Bağımsızlığa giden yol: Yûsuf el-Azme

Yûsuf el-Azme
Yûsuf el-Azme

1920’de Fransızlara karşı verilen son savaşın komutanı olan Yûsuf el-Azme, dağılışına kadar Osmanlı’ya bağlı kalmış bir vatanperverdi.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Suriye’de sular hiç durulmadı. Sykes-Picot Antlaşması’yla coğrafyamızın paylaşılması, Osmanlı Devleti’nin çöküş sürecine girmesi bu durumun temel sebepleri arasındaydı. Böyle bir durumda Suriye’de Osmanlı’ya bağlı kalmayı savunan, Fransız işgalcilerle mücadele eden ve ismi bugünlere kadar ulaşan Yûsuf el-Azme dikkat çekici bir kişiliktir.

Yûsuf el-Azme, 1906'da Harp Okulundan mezun olduktan sonra askerî üniformasıyla.
Yûsuf el-Azme, 1906'da Harp Okulundan mezun olduktan sonra askerî üniformasıyla.

9 Nisan 1884 yılında Şam’ın eş-Şagur Mahallesi’nde dünyaya geldi. Azme ailesi Suriye’de ticaretle, sanatla ve kısmen idareyle meşgul olan seçkin bir aileydi. Dolayısıyla Yûsuf el-Azme, çocukluğundan itibaren kendisini canlı bir ortamın içinde buldu. Babası 1890 yılında vefat edince bakımını abisi Abdülaziz el-Azme üstlendi. İlk eğitiminin ardından askerî eğitim almaya karar verdi. Rüşdiye’den mezun olduktan sonra İstanbul’a gelerek Harbiye’ye kaydını yaptırdı. Derslerinde çok başarılıydı. Türkçe, Arapça, Fransızca ve Almanca öğrendi. Okulu birincilikle bitirdiği için Sultan II. Abdülhamid’den altın madalya aldı. Okuldan mezun olunca yüzbaşı olarak göreve başladı.

Bir yıl sonra Yıldız Sarayı’nda yardımcı askerî eğitmen olarak göreve başladı. 1909’da bir yıl Almanya’da askerî eğitim anlamında ihtisas eğitimi için bulundu ve Kahire’ye askerî ataşe olarak atandı. İki yıllık ataşeliğin sonunda İstanbul’a döndü ve Birinci Balkan Savaşı’na katıldı. Savaşın ardından tekrar Mısır’a döndü fakat bu gidişi de çok uzun olmayacaktı. Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla Bulgaristan’a giderek savaşa katıldı. Buradaki faaliyetlerinin ardından Enver Paşa’nın yardımcısı olarak İstanbul’a gönderildi. Savaş boyunca Anadolu, Suriye ve Irak’taki orduların denetim süreçlerine katkıda bulundu.

Osmanlı sonrası

Savaşın sona ermesiyle beraber koca bir devir kapandı. Osmanlı Devleti, topraklarını kaybetti ve yıkılışa sürüklendi.

Suriye Savaş Bakanı el-Azme.
Suriye Savaş Bakanı el-Azme.
Yûsuf el-Azme, Suriye’nin Osmanlı’dan ayrılmasının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından Suriye’ye geri dönerek hem Fransız işgaliyle mücadele edecek hem de kurulacak olan yeni devlette önemli görevler üstlenecekti.

Osmanlı’dan ayrılmanın doğru olmadığını düşünüyordu. Bu durum başta yeni devletin kralı I. Faysal’ın ve milliyetçi çevrelerin hoşuna gitmiyordu fakat modern bir Suriye ordusunun kurulması için alanında tecrübe kazanmış askerlere ihtiyaç vardı.

El-Azme, Kral Faysal'ı (ortadaki) selamlarken, 1920.
El-Azme, Kral Faysal'ı (ortadaki) selamlarken, 1920.

