Dijital kimlikle uçuş

Geleceğin seyahati: Dijital kimlikle uçuş
Geleceğin seyahati: Dijital kimlikle uçuş

Havalimanında uzun bir kuyruk, elinde bir pasaport, çantanda kıvrılmış bir biniş kartı… Bu sahne, yakın gelecekte nostaljik bir anıya dönüşebilir.

Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO), havacılık dünyasında köklü bir değişim için düğmeye bastı. Amaç, biniş kartlarını tarihe karıştırmak ve tüm yolculuk sürecini dijital kimlik ve yüz tanıma teknolojisiyle yürütmek. Yani pasaport yerine telefon, biniş kartı yerine yüzün geçecek.

Peki bu ne anlama geliyor?

Kağıtları unut, yüzünü hatırla

Planlanan sistemde yolcular, telefonlarına bir "seyahat kimliği" indirecek. Bu dijital kimlik, uçuş iptali ya da gecikme gibi değişikliklerde otomatik güncellenecek. Bagaj tesliminden güvenlik kontrolüne, uçağa binene kadar her aşamada yüz tanıma kullanılacak. Artık ne kağıt karışıklığı ne de "biniş kartım nerede?" paniği.

Deneniyor mu? Evet.

Finlandiya bu teknolojiyi test etmeye başladı bile. Singapur’un Changi Havalimanı yüz tanıma şeritlerini genişletiyor. Ryanair ise bu yılın sonunda kağıt biniş kartlarını tamamen bırakacağını duyurdu.

Neden şimdi?

Pandemi sonrası toparlanma sürecinde olan havacılık sektörü, bir yandan maliyetleri düşürmek bir yandan da yolcu işlemlerini hızlandırmak zorunda. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği'ne göre 2040’a kadar uçakla seyahat edenlerin sayısı 8 milyarı bulacak. Bu da her dakikası değerli bir sistem ihtiyacını doğuruyor. Dijital kimlikler, işte bu ihtiyacın çözümü olabilir.

Ama sadece hız değil; güvenlik de büyük bir etken. Dijital seyahat kimlikleri, sahte kimlik ve insan kaçakçılığı gibi suçlara karşı daha sağlam bir doğrulama sistemi sunmayı hedefliyor.

Tüm gözler üzerimizde mi olacak?

Bu kadar dijitalleşmenin getirdiği sorular da var tabii. Veri güvenliği, gizlilik, takip edilme endişesi… Bazı uzmanlar, kullanılan sistemlerin şeffaf olmadığını ve kişisel verilerin nasıl saklandığına dair belirsizliklerin kaygı verici olduğunu söylüyor.

Yine de sistem geliştiricileri rahatlatıcı açıklamalar yapıyor:

Veriler 15 saniyede siliniyor, hiçbir bilgi kalıcı tutulmuyor. Ayrıca bu uygulamalar, her ülkenin tercihine bırakılmış durumda. Yani henüz kimseye "ya hep ya hiç" denmiyor.

Pasaportlarımızı henüz çöpe atmıyoruz ama belki de son kez kartona bastırılmış bir biniş kartını cüzdanımıza yerleştiriyoruz. Uçmanın dili değişiyor: Ne yazıyla, ne barkodla… Sadece senin yüzünle.

Ve bu değişim çoktan başladı.