Holokost tarihçisi: 'İsrail'i apartheid ile suçlamak Yahudi düşmanlığı değil."

Profesör Amos Goldberg, İsrail'in politikasını apartheid olarak damgalamanın Yahudi düşmanlığı olduğu iddiasını çürütüyor.
Profesör Amos Goldberg, İsrail'in politikasını apartheid olarak damgalamanın Yahudi düşmanlığı olduğu iddiasını çürütüyor.

İsrail'in Filistinlilere yönelik muamelesini tanımlamak için apartheid terimini kullanan Yahudi akademisyen sayısı her geçen gün artmaktadır. Kudüs'teki İbrani Üniversitesi Profesörü Goldberg de antisemitizm görevlisi Felix Klein'ın İsrail'i apartheid'le suçlamanın Yahudi düşmanlığı olduğu yönündeki açıklamasının, devletin Yahudi karakterinin demokratik karakterinin önüne geçmesini talep eden İsrail koalisyon hükûmetindeki aşırı sağcı politikacıların tutumundan çok da farklı olmadığını öne sürdü.

Kudüs'teki İbrani Üniversitesi Holokost Profesörü Amos Goldberg'in Alman gazetesi Frankfurter Allgemeine Zeitung'da (FAZ), Almanya'nın Yahudi karşıtı görevlisi Dr. Felix Klein'ın tartışmalı yorumlarına yanıt olarak, İsrail'i apartheid ile suçlamanın Yahudi karşıtlığı olmadığını söyledi.

Klein, Almanya'nın en çok okunan gazetelerinden biri olan Die Welt'e verdiği röportaj sırasında, İsrail'in Filistinlilere yönelik muamelesini tartışmak için apartheid çerçevesini uygulamanın "Yahudi karşıtı bir anlatı" olduğunu söylemişti.

İsrail'in "ilk bakışta işgal altındaki topraklarda apartheid suçunu işlediğini" söyleyen Ortadoğu uzmanı Muriel Assenburg'a yanıt veren Klein, şu şekilde cevap verdi:

  • "İsrail'i apartheid ile suçlamak, Yahudi devletini gayrimeşru hâle getirir ve bu nedenle de ırkçılık karşıtıdır.
Protestocular, Almanya ziyareti sırasında İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'yu protesto ederken 'Apartheid Kralı' yazan bir poster taşıyor.
Protestocular, Almanya ziyareti sırasında İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'yu protesto ederken 'Apartheid Kralı' yazan bir poster taşıyor.

Klein'ın tartışmalı sözlerini reddeden Goldberg'in şöyle dedi:

  • “İsrail'i apartheid ile suçlamak Yahudi karşıtlığı değil, gerçeği tanımlıyor.

Geçtiğimiz yıl İsrail Holokostunu Anma Günü'nde yazan Goldberg, antisemitizmin antisiyonizm ile karıştırılmasına karşı uyarıda bulundu. Goldberg, ayrıca, "Son on veya yirmi yılın en rahatsız edici olgularından biri, antisiyonizmin ve hatta İsrail'e yönelik sert eleştirinin antisemitizmle özdeşleştirilmesidir." dedi .

Goldberg, sözlerine şöyle devam etti:

  • "İsrail ve Siyonizm'e yönelik herhangi bir ciddi eleştiri, kamuoyunda ve özellikle ulusal ve uluslararası siyasî ve kültürel kurumlar arasında Holokost'un ideolojik bir devamı olarak algılanıyor."

Goldberg, bunun sonucunda, "Filistinlilerin kurtuluş ve sömürgecilikten kurtulma mücadelesinin aslında Holokost ve Nazizmin doğrudan devamı olan bir mücadele olarak etiketlendiğini" açıkladı.

Goldberg, Ömer Bartov'un ortak başlattığı Odadaki Fil başlıklı dilekçeye atıfta bulunarak "Filistinliler yaşarken İsrail'de Yahudiler için demokrasi olamaz. " dedi.

Goldberg, İsrail hükûmetinin insan haklarına, demokrasiye ve eşitliğe karşı olduğunu, bunun yerine otoriterliği, ayrımcılığı, ırkçılığı ve apartheid rejimini desteklediğini belirtti.
Goldberg, İsrail hükûmetinin insan haklarına, demokrasiye ve eşitliğe karşı olduğunu, bunun yerine otoriterliği, ayrımcılığı, ırkçılığı ve apartheid rejimini desteklediğini belirtti.

İsrail akademisinde retorik bir değişim mevcut

Goldberg, FAZ'da birçok Yahudi ve Yahudi olmayan akademisyen arasında retorikte önemli bir değişim olduğunu yazdı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yakın zamanda hayata geçirdiği son yargı değişikliği teklifinin, Siyonistler de dahil olmak üzere birçok insanı İsrail rejimine ilişkin algılarını değiştirmeye zorladığını belirten Goldberg, bir zamanlar İsrail'i apartheid rejimi olarak etiketleyen herkesin "en iyi ihtimalle cahil ve saf, en kötü ihtimalle alaycı ve manipülatif olduğunu" söyleyen Güney Afrika doğumlu İsrailli yazar Benjamin Pogrund'daki değişime atıfta bulundu.

Pogrund yakın zamanda İsrail gazetesi Haaretz için yeni pozisyonunu tanımladığı bir köşe yazısı yazdı: “İsrail'in bir apartheid devleti olduğu suçlamasına karşı tüm gücümle karşı çıktım: derslerde, gazete makalelerinde, televizyonda ve bir kitapta . Ancak suçlama gerçeğe dönüşüyor.” dedi.

Pogrund yazısına şöyle devam etmişti:

  • "Filistinlilerin özgürlük ve normal yaşam umutlarını reddediyoruz. Birkaç milyon insanın sürekli aşağılanmayı ve baskıyı uysallıkla kabul edeceğine dair kendi propagandamıza inanıyoruz.”