Umut ışığı

Umut ışığı
Umut ışığı

Tüpraş Stadyumu 11 Mayıs akşamı bir terapi seansı gibiydi. Beşiktaş, haftalardır biriken eleştirilerin, dağınık oyunun ve kopuk ruh halinin üzerine bu kez futbolla konuştu: 4-1.

Adana Demirspor karşısında alınan bu net galibiyet, sadece üç puan değil, camiaya “buradayız” mesajıydı. Maçın başından sonuna kadar oyunun hâkimi olan siyah-beyazlılar, hem skor hem de oyun olarak tatmin edici bir performans ortaya koydu. Rafa Silva ve Rashica’nın ilk yarıdaki golleri, tribünleri umutlandırırken; Ciro Immobile ve Joao Mario’nun katkıları, bu takımın hâlâ derinlikli bir potansiyele sahip olduğunu hatırlattı.

Elbette rakibin zayıf kadrosu bu tabloyu süsledi, ama Beşiktaş’ın sezon boyunca eksik kalan şey tam da buydu: üstün olduğunu hissettirmek. Bu kez sadece kazanan değil, domine eden bir takım izledik. Taraftar ise uzun zamandır ilk defa, 90 dakikanın sonunda gülümseyerek stattan ayrıldı.

Bu maç, Beşiktaş için geç kalan bir hatırlatma gibi. Bu takım, kaliteli ayaklara sahip ama bu kaliteyi ancak kolektif bir ruhla sahaya yansıttığında anlamlı oluyor. Belki bu galibiyet, sezonun geri kalanı için bir milat olmaz. Ama en azından gösterdi ki: Beşiktaş isterse oynar, oynarsa kazanır. Ve kazandığında, Dolmabahçe yine bir futbol mabedine dönüşür.

Kartal uçmaya geç kaldı ama hâlâ göğe bakıyor.