Filistinli mühendisler, ülkelerinin tarihini sembol binaların maketleriyle koruma altına alıyor

'Ortaya çıkan sanatla, Filistinlileri bu eserlerin daha sonra Yahudileştirilmesi veya yok edilmesi tehlikesine karşı da uyarıyoruz.'
'Ortaya çıkan sanatla, Filistinlileri bu eserlerin daha sonra Yahudileştirilmesi veya yok edilmesi tehlikesine karşı da uyarıyoruz.'

Mühendis Hüseyin Naim: "Ortaya çıkacak onlarca çizimlerle kalıcı bir sergi açmayı hedefliyoruz. Sergiyi gezecek birinin Filistin şehir ve köylerinde yaşadığını hissetmesi için de ülkedeki birçok tarihi binanın modellenmesini umuyoruz..."

İsrail ablukası altındaki Gazze Şeridi’nde yaşayan bir grup Filistinli mühendis, ülkenin sembol yapılarını üç boyutlu teknolojinin de yardımıyla canlandırarak "Filistin tarihini Yahudileştirme ve yok olmaktan" korumayı amaçlıyor.

Yaklaşık iki yıldır ülkedeki tarihi yapıların tasarımlarıyla uğraşan ekip, şu ana kadar aralarında Memlükler ve Osmanlı döneminden kalma eserlerin de bulunduğu 22 sembol yapının maketini hazırladı.

- İlk olarak bilgisayar ortamında çiziliyor

Maketlerin tarihi eserlerin dış tasarımlarıyla birebir uygun şekilde hazırlandığını söyleyen mühendis Tarık el-Ömer, yapıların gerçeğe daha yakın olması için öncelikle bilgisayar ortamında üç boyutlu (3D) olarak çizildiğini belirtti.

  • Ömer, maketi tasarlananların arasında, Mescid-i Aksa içindeki Kıble Mescidi, 1631 yılında inşa edilen ve Kudüs'ün Eski Şehir surları içinde yer alan Memlükler döneminden kalma Mancikiyye Medresesi ile işgal altındaki Kudüs'ün Şeyh Cerrah Mahallesi'nde bulunan Osmanlı döneminde 1897'de kurulan "Şark Evi" adlı yapıların yer aldığını ifade etti.

Mühendis Ömer, 2020'den bu yana yaklaşık 22 model tamamladıklarını belirterek, "Projenin uygulanmasının ilk aşaması, modele dönüştürülecek yapı, mühendislik planları ve görüntüleri hakkında bilgi toplamaktı." dedi.

Söz konusu bilgi toplama adımının ardından, zeminde var olanla tamamen aynı maketi çizmek için hedef binanın temel boyutlarına ve kurulduğu hammaddelere göre elektronik modelleme sürecinin başladığını dile getiren Ömer, işgal altındaki Filistin şehir ve köylerinde bulunan tüm arkeolojik yapılarla ilgili çalışma hedeflerinin bulunduğunu aktardı.

Projede çalışan bir başka mühendis Hüseyin Naim de hazırlanan çizimlerin öncelikle kartonla şekillendirildiğini ardından renkli mukavva malzemelerle desteklendiğini ifade etti.

Şeklini gerçeğe daha yakın gösterecek bazı modeller tasarlamak için bazen kil kullandıklarını aktaran Naim, tüm yapılar kitap ve eserlerde belgelenmediği için maket yapımının en zor aşamasının bina hakkında bilgi arama süreci olduğunu aktardı.

Mühendis Naim, Filistin topraklarındaki tarihi binaları modelleme fikrinin "İsrail'in 2019'da Kudüs'teki tarihi binalara ve işgal altındaki şehirlere Yahudileştirme veya yok etme amacıyla düzenlediği saldırıların tırmanmasıyla aynı zamana denk geldiğini" söyledi.


"Ortaya çıkacak onlarca çizimle kalıcı bir sergi açmayı hedefliyoruz. Sergiyi gezecek birinin Filistin şehir ve köylerinde yaşadığını hissetmesi için de ülkedeki birçok tarihi binanın modellenmesini umuyoruz." ifadesini kullanan Naim, tasarladıkları maketlerle, 2021'de Filistin Kültür Fonu ile Gençlik ve Spor Heyeti tarafından düzenlenen iki ayrı sergiye katıldıklarını belirtti.

Çizimi yapacak kişinin ülkesindeki mimarinin tüm tarihi detaylarına ve birbirini izleyen medeniyetlere aşina olması gerektiğine işaret eden Naim, "Ortaya çıkan sanatla, Filistinlileri bu eserlerin daha sonra Yahudileştirilmesi veya yok edilmesi tehlikesine karşı da uyarıyoruz." diye konuştu.

İsrail işgalinden önce Filistin şehirlerinin, çok ince estetik detaylara sahip, mimari açıdan da zengin olduğunu hatırlatan Naim, İsrail'in 1948'de tarihi yapılarıyla birlikte bazı köyleri yıktığını ve Filistin'in o zamanki kentsel kimliğini yok etmeye çalıştığını sözlerine ekledi.