50. yıl dönümünde Yom Kippur, Mısırlıların hafızasında hâlâ taze

Mısır ve Suriye'nin 6 Ekim 1973'te İsrail'e karşı başlattığı Yom Kippur Savaşı, İsrail ile Arap ülkelerinin bugüne kadar karşı karşıya geldiği son muharebe oldu.
Mısır ve Suriye'nin 6 Ekim 1973'te İsrail'e karşı başlattığı Yom Kippur Savaşı, İsrail ile Arap ülkelerinin bugüne kadar karşı karşıya geldiği son muharebe oldu.

Mısır yakın tarihinin en önemli savaşlarından kabul edilen “6 Ekim Savaşı”, harp süresince ve sonrasında dönemin ünlü ses sanatçıları ve bestecilerinin şarkılarında da sıkça işlenen bir konu oldu. Savaş eserlerinin sergilendiği Kahire'deki “Ekim Savaşı Panaroma Müzesi” bugün bile Mısırlıların en çok ziyaret ettiği müzeler arasında yer alıyor.

Arap ülkeleriyle İsrail’i cephede karşı karşıya getiren son savaş Yom Kippur’un üzerinden 50 yıl geçmesine rağmen savaşın anıları Mısır halkının hafızasında tazeliğini koruyor.

Adına birçok şarkı ve film yapılan savaşın başlarındaki Mısır'ın başarısı, her yıl dönümünde ülkenin çeşitli şehirlerinde anılıyor.

  • Yom Kippur Savaşı, Mısır ve Suriye’nin 6 Ekim 1973’te İsrail’e karşı başlattığı ve Arap ülkeleriyle İsrail’in cephede çarpıştığı son savaş oldu.

Arap ülkeleri arasında “6 Ekim” olarak bilinen savaş, Yahudiler için kutsal olan "kefaret gününde" başlaması nedeniyle tarihte “Yom Kippur” olarak adlandırılıyor.

Döneminin en ünlü sanatçıları hafızalarda unutulmayacak harp şarkıları besteledi

Mısır yakın tarihinin en önemli savaşlarından kabul edilen “6 Ekim Savaşı", harp süresince ve sonrasında ülkede döneminin ünlü ses sanatçıları ve bestecilerin şarkılarında sıkça yer aldı.

Muhammed Hammam’ın yazdığı ve “Ey Süveyş evleri, senin altında şehit olacağım ve sen yaşayacaksın” sözlerinin yer aldığı şarkı, radyoda dinleyen cephedeki askerlerin dirençlerini artırdığı önemli bir eser olarak değerlendirildi.
Muhammed Hammam’ın yazdığı ve “Ey Süveyş evleri, senin altında şehit olacağım ve sen yaşayacaksın” sözlerinin yer aldığı şarkı, radyoda dinleyen cephedeki askerlerin dirençlerini artırdığı önemli bir eser olarak değerlendirildi.
Besteledikleri şarkılarla kulaklarda ve hafızalarda unutulmayan şarkılar bırakan Nadiye Lütfi, Muhammed Avd, Ahmet Bedir, Hamade İmam ve Muhammed Hammam gibi sanatçılar, o dönem Mısır halkı tarafından savaşın itici gücü olarak kabul edildi.

Ekim Savaşı Panaroma Müzesi, Mısırlıların en çok ziyaret ettiği müzeler arasında yer alıyor

Mısır’da savaşın hatıralarını canlı tutan bir diğer eser ise, açılışı 1989’da yapılan Kahire'deki “Ekim Savaşı Panaroma Müzesi”.

Her yıl yüzbinlerce Mısırlı tarafından ziyaret edilen müzede, savaşta kullanılan birçok silah, teçhizat, uçak, tank ile döneme ait fotoğraf ve bilgilendirme panoları ses efektleri ve müziklerle misafirlere savaşın atmosferini yaşatıyor.

Kahire'deki Ekim Savaşı Panaroma Müzesi, savaşa tanıklık eden parçalarıyla 50 yıl sonra bile savaşın atmosferini yaşatıyor.
Kahire'deki Ekim Savaşı Panaroma Müzesi, savaşa tanıklık eden parçalarıyla 50 yıl sonra bile savaşın atmosferini yaşatıyor.

