Görünene aldanmamak lazım. Otel odaları her gün silinip süpürülüyor, evet, ama temizlik ekibinin her odada dakikalarla yarıştığını düşününce işin rengi biraz değişiyor. Ortalama bir oda 30 dakikada temizleniyor. Ve itiraf edelim, kimse o sürede perde çubuğunu silmiyor.

Travel + Leisure dergisi yakın zamanda, otel temizlik ekipleri ve seyahat danışmanlarıyla görüşerek otel odalarının en kirli yerlerini araştırdı. Görünüşte tertemiz olan odaların aslında hangi detaylarda hijyen sorunları barındırdığını ortaya koyan bu derleme, özellikle çok seyahat edenler için önemli ipuçları içeriyor.

Peki odadaki en kirli yer neresi? Şaşıracaksın: Dekoratif yastıklar. Hani şu yatağın üstünde estetik olsun diye duranlar. Onlar yıkanmıyor. Aylarca, bazen yıllarca. Misafir geliyor, yastığın üzerine telefon koyuyor, çantasını dayıyor, biri üstüne oturuyor… Sonra sıra sana geliyor. O yüzden içeri girer girmez onları bir kenara fırlatmak en akıllıca hareket olabilir.

İkinci tehlike: telefon ahizesi. Bunu kullanan az kişi kaldı belki ama hala odalarda yerini koruyor. Ve temizlenenler listesinde çok alt sıralarda. O yüzden o telefonu kaldırırken iki kere düşün.

Halılara gelince… Tozu, kiri saklamayı çok severler. Üstelik temizliği en zahmetli alanlardan. Bu yüzden artık birçok beş yıldızlı otel halıları kaldırıp ahşap zemine geçiyor. Temizliği kolay, hijyen daha kontrol altında.

Banyo? Evet, en çok temizlenen yerlerden biri. Ama yine de jakuzi varsa ve otel beş yıldız değilse, girmemek daha sağlıklı. Uzun süredir çalıştırılmayan jet motorları bakterileri saklayabiliyor.

Bir de gizli kirliler var: Dolap içindeki bardaklar, duş başlıkları, perdelerin en üst kısımları. Bunlar temizlikte “sonraya” bırakılan detaylar. Yani bazen hiç yapılmayanlar.

Kısacası, bir odaya girdiğinizde ilk işiniz klimayı açmak ya da yatağa yayılmak değil de, birkaç dekoratif yastığı bir kenara itip kumandaya şöyle bir ıslak mendil gezdirmek olabilir. Çünkü temiz görünen her yer gerçekten temiz olmayabilir.