Kaid-i Azam: Muhammed Ali Cinnah

Pakistan'ın kuruluşunda oynadığı büyük rol sebebiyle "Kaid-i Azam (Büyük Önder)" olarak anılan Muhammed Ali Cinnah
Pakistan'ın kuruluşunda oynadığı büyük rol sebebiyle "Kaid-i Azam (Büyük Önder)" olarak anılan Muhammed Ali Cinnah

Pakistan İslâm Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk devlet başkanı Muhammed Ali Cinnah,1947 yılında dünya haritasında yerini alan Pakistan’ın kuruluşunda oynadığı büyük rol nedeniyle ülkesinde "Kaid-i Azam (Büyük Önder)" olarak anılır. Hint Müslümanlarının Hindu çoğunluk arasında benliklerini koruma mücadelesinin simgelerinden biri olan Cinnah, ülkesinin İslâm’dan ilham alarak modern, demokratik, halkın iradesine dayalı bir hukuk devleti olmasını arzulamıştır. Çerçevesini çizdiği devlet modelini tam manasıyla uygulamaya ömrü yetmeyen Cinnah, Pakistan’ın kurucu önderi ve ulusal kahramanı olarak her yıl düzenli olarak anılmaktadır.

Pakistan İslâm Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk devlet başkanı Muhammed Ali Cinnah, İslâm dünyasının son yüzyıl içinde yetiştirdiği önemli devlet adamlarından biridir. Hindistan Müslümanlarının kurtuluşu uğrunda başlattığı ve çetin şartlar altında sürdürdüğü uzun soluklu mücadele sonunda, Hint Müslümanları müstakil bir devlet kurmayı başarmıştır. 1947 yılında dünya haritasında yerini alan Pakistan’ın kuruluşunda oynadığı büyük rol nedeniyle ülkesinde "Kaid-i Azam (Büyük Önder)" olarak isimlendiriliyor.

Muhammed Ali Cinnah
Muhammed Ali Cinnah
Hukuk öğrenimini 19 yaşında tamamlayan Cinnah'ın şöhretli bir avukat olması da çok uzun sürmemiştir.
Hukuk öğrenimini 19 yaşında tamamlayan Cinnah'ın şöhretli bir avukat olması da çok uzun sürmemiştir.

Orta halli bir ailenin çocuğu olarak 1876 yılında dünyaya gelen M. Ali Cinnah, 1893 yılında Londra’daki Lincoln’s Inn’de hukuk eğitimi almıştır. Hukuk eğitiminin yanı sıra bilgisini arttırmak ve İngiliz politikasını yakından tanımak için sık sık Avam Kamarası’nın toplantılarını takip eden M. Ali Cinnah, hitabet sanatını öğrenmiştir.

İki yıl içinde bütün derslerini vererek 19 yaşında en genç Hintli avukat ünvanını almıştır.

İngiltere’den döndükten sonra Bombay’da avukatlığa başlayan Cinnah, kısa sürede ünlü bir hukukçu oldu. Ardından ülkesinin ünlü politikacıları arasına girmeyi başardı. Uluslararası kamuoyunda Hindistan’ın itibarını yükseltmeyi ve milliyetçilik duygusunu canlandırmayı, politikasının temel unsuru haline getiren Cinnah, Müslümanların durumuyla da ilgilenmeye başladı.

Özellikle siyasî hayatının ilk yıllarında Hint-Müslüman birliğinin sağlanması için çaba gösterdi. Tüm Hindistan Müslüman Birliği’ne uzun süre üye olmayan Cinnah, daha sonra bağımsız bir Hindistan için bu topluluğunun liderliğini üstlenmeyi kabul etmiştir. Hindu-Müslüman birlikteliği ile İngilizlere karşı ortak hareket etmenin gerekliliği üzerinde durmuştur.

