ABD'nin önde gelen gazeteleri Filistin haberlerini aktarma konusunda eleştiriliyor

The New York Times, Uluslararası Af Örgütü'nün İsrail apartheid'i hakkındaki raporuna yer vermezken, Washington Post gazetesi ise Filistin kelimesini işaretliyor.
The New York Times, Uluslararası Af Örgütü'nün İsrail apartheid'i hakkındaki raporuna yer vermezken, Washington Post gazetesi ise Filistin kelimesini işaretliyor.

ABD’nin New York Times ve Washington Post gibi önde gelen gazeteleri, haberlerinde Filistin’in aleyhine otosansür uygulamak ve İsrail’in lehine dil kullanmakla eleştiriliyor.

Sosyal medya kullanıcıları ve bazı internet haber portalları, NYT’nin 1 Şubat’ta Uluslararası Af Örgütünün "İsrail’in Apartheid Rejimi: Filistinlilere Yönelik Irksal Ayrımcılık ve İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar" başlıklı raporu hakkında şimdiye kadar hiçbir şekilde yer vermemesine dikkati çekti.

Twitter’da Jareer Kassis adlı kullanıcı, NYT’nin söz konusu rapora hiçbir haberinde değinmemesini "çok sinir bozucu" şeklinde niteleyerek gazeteyi alaycı bir dille eleştirdi.

Kassis, NYT’nin "Basılmaya uygun tüm haberler" sloganına göndermede bulunarak şu ifadeleri kullandı:

Sanırım anıtsal bir insan hakları raporu, Filistinlilerle ilgili olduğu düşünüldüğünde, 'basılmaya uygun tüm haberler' kapsamına girmiyor.

Filistinlilerle ilgili gerçekleri Batı okuyucusuna ulaştırmayı amaçlayan "Palestine Deep Dive" adlı grubun internet üzerinden yaptığı canlı yayında da NYT’nin tutumu kınandı.

Yayında katılımcılar, “Uluslararası Af Örgütü, eğer bu ölçekte Arakanlılardan dolayı Mynmar devletini veya Uygur politikalarından dolayı Çin’i eleştiren bir rapor yayınlasaydı, NYT tamamen farklı bir yaklaşım sergiler, bu şekilde bir otosansür uygulamazdı.” şeklinde değerlendirmede bulundu.

"Washington Post’ta Filistin demeye izin yok mu?"

Öte yandan, Washington Post (WP) gazetesi de Filistinle ilgili yayınlanan bir makalede kullanılan dil nedeniyle eleştiri yağmuruna tutuldu.

  • WP'nin, bir sivil toplum örgütünün yayınladığı yazılı açıklamasındaki "Filistin dayanışma hareketi" ifadesini, "Filistin toprakları dayanışma hareketi" şeklinde değiştirmesi bazı okuyucuların tepkisini çekti.

İlgili STK’nın organizatörü Olivia Katbi, Twitter hesabından, WP’nin makalesinde yapılan değişiklikle ilgili yaptıkları açıklamanın ekran görüntülerini paylaşarak, "Washington Post’ta Filistin demeye izin yok mu?" diye sordu.

Olivia Katbi, WP’nin makalesinde geçen "Filistin toprakları dayanışma hareketi" tanımından hareketle "Washington Post’ta Filistin demeye izin yok mu?" sorusunu sordu.
Olivia Katbi, WP’nin makalesinde geçen "Filistin toprakları dayanışma hareketi" tanımından hareketle "Washington Post’ta Filistin demeye izin yok mu?" sorusunu sordu.

WP’nin daha sonra, tartışmalara neden olan ifadeyi "teknik bir hata" diyerek düzelttiği kaydedildi.

Katbi’nin paylaşımına cevap veren LA Times gazetesi çalışanı Suhauna Hussain de tartışmalarla ilgili işyerindeki uygulama hakkında şu bilgileri paylaştı:

LA Times'ta, alıntıların dışında, Filistin dememize izin verilmiyor. Şirkette 2005’te yayınlanan bir notta düzenlenen politika gereği, Filistin kelimesinin 'yalnızca 1923'ten 1948'e kadar var olan bölgeyi veya tarihi bölgeyi (Filistin topraklarını) tanımlamak için kullanılması' isteniyor. Tanınmış bir ulus değil.

Uluslarası Af Örgütünün "apartheid" raporu

Uluslararası Af Örgütü, 1 Şubat'ta işgal altındaki Doğu Kudüs'te düzenlediği basın toplantısında, "İsrail’in Apartheid Rejimi: Filistinlilere Yönelik Irksal Ayrımcılık ve İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar" başlığıyla hazırladığı 280 sayfalık detaylı raporu duyurmuştu.

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard (sağdan ikinci) ve diğer kurum yetkilileri, Doğu Kudüs'te düzenlediği basın toplantısında, 280 sayfalık kapsamlı raporu duyurdu.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard (sağdan ikinci) ve diğer kurum yetkilileri, Doğu Kudüs'te düzenlediği basın toplantısında, 280 sayfalık kapsamlı raporu duyurdu.

Raporda, İsrail'in Filistinlilerin haklarını kontrol ettiği tüm bölgelerde, Filistinlilere karşı uyguladığı baskı ve tahakküm sistemine geniş detaylarıyla yer verilerek, "apartheid suçunun" İsrail ve işgal altındaki Filistin toprakları ile yerinden edilerek diğer ülkelere sığınan Filistinlileri kapsayacak kadar geniş olduğu vurgulanmıştı.

Apartheid sistemi, uluslararası hukuka göre, bir ırksal grubun diğer bir ırksal grup üzerinde kurduğu kurumsallaşmış ve sistematik baskı ve tahakküm rejimi olarak tanımlanıyor. Ciddi bir insan hakları ihlali sayılan apartheid, uluslararası kamu hukukuna aykırı kabul ediliyor.