“Filistin’e yönelik hayal kırıklıkları tüm beklentileri aşmış durumda”

İsrail'de aşırı sağcı fanatik gruplar, İsrail'in 1967'deki işgalini kutlamak için Eski Şehir'in sembolik Şam Kapısı bölgesinde, üzerinde “67’de Kudüs elimizdeydi, 2025’te Gazze elimizde” yazılı pankart taşıdı.
İsrail'de aşırı sağcı fanatik gruplar, İsrail'in 1967'deki işgalini kutlamak için Eski Şehir'in sembolik Şam Kapısı bölgesinde, üzerinde “67’de Kudüs elimizdeydi, 2025’te Gazze elimizde” yazılı pankart taşıdı.

Binlerce sağcı İsrailli, 1967'deki Altı Gün Savaşı'nın ardından İsrail'in şehri işgal etmesini kutlamak için işgal altındaki Doğu Kudüs'te yürüyüş düzenledi. İsraillilerin on yıllardır hukuksuz olarak devam ettirdiği baskı politikalarını eleştiren Mescid-i Aksâ İmam Hatibi Şeyh İkrime Sabri, "İşgal yönetimi planlarını sistematik şekilde uygulamayı sürdürüyor. Mescid-i Aksâ her gün sıkı askerî koruma altında ihlal ediliyor. Yerleşimciler gerçekleştirdikleri saldırılarla hiçbir hak kazanamazlar. Aksâ, ilahî bir kararla Müslümanlara aittir." dedi.

Mescid-i Aksâ İmam Hatibi Şeyh İkrime Sabri, İsrail’in ihlalleri ve uyguladığı boğucu abluka nedeniyle Mescid-i Aksâ’nın ciddi sıkıntılar yaşadığını belirtti.

Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in fanatik Yahudi yerleşimcilerle birlikte dün sabah Mescid-i Aksâ’ya düzenlediği baskının ardından Şeyh İkrime yazılı bir açıklama yaptı.

Yahudi yerleşimcilerin günlük baskınları nedeniyle kutsal mabedin sürekli olarak ihlallere maruz kaldığını vurgulayan Sabri, bu kesintisiz ihlalleri şiddetle kınadı.

Aksâ’da yaşananlara karşı yeterli tepkinin gösterilmemesinden derin üzüntü duyduğunu ifade eden Sabri, “Filistin’e yönelik hayal kırıklıkları tüm beklentileri aşmış durumda.” dedi.

  • “İşgal yönetimi planlarını sistematik şekilde uygulamayı sürdürüyor. Mescid-i Aksâ her gün sıkı askerî koruma altında ihlal ediliyor. Yerleşimciler gerçekleştirdikleri saldırılarla hiçbir hak kazanamazlar. Aksâ, ilahî bir kararla Müslümanlara aittir.”

Mescid-i Aksâ’nın boğucu bir abluka altında olduğunu ve ibadet edenlerin camiye ulaşmalarının sistematik olarak engellendiğini kaydeden Şeyh Sabri, şunları aktardı:

  • “Uygulanan bu politika, camiyi boşaltmayı ve Kudüslülerin hareket alanını kısıtlamayı hedeflemektedir. Öte yandan yerleşimcilerin baskınlarına kolaylık sağlanmakta, askerî koruma ile bu ihlaller gerçekleştirilmektedir. Bu durum, açık bir şekilde taraflılık ve resmî destek anlamına gelmektedir.”

Yaşananların artık hiçbir ülke veya lider için gizli olmadığını vurgulayan Sabri, “Planlar net şekilde ortadadır. Acı olan, işgalcilerin ve yerleşimcilerin Mescid-i Aksâ ve halkımıza yönelik işledikleri suçlarla açıkça övünmeleridir.” değerlendirmesinde bulundu.

İsrail'in planlarına karşı çıkan her sesi bastırmaya çalıştığını ve gerçeklerin aktarılmasını engellediğini belirten Sabri, İsrail'in Kudüs halkına yönelik sistematik baskı politikaları yürütmesindeki amacı “halkın kutsallarını savunma iradesini kırmak” olarak açıkladı.

Bu ihlaller karşısında süren sessizliğin büyük tehlikelere yol açabileceği konusunda uyarıda bulunan Şeyh Sabri şöyle dedi:

“Sessizliğin devamı, Mescid-i Aksâ ve bölge için en karanlık ve acı verici gelişmelere zemin hazırlayacaktır.”

Şeyh İkrime Sabri, Müslüman olsun ya da olmasın, özgür dünyanın tüm halklarını Kudüs’te yaşananları yakından takip ettikleri ve kutsal değerlere yönelik saldırıları reddettikleri için takdir ettiğini belirterek, gazetecilerin ve medya mensuplarının Kudüs ve Mescid-i Aksâ’dan gelişmeleri aktarma çabalarını da memnuniyetle karşıladığını vurguladı.

Şeyh Sabri, Mescid-i Aksâ’ya yönelik saldırıların büyüklüğüne uygun ölçüde, güçlü ve gerçek bir duruş sergilenmesi çağrısında bulundu.

Öten yandan Filistin Dışişleri Bakanlığı da aşırı sağcı İsrail Bakanı Itamar Ben-Gvir’in Mescid-i Aksâ’ya baskın düzenleyerek İsrail bayrağı açmasını ve Kudüs’te düzenlenen sözde “Bayrak Yürüyüşü” sırasında fanatik yerleşimcilerin gerçekleştirdiği provokasyonları sert bir şekilde kınadı.

Fanatik grupların işgal altındaki Filistin mahallelerinde provokatif bayrak yürüyüşü

Fanatik İsrailli grupların, 1967'de İsrail'in Doğu Kudüs'ü işgal etmesi dolayısıyla İbrani Takvimi'ne göre her yıl yaptıkları provakatif "bayrak yürüyüşü" dün gerçekleştirdi.

  • Yürüyüşte on binlerce aşırı sağcı İsrailli, Filistinlilerin yoğunlukta yaşadığı Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinden geçmiş, "Araplara ölüm", "Köyünüz yansın" gibi sloganlar atmış, bölgedeki Filistinlilere ve basın mensuplarına saldırdı.

İsrail polisi, yürüyüş süresince Filistinlilerin yaşadığı bölgeleri yaya ve araç trafiğine kapattı.

Yürüyüşe, aşırı sağcı, fanatik gruplardan gelen ve bugün hükümette kritik bakanlık görevleri üstlenen Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in yanı sıra çok sayıda İsrailli ve siyasetçi katıldı.

İşgal altındaki Doğu Kudüs

İsrail, 1967'deki Altı Gün Savaşı'nın ardından Kudüs'ün doğusunu işgal etti. Uluslararası hukuka göre, Doğu Kudüs işgal altında kabul ediliyor.

Ancak İsrail, 1980'de tek taraflı şekilde Kudüs'ü "bütün ve birleşik başkenti" olarak ilân etti. İsrail'in bu kararı uluslararası toplum tarafından kabul görmedi.

İsrail'in Doğu Kudüs'te demografik dengeyi Yahudi nüfusa göre dengelemek için inşa ettiği yerleşim yerleri de uluslararası hukuka aykırı sayılıyor.

Doğu Kudüs'ü gelecekteki başkenti olarak kabul eden Filistin, İsrail'i şehirdeki Filistinli nüfusa ayrımcılık yapmak ve "kenti Yahudileştirmeye çalışmakla" suçluyor.