Drina Köprüsü, 5 asırdır Bosna tarihine şahitlik ediyor

Yaşadığı savaşlara rağmen asırlardır tüm endamıyla Drina Nehri üzerinde ayakta duran köprü, bugün de ilk günkü ihtişamıyla ve muazzam mimarisiyle görenleri kendine hayran bırakıyor.
Yaşadığı savaşlara rağmen asırlardır tüm endamıyla Drina Nehri üzerinde ayakta duran köprü, bugün de ilk günkü ihtişamıyla ve muazzam mimarisiyle görenleri kendine hayran bırakıyor.

Dünya genelinde birçok farklı bölgede camiler, köprüler, kervansaraylar inşa eden Mimar Sinan'ın Bosna Hersek'teki bilinen yegâne eseri “Sokullu Mehmed Paşa” ya da bilinen diğer adıyla “Drina Köprüsü” bugün de tüm ihtişamıyla ayakta durmaya devam ediyor.

Bosna Hersek'in doğusundaki Visegrad şehrinde Osmanlı tarihinin en önemli sadrazamlarından Sokullu Mehmed Paşa tarafından, 1571-1577 yılları arasında Drina Nehri üzerine yaptırılan mihraplı Drina Köprüsü, Mimar Sinan'ın Balkanlar’daki en önemli mühürlerinden biri.

Yapılışının üzerinden beş asra yakın bir zaman geçmesine rağmen dimdik ayakta kalmayı başaran tarihî köprü, Bosna Hersekli yazar İvo Andric'e Nobel ödülü kazandıran "Drina Köprüsü" isimli romana da adını verdi.

1577 senesinde yapımı tamamlanan köprü, uzun yıllar, bânîsine ithafen Mehmed Paşa adını taşısa da aradan yüzyıllar geçtikten sonra yazar Ivo Andriç’in kaleme aldığı romanıyla birlikte “Drina Köprüsü” olarak şöhrete kavuşacaktı.
1577 senesinde yapımı tamamlanan köprü, uzun yıllar, bânîsine ithafen Mehmed Paşa adını taşısa da aradan yüzyıllar geçtikten sonra yazar Ivo Andriç’in kaleme aldığı romanıyla birlikte “Drina Köprüsü” olarak şöhrete kavuşacaktı.

Ulaşımdan edebiyata Drina Köprüsü

Osmanlı'nın üç padişahına sadrazamlık yapan Sokullu Mehmed Paşa'nın isteği üzerine Mimar Sinan tarafından inşa edilen Drina Köprüsü, o dönemde Bosna vilayeti ile başkent İstanbul arasındaki anayol üzerine inşa edilmiş, etrafındaki köy ve şehirlerin gelişmesinde önemli rol oynamıştı.

Sokullu Mehmet Paşa, memleketi olan Visegrad'da köprünün yanı sıra han, hamam, imaret, cami ve dükkân gibi eserler yaptırsa da onun bugüne ulaşan tek mirası bu köprü oldu.

  • Bölgedeki farklı etnik gruplar arasındaki ilişkinin son 350 yılını, köprünün tanıklığıyla anlatan yazar İvo Andric'e 1962 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandıran "Drina Köprüsü" isimli roman, köprüye uluslararası ün kazandırdı.
Klasik köprü vazifesinin dışında Boşnakların o dönemde hacca gitmesine de olanak sağlayan Drina Köprüsü, aynı zamanda ticaret yollarına ulaşımı kolay hale getirmiştir.
Klasik köprü vazifesinin dışında Boşnakların o dönemde hacca gitmesine de olanak sağlayan Drina Köprüsü, aynı zamanda ticaret yollarına ulaşımı kolay hale getirmiştir.

Köprüde büyük hasarlar meydana geldi

Yaklaşık 120 metre uzunluğundaki 11 gözlü ve mihraplı köprü, zaman içinde meydana gelen taşkınlar ve II. Dünya Savaşı sırasında yaşanan tahribatlar nedeniyle büyük zararlar gördü.

Drina Köprüsü, 1949 ve 1960 yıllarında detaylı restorasyondan geçirilmiş ve savaşlar sırasında tahrip edilen kısımları Yugoslavya tarafından onarılmıştı.

Visegrad 1896 yılında sular altına kalınca ve köprü de bu taşkından etkilenmişti. 1911 yılında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafından restore edilen köprü, II. Dünya Savaşı sırasında bir kez daha hasar görmüştür.
Visegrad 1896 yılında sular altına kalınca ve köprü de bu taşkından etkilenmişti. 1911 yılında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafından restore edilen köprü, II. Dünya Savaşı sırasında bir kez daha hasar görmüştür.

1966 yılında köprünün mansap bölgesinde, 1989 yılında ise köprünün memba kısmında yapılan iki hidroelektrik santral, köprünün üzerinde bulunduğu nehrin taban rejiminin değişmesine ve köprü temellerinde ciddi hasarlar meydana gelmesine sebep olmuştu. Baraj göllerinin köprü civarındaki su yüksekliğini artırması, köprünün estetik güzelliğini kaybetmesine yol açmış, bu sorunları aşmak ve köprünün rampasını yeniden inşa etmek amacıyla 1992 yılında başlayan çalışmalar ise Bosna Hersek'teki savaş nedeniyle bitirilemedi.

  • Drina Köprüsü, 1992-1995 yıllarında yaşanan Bosna Savaşı'nda herhangi bir saldırıya maruz kalmadı ancak araç trafiğinin yasaklandığı 2003 yılına kadar yoğun yüklenmeler nedeniyle büyük hasar gördü.
120 metre uzunluğundaki 11 gözlü ve mihraplı köprü 5 asırdır zaman meydan okumaya devam ediyor
120 metre uzunluğundaki 11 gözlü ve mihraplı köprü 5 asırdır zaman meydan okumaya devam ediyor

Köprüdeki hasarların giderilmesi için başlatılan ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) tarafından yürütülen restorasyon çalışmaları 15 Mayıs 2016'da tamamlandı.

UNESCO tarafından 2007 yılında Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınan köprü, aynı zamanda bu listede yer alan altı tarihî köprüden biri.