“Nothing Beats a Jet2 Holiday”: Viral bir ses markayı nereye taşır?

“Nothing Beats a Jet2 Holiday”: Viral bir ses markayı nereye taşır?
“Nothing Beats a Jet2 Holiday”: Viral bir ses markayı nereye taşır?

“Nothing beats a Jet2 holiday” cümlesi bir anda TikTok’un fon müziğine dönüştü. 80 milyar izlenme… 11 milyon paylaşım… Bir şarkının 10 yıl sonra yeniden listelere girmesi… Rakamlar inanılmaz.

Ama işte tam bu noktada soru şuraya geliyor: Viral olmak gerçekten satış getiriyor mu, yoksa sadece gürültü mü çıkarıyor?

Trend büyüdü ama kontrol Jet2’nun elinden çıktı

Jet2’nun sloganı o kadar yayıldı ki, bir süre sonra marka mesajı olmaktan çıktı, mizah malzemesine dönüştü.

Fırtınada uçan çadırını tutmaya çalışan bir kadın, perdesini açınca beton duvara bakan otel odasını gösteren adam…

Hepsinin üstünde aynı slogan: “Nothing beats a Jet2 holiday.” Yani insanlar reklama değil, reklama yapılan şakalara güldü.

Ama ilginç olan şu: Jet2 bu dalgaya küsmek yerine akışa bıraktı. Marka stratejistleri de aynı şeyi söylüyor: “Bu reklam Gen Z’ye en çok temas eden kampanya oldu.”

Gençler zaten Ryanair gibi katı bagaj kurallarından sıkılmış durumda. Jet2’nun “cool olmayan ama samimi” tavrı bir anda onları cezbetti.

Viral kampanya her zaman güvenli değildir

İşin karanlık tarafı da vardı.

ABD’nin ICE operasyonlarını gösteren, kelepçeli yolcuların uçağa bindirildiği bir videoya aynı slogan eklendi. Reklamın seslendirme sanatçısı bile tepki gösterdi: “Benim sesim böyle politik şeylere alet edilemez.”

Yani viralite büyüdükçe kontrol zorlaşıyor.

Marka için riskli bir nokta. Ama Jet2’nun bence doğru yaptığı şey şu oldu: Krize dönüşmeden, trendi yönetilebilir bir mizah alanında tuttu. Ne paniklediler, ne de trendi söndürmeye çalıştılar.

Peki tüm bunlar satışları nasıl etkiledi?

2025’in ilk altı ayında Jet2 tam 14 milyon yolcu taşıdı. Geçen yıla göre 750 bin daha fazla.

Gelir artmış. Kapasite genişlemiş. Gatwick’te yeni bir Jet2 üssü açılıyor. Önümüzdeki yıllarda potansiyel 15 milyon yeni müşteriden söz ediliyor.

Ama Jet2 raporunda dikkat çeken bir detay var: Şirket, viral kampanyanın satışa etkisini açıkça söylemiyor.

Bence evet, reklam markayı konuşulur yaptı. Ama büyümenin temelinde başka şeyler de var. Yeni havalimanı operasyonları (Bournemouth, Luton), bilet fiyatlarındaki düşük artış, ucuz havayollarına göre daha “dostça” algılanması, myJet2 sadakat programının 8 milyona yaklaşması…

Yani iş sadece sosyal medya değil. Jet2, tüketici davranışındaki değişimi okuyup esnek bir model kurmuş.

Viral olmak mı, güven vermek mi?

Jet2 örneği bize şunu hatırlatıyor: Viral reklam insanı uçağa bindirmez. Ama markaya sıcaklık, konuşulurluk ve bir tür “bizden biri” hissi ekler.

Gerçek satın alma kararı ise hala şurada şekilleniyor: Fiyat uygun mu? Marka güven veriyor mu? Geç kalmış bir tüketici bile “tatile çıkmak” konusunda kararlı mı?

Jet2’nun başarısı tam bu üçlünün ortasında duruyor.

Slogan yayıldı, şakası yapıldı, politik videolara bile karıştı ama sonunda Jet2 için önemli olan şey oldu:

İnsanlar hala güneş istiyor, tatil istiyor, uygun fiyat istiyor. Jet2 da “viral olmanın ötesinde” bunu onlara sunuyor.

Bazen bir reklam sadece eğlenceli bir ses olur. Ama doğru zamanda, doğru kitleye temas ettiğinde uçakları da doldurur.