Muhammed Ali Cinnah ve Mahatma Gandi
Muhammed Ali Cinnah ve Mahatma Gandi

Bu bağlamda, Mahatma Gandi ile bir süre birlikte hareket eden Cinnah, daha sonra siyasî anlaşmazlığa düşmüş ve yollarını ayırmıştır. M. Ali Cinnah, Gandi’nin başlattığı pasif direnişi desteklememiş, Hindistan’ın kaderinin anayasa sınırları içerisinde çizilmesi gerektiğini savunmuştur. Ancak 1920’li yılların sonlarına doğru Hindu-Müslüman geriliminin artması ile başlayan kanlı çatışmalar, Cinnah’ın fikirlerinin değişmesine zemin hazırlamıştır.

  • 1934 yılında, daha önceden bıraktığı Tüm Hindistan Müslüman Birliği’nin yeniden başına geçti. Fikirleri değişen Cinnah, Müslümanlar arasında hızla yayılan ayrı bir devlet kurma düşüncesinden etkilendi. Muhammed İkbal ile tanıştıktan sonra politik ortamın hızla dönüştüğünü kavrayan Cinnah, Müslümanlara yapılan baskıların artması ve parlamentodaki temsil sorunu karşısında 1940 yılında tarihi bir kararın alınmasına başkanlık etti. Lahor’da gerçekleştirilen ünlü kongreyle tarihe “Lahor Tasarısı“ olarak geçen bildirge sonucu, Hint Müslümanlarının “Pakistan Kararı” resmen ilân edildi.

Cinnah'ın Muhammed İkbal'le tanışması, hem kendisinin hem de Pakistan'ın geleceği adına önemli bir kırılmaya sebep olmuştu.
Cinnah'ın Muhammed İkbal'le tanışması, hem kendisinin hem de Pakistan'ın geleceği adına önemli bir kırılmaya sebep olmuştu.

İkinci Dünya Savaşı sonrası İngilizlerin Hint Alt Kıtası’ndan çekilme kararı aldığını duyurmasının ardından Müslümanların haklarını korumak isteyen ve Hindularla uzlaşma adına gelecek görmeyen Cinnah, “böl ve git” sloganını kullandı. Gandi’nin son ana kadar Hindistan’ı Müslümanlarla birlikte tek bir devlet altında birleştirme ısrarına rağmen Cinnah, Hint Alt Kıtası’nın kültür, yaşam, inanç gibi değerler bağlamında apayrı topluluklar olduklarını savunmuştur. Böylece Hint Alt Kıtası’nın iki millet teorisi çerçevesinde Hindistan ve Pakistan olarak ikiye ayrılması kararlaştırılmıştır.

1948 yılında hızla bozulan sağlığı politik yaşamının daha fazla sürmesine müsaade etmemiştir.

11 Eylül 1948’de Karaçi’de vefat eden Cinnah, Hint Müslümanlarının Hindu çoğunluk arasında benliklerini koruma mücadelesinin simgelerinden biridir.

Uzun yıllar İngiltere’de eğitim almış ve Batılı tarzda giyim ve yaşam kültürüne adapte olmuştur.

Muhammed Ali Jinnah adına yaptırılan Karaçi'deki mezar.
Muhammed Ali Jinnah adına yaptırılan Karaçi'deki mezar.

Serinkanlı ve mantıklı bir insan olarak tanımlanan M. Ali Cinnah, ülkesinin İslâm’dan ilham alarak modern, demokratik, halkın iradesine dayalı bir hukuk devleti olmasını arzulamıştır. Çerçevesini çizdiği devlet modelini tam manasıyla uygulamaya ömrü yetmeyen Cinnah, Pakistan’ın kurucu önderi ve ulusal kahramanı olarak her yıl düzenli olarak anılıyor. Muhammed Ali Cinnah, Kaid-i Azam sıfatıyla, Pakistan İslâm Cumhuriyeti’nin kurucusu ve kurtarıcı olarak tanımlanıyor.