Ordunun kurulması için görevlendirildikten sonra çalışmalara başladı. Öncelikle insan kaynağının oluşturulması gerekiyordu. Askerlik yapabilecek kişilerin tespiti ve eğitiminin ardından mühimmat temini başladı. Osmanlı’dan kalan mühimmatların yanı sıra oluşturulan fon ile ordunun silahlanma süreci tamamlandı. Suriye’de müstakil bir ordunun kurulması Fransızların rahatsız olduğu bir durumdu. Aynı zamanda kurucu kişinin Osmanlı’ya bağlı ve işgali reddeden Yûsuf el-Azme olması, ilerleyen günlerde yaşanabileceklerin habercisiydi. İşgale yönelik bir mukavemet girişimine kesin gözüyle bakılıyordu.

1920 yılının Haziran ayında Fransızlar, Kral Faysal’a bir ültimatom göndererek bağımsızlık sürecini tanımayacaklarını ifade ettiler. Bu bir bakıma bağımsızlık için yapılacak bir çalışmada müdahale edileceği anlamına da geliyordu. Suriye kabinesi ültimatom karşısında ikiye bölündü. Bir kısmı henüz Fransa ile mücadele edebilecek potansiyelde olmadıklarını düşünerek uzlaşmayı teklif ederken; Yûsuf el-Azme öncülüğündeki bir diğer kesim ise ölüm pahasına olsa bile tam bağımsızlık için savaşmayı tercih ediyordu.

Meyselun Savaşı ve vefatı

Kral Faysal, ültimatomu belli şartlar sunarak kabul etme düşüncesindeydi. Yapılan müzakerelerin sonucunda iki taraf arasında anlaşma sağlanınca Kral Faysal ültimatomu sözlü olarak kabul etti. Fakat bu kabul kararı Fransız General Henri Gouraud’a ulaşmadığı için çoktan işgal emri verilmişti. Fransız kuvvetleri, Beyrut-Şam yolu üzerinde bulunan Meyselun bölgesine saldırmaya başladı. Saldırılar üzerine Yûsuf el-Azme sıkıyönetim ilân ederek mukavemet için orduya emir verdi.

Meyselun Savaşı'nda Suriye askerleri.
Meyselun Savaşı'nda Suriye askerleri.
  • Henüz yeni oluşturulmuş ve tecrübesi olmayan Suriye ordusunun gönüllü askerleri, ellerindeki kısıtlı imkânlarla Fransızlara karşı direniş başlattı.

Sadece ordu mensupları değil aynı zamanda halk, camiler başta olmak üzere çeşitli alanlarda organize olarak bağımsızlığa giden yolda Yûsuf el-Azme ve arkadaşlarının yanında oldu. Fransızlar, Suriye ordusuna göre teçhizat ve asker sayısı bakımından çok üstünlerdi. İlk etapta Suriye ordusu mukavemet gösterebilecek gibi dururken, Fransızların ağır silahları kullanmaya başlamasıyla zaten düzensiz bir yapıya sahip olan ordu dağıldı, cephanesi tükendi ve daha fazla direniş gösteremedi. Yûsuf el-Azme savaşın son anına kadar orduyu idare etti. Bir Fransız tank mürettebatının ateşiyle başından ve göğsünden vurulduktan sonra savaş meydanında hayatını kaybetti.

Şam'ın merkezindeki Yusuf el-Azme heykeli ve meydanı.
Şam'ın merkezindeki Yusuf el-Azme heykeli ve meydanı.

Yûsuf el-Azme’nin hayatını kaybetmesi toplumda büyük bir üzüntüye sebep oldu. Zira Suriye halkı, onu bağımsızlığa giden yolun öncüsü olarak görüyordu. Meyselun’da göstermiş olduğu mücadele ile halkın gözünde bir kahraman haline geldi. Öyle ki Fransızlar bile onun kahramanca savaştığını söyledi. Savaşın ardından Meyselun’daki Şehitler Mezarlığı’na defnedildi.