Duma'daki kimyasal silahlı katliamın üzerinden tam 5 yıl geçti

Hafızalardan silinmeyen katliamda 78 sivil hayatını kaybetti, yüzlerce sivil vatandaş da zehirli gazdan etkilendi.
Hafızalardan silinmeyen katliamda 78 sivil hayatını kaybetti, yüzlerce sivil vatandaş da zehirli gazdan etkilendi.

7 Nisan 2018 tarihinde Rusya ve İran destekli Esad rejiminin, saat 19.00 sularında Duma'da kimyasal silahla gerçekleştirdiği katliamın üzerinden tam 5 yıl geçti. Esad rejiminin 78 sivili öldürdüğü kimyasal silahlı saldırısı hâlâ hafızalarda canlılığını korurken, Rusya ve Çin'in BMGK'deki vetoları iç savaş boyunca 217 kez kimyasal silaha başvuran Esad rejiminin hukuk önünde hesap vermesini engelliyor.

Suriye'de Beşşar Esad rejiminin, başkent Şam'ın doğusunda yer alan Doğu Guta bölgesinin Duma ilçesinde 7 Nisan 2018'de kimyasal silahla 78 sivili öldürdüğü katliamın üzerinden tam 5 yıl geçti.

Duma'daki kimyasal silahlı saldırı, yaklaşık 5 yıl boyunca rejim ve destekçilerinin yoğun ablukasına maruz kalan Doğu Guta bölgesindeki zorunlu tahliyelerin yaşandığı sırada gerçekleşti.

Rusya, hafızalardan silinmeyen katliamdan 5 gün sonra rejim güçlerinin Duma ve Doğu Guta'nın tümünde kontrolü ele geçirdiğini duyurdu. ABD, İngiltere ve Fransa ise Duma'daki kimyasal silah saldırısından bir hafta sonra Şam, Hama, Humus, Dera ve Süveyda'daki rejim güçlerine ait bazı askeri noktalara hava saldırıları düzenledi.

Çoğu kadın ve çocuk yüzlerce sivil zehirli gazdan etkilendi.
Çoğu kadın ve çocuk yüzlerce sivil zehirli gazdan etkilendi.

Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (KSYÖ) tarafından 27 Ocak'ta yayımlanan raporda, Suriye'de Nisan 2018’de Doğu Guta'nın Duma ilçesinde klor gazıyla onlarca kişinin öldüğü kimyasal silah saldırısından Esad rejiminin sorumlu olduğu belirtildi.

  • Rejimin Duma’da kontrolü yeniden sağlamak için bu saldırıyı gerçekleştirdiği vurgulanan raporda, rejimin hava kuvvetleri tarafından atılan ve biri 3 katlı binanın çatısına çarptıktan sonra patlayan silindirden hızlıca zehirli klor gazı salındığı ve bina içine yayılan gazın çok sayıda kişinin ölümüne neden olduğu kaydedildi.

Soruşturma raporunda klor gazı taşıyan iki silindirin Dumeyr Hava Üssü'nde değiştirilip doldurulduğu ve bunları atan helikopter veya helikopterlerin Esad rejiminin askeri birliklerinden Kaplan Güçleri’nin kontrolünde olduğunun tespit edildiği bildirildi.

KSYÖ, soruşturma kapsamında düzinelerce tanıkla görüşüldüğünü, hayatta kalanların kan ve idrar örneklerinin yanı sıra toprak ve inşaat malzemeleri örneklerinin de incelendiğini belirtti.
KSYÖ, soruşturma kapsamında düzinelerce tanıkla görüşüldüğünü, hayatta kalanların kan ve idrar örneklerinin yanı sıra toprak ve inşaat malzemeleri örneklerinin de incelendiğini belirtti.

Esad rejimi 217 kez kimyasal silah kullandı

Sivillere yönelik hak ihlallerini belgeleyen Suriye İnsan Hakları Ağının (SNHR) verilerine göre Esad rejimi, Suriye'de iç savaşın başlamasının ardından muhaliflerin kontrolündeki yerleşimlere 217 kez kimyasal silah saldırısı gerçekleştirdi.

İlk kimyasal silahlı saldırısını Aralık 2012'de Humus'un Beyyada semtinde yapan rejim, en son saldırısını ise 19 Mayıs 2019'da Lazkiye'ye bağlı Kebine köyüne düzenledi.

Suriye İnsan Hakları Ağının verilerinde 21 Ağustos 2013'teki Doğu Guta katliamından sonra da kimyasal silahlı saldırılarına devam eden rejimin, söz konusu saldırıdan sonra 184 kez daha bu silahı kullandığı bilgisi yer aldı.

  • Şam ve kırsalındaki bölgeler 102, İdlib 45, Hama 30, Halep 26, Humus 7, Dera 3, Deyrizor 3, Lazkiye ili ise bir kez kimyasal silahlarla bombalandı.

Rusya ve Çin'in vetoları Esad rejiminin hesap vermesini engelliyor

KSYÖ'nün 1 Mart 2019'da Duma'da kimyasal silah kullanıldığını teyit etmesine rağmen savaş suçlusu rejim için uluslararası mahkemelerce henüz yargı süreci başlatılamıyor.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantılarında Rusya toplam 17, Çin ise 10 kez rejim lehine veto hakkını kullandı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantılarında Rusya toplam 17, Çin ise 10 kez rejim lehine veto hakkını kullandı.
  • Halihazırda Esad rejimi, 12. yılını tamamlayan iç savaşta işlediği savaş suçlarından Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) üye olmadığından ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) toplantılarında Rusya ve Çin tarafından korunmasından dolayı hukuk önünde hesap vermekten kurtuluyor.