Mısır İstihbaratını savaşta bir adım öne geçiren dil: Nubice

Mısır İstihbarat servisleri, İsrail ile daha önce yapılan 1948 ve 1967 savaşlarında savaş taktik ve emirlerinin cepheye ulaştırılmasında kodlama sıkıntıları yaşamış, İsrail’in Mısır’ın savaş stratejilerini öğrenmek için iletişim cihazlarına sızarak casusluk yaptığı tespit edilmişti.

Haberleşme güvenliği sorunu, dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat’ın önerisiyle Mısır’ın güneyinde yaşayan ve ülkenin kadim halkları arasında yer alan Nubiler tarafından kullanılan yerel dil, "Nubice" kullanımıyla çözüldü.

Alfabesi bulunmayan dil, sadece yerel halk tarafından bilinmesi dolayısıyla İsrail’in Mısır’ın savaş stratejilerini casusluk yöntemleriyle edinmesini engelleyeceği düşünülerek kullanıldı.
1973 Arap-İsrail savaşlarında Mısır istihbaratı, yazılı olmayan, sadece sözlü bir dil olan Nubiceyi kullanılarak ülkenin yerli halklarından Nubili askerler tarafından cepheye iletildi. Mısır ordusunu gizli bir kod olarak Nubice kullanmaya ikna eden kişi ise Ahmed İdris idi.
1973 Arap-İsrail savaşlarında Mısır istihbaratı, yazılı olmayan, sadece sözlü bir dil olan Nubiceyi kullanılarak ülkenin yerli halklarından Nubili askerler tarafından cepheye iletildi. Mısır ordusunu gizli bir kod olarak Nubice kullanmaya ikna eden kişi ise Ahmed İdris idi.

Arap-İsrail savaşları

Aralarında Mısır, Suriye, Lübnan ve Ürdün’ün de bulunduğu bölge ülkeleri, İsrail’in Filistin topraklarında 14 Mayıs 1948’de bağımsızlığını ilân etmesinin ardından bir gün sonra İsrail’e karşı savaş açtı. Ancak savaşı kazanan taraf olan İsrail, Batı Kudüs’ü işgal ederken, yaklaşık 700 bin Filistinli de topraklarından sürüldü.

  • Bölgedeki varlığını güçlendiren İsrail, 5 Haziran 1967’de Mısır ve Suriye’ye savaş açtı. Tarihe “Altı Gün Savaşı” olarak geçen muharebede Mısır ve Suriye, yenilerek, hava kuvvetlerinin neredeyse tamamını kaybetti.

Dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat, Suriye’nin Golan Tepeleri ile Mısır’a ait Sina Yarımadasını’nı işgal eden İsrail yönetimine, Sina’dan çekilmeleri karşılığında barış imzalama teklifinde bulundu. Ancak Tel Aviv yönetimi bu teklifi reddetti.

İsrail’in Mısır’ın teklifini geri çevirmesinin ardından yeni bir Arap-İsrail savaşı olan Yom Kippur'un ayak sesleri duyulmaya başlandı.

Mısır ve Suriye liderleri, İsrail askerlerinin çoğunun izinde olduğu Yahudilerin kutsal günü olan Yom Kippur’u seçerek, İsrail’in savaşa hazırlıksız yakalanmasını amaçladı.
Mısır ve Suriye liderleri, İsrail askerlerinin çoğunun izinde olduğu Yahudilerin kutsal günü olan Yom Kippur’u seçerek, İsrail’in savaşa hazırlıksız yakalanmasını amaçladı.

Arap kuvvetleri tarafından 6 Ekim 1973’te eş zamanlı başlatılan ve Müslümanlar için ayrı bir öneme sahip olan "Bedir" adı verilen operasyonda, Mısır işgal atındaki Sina bölgesine ilerleme kaydederken Suriye de Golan Tepeleri’ni geri almak için harekete geçti.

