Muhalefet, Cezayir’e Arap Birliği’nden çekilme çağrısında bulundu

Cezayir İşçi Partisi, Cezayir hükümetine İsrail'in Gazze saldırılarında pasif kalan Arap Birliği’nden çekilme çağrısında bulundu.
Cezayir İşçi Partisi, Cezayir hükümetine İsrail'in Gazze saldırılarında pasif kalan Arap Birliği’nden çekilme çağrısında bulundu.

Cezayir İşçi Partisi, 22 Arap ülkesinin üye olduğu milletler arası bir örgüt olan Arap Birliği’nin İsrail’in, abluka altındaki Gazze Şeridi’nde işlediği "vahşetin sorumlusu" olduğunu söyleyerek Cezayir'e Birlikten çekilme çağrısında bulundu.

Cezayir'deki İşçi Partisi (PT), İsrail'in Gazze'ye 7 Ekim'den bu güne durmak bilmeyen bombardımanının ardından bir yazılı açıklama yayınladı.

Arap rejimleri, diplomatik ve ekonomik ilişkiler aracılığıyla Siyonist rejimin (Filistin’deki) katliamlarına ve suçlarına ortak oldukları için sorumlu ve suçludurlar.

Denilen açıklamada, yaklaşık 2.4 milyonluk Gazze halkının su ve gıdaya ihtiyaç duyduklarına, “Siyonist rejimin” açlık ve susuzlukla beraber hastalıklarla mücadele eden bu halkın hastanelerini “vahşice” yıktığına dikkat çekilerek, “Arap rejimlerinin” Gazze Şeridi’ne uygulanan ablukayı kırarak Filistin halkına yardım etmeyi “utanç verici ve korkakça reddettiği” vurgulandı.

Halklarının “bu barbar rejimle” bağlarını koparma taleplerine boyun eğmeyen tüm yönetimlerin kınandığı açıklamada, “Bu barbarlık karşısında sessiz kalan, bu tür eylemlere, bu tür açıklamalara göz yuman herkese yazıklar olsun.” ifadelerine yer verildi.

İsrail'in bir ayı aşkın bir süredir kesintisiz olarak Gazze'yi vurduğu bu günlerde Arap Birliği, İsrail devletini kınamaktan başka bir aksiyonda bulunmamakla eleştiriliyor.
İsrail'in bir ayı aşkın bir süredir kesintisiz olarak Gazze'yi vurduğu bu günlerde Arap Birliği, İsrail devletini kınamaktan başka bir aksiyonda bulunmamakla eleştiriliyor.
  • Açıklamada, “Siyonist rejim” tarafından gasp edilen tüm topraklarını ve tüm tarihi haklarını geri alana kadar Filistin halkının mücadelesine destek verileceği ifade edilerek, “PT, ülkenin en yüksek yetkililerini Cezayir'i Arap Birliği'nden çekmeye çağırıyor.” denildi.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını görüşmek üzere Suudi Arabistan ve Filistin'in talebi üzerine düzenlenecek olan Arap Birliği Olağanüstü Zirvesi, 11 Kasım Cumartesi günü Riyad’da düzenlenecek.

Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf, 31 Ekim’de yaptığı açıklamada, Arap dünyasının İsrail’e karşı tavrındaki gerilemenin Gazze Şeridi’nde yaşananlara neden olduğunu söylemişti.

Cezayir, Filistin’de yaşananlarla ilgili 11 Ekim’de Mısır’ın başkenti Kahire’de düzenlenen Arap Birliği Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın sonuç bildirgesinin ikinci bendinde yer alan "Her iki taraftan sivillerin öldürülmesi ve uluslararası hukuka aykırı tüm eylemlerin kınanması" şeklindeki ifadeye itiraz etmiş ve çekince koymuştu.

Sonuç bildirgesinin sonuna, "Cezayir delegasyonu, Filistin halkının vazgeçilmez hakkı olan 1967 sınırlarında egemen bir devlet kurma yönündeki kendi kaderini tayin etme hakkını, Siyonist rejimin, uluslararası sözleşmeleri ve kararlarını ihlal eden uygulamalarıyla eşitleyen durumu onaylamamaktadır." ifadelerinin eklenmesi sağlanmıştı.

Cezayir Cumhurbaşkanı, İsrail'in Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanması çağrısı yaptı

Öte yandan Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun, dünyanın tüm "özgür insanlarına" ve uluslararası insan hakları kuruluşlarına Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde (UCM) İsrail’e karşı dava açma çağrısı yaptı.

Cumhurbaşkanı Tebbun, Cezayir Yüksek Mahkemesi'nde düzenlenen 2023-2024 adli yılının açılışında yaptığı konuşmada, Filistinlilere karşı işlenen suçların onlarca yıldır cezasız kalmasına son vermek için, “işgalci İsrail’e” karşı UCM'de dava açmanın tek yol olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Tebbun, Cezayir Yüksek Mahkemesi'nde düzenlenen 2023-2024 adli yılının açılışında yaptığı konuşmada, Filistinlilere karşı işlenen suçların onlarca yıldır cezasız kalmasına son vermek için, “işgalci İsrail’e” karşı UCM'de dava açmanın tek yol olduğunu söyledi.

Filistin halkının hakkının gasp edildiğini ve bu halka karşı dünyanın gözü önünde İsrail tarafından vahşi katliamlar işlendiğini vurgulayan Tebbun, “İşgal altındaki Filistin topraklarında tüm insanî, ahlakî, dinî ve hukukî standartlar ve değerler anlamını yitirdi. İsrail rejimi kardeş Filistin halkına karşı, dünyanın gözü önünde her gün katliamlar gerçekleştiriyor.” dedi.

Tebbun, adaletin nerede olduğu ve Filistin halkının hakkının nerede olduğu sorularını sorarak, “Dünyanın özgür insanlarına, Arap hukuk uzmanlarına ve uluslararası insan hakları kurum ve kuruluşlarına, işgalci İsrail rejimine karşı UCM’de dava açma çağrısında bulunuyorum.” ifadelerini kullandı.

Aktif bir hukukî kovuşturmanın Filistin halkı için uluslararası adaletin tesisi noktasında önemine işaret eden Tebbun, böylece başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin kurulmasının yönündeki meşru haklarını alabilmiş olacaklarını kaydetti.