Gizli servislerin gözü neden Gazze’nin üzerinde?

Filistin topraklarının bir parçası olan Gazze Şeridi, yaklaşık 365 kilometrekarelik bir alanda yaşayan iki milyondan fazla insana ev sahipliği yapmaktadır. Şehir, İsrail tarafından 1967’de işgal edilmesinden bu yana toplamda on üç yıla yakın kara, hava ve deniz ablukasına maruz kaldı. Gazze şeridi, bugün dünyadaki en yoğun nüfuslu bölgelerden biri olarak kabul ediliyor.

Gazze’nin kıyı şeridi, sadece geçtiğimiz on yılda üç büyük İsrail saldırısına maruz kalırken, geçtiğimiz yıllar boyunca irili ufaklı pek çok saldırılarının da hedefi oldu.

Doğal kaynak bakımından yer altı yer üstü zenginliği olmayan Gazze şeridinde “tatlı su kaynaklarının % 4'ünden azı içilebilir durumda" ayrıca, Gazze Şeridi'ni çevreleyen deniz, kanalizasyon suları sebebiyle kirlenmiş durumda.

Gazze’ye ilişkin istatikler de insani trajediyi gözler önüne seriyor. Karanlık tablonun günden güne derinleştiği Gazze şeridinde, işsizlik yüzde 52, yoksulluk yüzde 53, su kirliliği yüzde 95, ve günlük elektrik kesintisi yüzde 75 oranında seyrediyor.

Birleşmiş Milletler tarafından 2018’de yayınlanan bir raporda, Gazze Şeridinin 2020 yılına kadar insan yaşamına elverişsiz duruma gelebileceği uyarısında bulunuldu.

Ancak, Gazze, dünya çapında hem Doğu'da hem de Batı'da, pek çok güç odağının etkinlik gösterdiği bir konumda bulunuyor. Bir güvenlik kaynağından yakın zamanda, edinilen bilgiye göre, şimdiye dek bölgede 25 bölgesel ve uluslararası istihbarat teşkilatına bağlı faaliyet gösteren pek çok ajan tespit edildi.

Bunlara ek olarak, Gazze meselesi, İsrail’de seçime katılan her partinin seçim kampanyasında listenin en başında yer alan gündem başlıklarından birini oluşturuyor. İsrail seçmeninin çoğu da zaten seçime katılan partilerin, Gazze Şeridi’ne ilişkin ne vaat ettiğine önem veriyor.

Yedioth Ahronoth gazetesinin askeri muhabiri Ron Ben-Yishai'ye göre, örneğin, Likud Partisi, Filistinlilerin “askeri gücünü” kırmak için Gazze’de geniş çaplı askeri kara operasyonu planlıyor; Yishai'nin iddiasına göre, bunun üzerine yine İsrail, dünyaya Filistin’in güvenlik güçlerini etkisiz hale getirip altyapıyı ve ekonomiyi yeniden inşa etme çağrısında bulunuyor. Ben-Yishai, Mavi-Beyaz İttifakının seçmenlerine, aşağı yukarı Başbakan Binyamin Netanyahu'nun partisi Likud ile aynı politikaları benimseyeceği vaadinde bulunduğunu söylüyor.

Tecrübeli gazeteci, eski Savunma Bakanı Avigdor Liberman’ın partisi İsrail Evimiz’in, seçmenlerine (Beyteynu) Filistin yerleşim bölgelerini sıfırdan inşa etmeden hükümeti ortadan kaldırmak için yine benzer şekilde Gazze’de etkili askeri operasyonlar gerçekleştirmeyi vadettiğini belirtiyor. Yine, ortaya çıkan resimde asıl maksadın İsrail’in arka bahçesinde silahlardan arındırılmış bir Filistin'i tesis etmek olduğu görünüyor.

Bu arada, Eski Adalet Bakanı Ayelet Shaked liderliğinde kurulan Birleşik Sağ Partisi Gazze'de büyük çaplı bir hava saldırısı ve Filistinli liderleri hedef alan suikastlar gerçekleştirme sözü veriyor.

Mısır'ın Gazze’deki durumun ortaya çıkmasında önemli bir rolü olduğu gerçeği sır değil. Mısır, İsrail ve uluslararası destekli ablukanın oluşmasında rol almakta, ve Gazze Şeridi ile ilgilenmekle görevli hemen hemen her güvenlik teşkilatında özel bir birime sahip bulunmaktadır.

Aslında, Mısır, Gazze Şeridi ile kara sınırına sahip İsrail’in yanında duran tek devlettir, ancak Mısır bunu bir güvenlik konusu olarak görüyor ve konuya bu açıdan yaklaşıyor.

Milletvekili işgal altındaki Filistin topraklarındaki otelinden hemen ayrılmadığı takdirde, olayın medyaya yansıtılacağı tehdidi ile derhal sınır dışı edildi.

Gazze'de aktif olarak faaliyet yürüttüğü bilinen diğer istihbarat ajanları arasında Suudi Arabistan, Avrupa ülkeleri, ABD ve Rusya adına çalışanlar var.

2008, 2009 yıllarından önce Gazze'ye gazeteci görünümünde giren 20'li yaşlarındaki bir Amerikan vatandaşının CIA ajanı olduğunu iddia edildi. Tabi ki, İsrail’in bölgede pek çok yerli iş birlikçisi de bulunuyor.

Dünya ülkeleri neden Gazze Şeridi olarak bilinen toprak parçasına bu kadar dikkat kesiliyor? Gazze’nin, eski ABD Başkanı Jimmy Carter'ın başında bulunduğu STK'lar da dahil olmak üzere uluslararası izleme örgütleri tarafından özgür ve adil ortamda gerçekleşen demokratik seçimlerle iş başına gelen kişilerin yönettiği tüm Arap dünyasındaki tek yer olması nedeniyle olabilir mi? Yoksa Gazze Şeridi, tüm dünyanın çekindiği bir “süper güç” olduğu için mi? Belki sonuncusu, Gazze’de seçimlerin hakkaniyet çerçevesinde gerçekleşmesi açısından doğru olabilir.

Orijinal kaynak: https://www.middleeastmonitor...