İsrail’e karşı Mısır’la eş zamanlı saldırıya geçen Suriye’nin hedefinde ise Golan Tepeleri vardı. 150 savaş uçağıyla Golan Tepeleri’ndeki askerî noktaları vurarak ilerleme sağlayan Suriye, yaklaşık 40 bin asker ve 600 tankla Golan Tepeleri’ne girerek bir başarı elde etti.

Savaşın ilk haftasında Mısır ordusu da İsrail'e karşı büyük bir başarı kazansa da ikinci haftada Sina cephesinde işler tersine dönmeye başladı.

İlk olarak Mısır ordusu, Suriye'nin üzerindeki baskıyı azaltmak için 14 Ekim'de karşı saldırıya geçti. Sina'nın içlerine doğru ilerleyen Mısır tankları, İsrail ordusu tarafından durduruldu.

İsrail güçleri, Mısır ordusunun Sina'da oluşturduğu hattı yararak 16 Ekim'de Süveyş Kanalı'nın batısına geçti. Savaşın sonucunu etkileyen bu gelişme, İsrail'in elini güçlendirdi. Süveyş'in karşı tarafına geçen İsrail askerleri, kanalın doğusunda kalan Mısır güçlerini arkadan kuşattı.

İsrailli paraşütçü askerler Süveyş Kanalı'nı geçtikten sonra Süveyş-Kahire yolu boyunca yürüyor, 25 Ekim 1973.
İsrailli paraşütçü askerler Süveyş Kanalı'nı geçtikten sonra Süveyş-Kahire yolu boyunca yürüyor, 25 Ekim 1973.

Ateşkes süreci

Savaşın gidişatının değiştiğini gören Mısır Cumhurbaşkanı Sedat, 21 Ekim'de Sovyetler Birliği'nin Kahire Büyükelçisine İsrail ile ateşkese hazır oldukları mesajını verdi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) de 22 Ekim'de taraflara ateşkes çağrısında bulundu.

Mısır ateşkesi kabul etse de İsrail BMGK'nin çağrısına uymayarak saldırılarına devam etti. Mısır'ın çekilmesiyle yalnız kalan Suriye'de Hafız Esed de 23 Ekim'de ateşkesi kabul ettiğini duyurdu.

İsrail ise BMGK'nin 23 Ekim'de yaptığı ikinci çağrıya da olumlu karşılık vermedi.

Bölgedeki çatışmanın sona ermesini isteyen BMGK, 25 Ekim'de üçüncü defa ateşkes çağrısında bulundu. Mısır ile İsrail arasındaki ateşkes, BM'nin 26 Ekim'de Süveyş Kanalı'na barış gücü göndermesiyle büyük ölçüde sağlanmış oldu.

Daha sonra ABD'nin ara buluculuğunda Mısır ile İsrail arasında 18 Ocak 1974'te İsrail'in Süveyş Kanalı'nın batısındaki askerlerinin yanı sıra Sina’dan da belli bir ölçüde geri çekilmesini sağlayan bir anlaşma imzalandı.

Savaşın bilançosu bütün taraflar için ağır oldu

Yaklaşık 3 hafta süren savaşta iki taraf da ağır kayıplar verdi. 2 bin 500'den fazla askerini kaybeden İsrail'in 102 savaş uçağı ve 400'den fazla tankı imha edildi.

İsrail'de Nisan 1974'te yürütülen soruşturma sonucu Genelkurmay Başkanı'nın da aralarında bulunduğu üç üst düzey komutan savaşta ihmalleri olduğu gerekçesiyle görevden alındı.

Dönemin İsrail Başbakanı Golde Meir, soruşturmada aklansa da kamuoyu baskısı sebebiyle 11 Nisan 1974'te istifa etti.

Mısır ve Suriye savaşta verdikleri can kaybına ilişkin kesin bir rakam paylaşmadı, ancak savaşta yaklaşık 5 bin Mısır ve 3 bin Suriye askerinin hayatını kaybettiği ifade ediliyor.

Savaşta ayrıca Mısır ve Suriye'ye ait 2 bin 200'e yakın tankın ve 350'den fazla savaş uçağının imha edildiği tahmin ediliyor.