Prof. Dr. Ebû’l-Hasen en-Nedvî

Günümüzde 150 milyona yakın Müslümanın yaşadığı ülkenin İslamiyet ile tanışması hicretten sonraki ilk yüzyılda gerçekleşiyor ve Hindistan, o günden bu yana sayısız alim ve mütefekkir yetiştiriyor.

Dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi Hindistan, birçok dini inanca da ev sahipliği yapıyor. Günümüzde 150 milyona yakın Müslümanın yaşadığı ülkenin İslamiyet ile tanışması hicretten sonraki ilk yüzyılda gerçekleşiyor ve Hindistan, o günden bu yana sayısız alim ve mütefekkir yetiştiriyor.

Ebu’l-Hasen en-Nedvi, 1914 yılında Hindistan’ın Uttar Paradeş eyaletinde, seyit soyundan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Daha çok küçük yaşlarda babası Abdülhay el-Hasani ile birlikte dini eğitimine başladı. Henüz 9 yaşında babasını kaybedince maddi güçlüklerle karşı karşıya kalan küçük Nedvi’ye Sıddık Hasan Han’ın torunları sahip çıktı ve okul masraflarını üstlendiler.

1927’de Leknev Üniversitesi’ne girerek Arap Dili ve Edebiyatı üzerine tahsil görmeye başladı ve buradan sonra Dârülulûm-i Nedvetü’l-ulemâ’ya kaydoldu. Arapça eğitimini tamamladıktan sonra Lahor’un yolunu tutan Nedvi, burada şiirlerini Arapçaya çevirdiği Muhammed İkbal’le tanıştı. Bu tanışıklık hayatının dönüm noktalarından biri oldu; zira İkbal’in şahsına ve fikirlerine olan alakası ve hürmeti arttı.

Nedvetü’l Ulema’da, Haydar hasan Han Tonki ve Mubarekpuri’den hadis, tefsir ve mantık dersleri gördü ve zorlu eğitim sonunda her ikisinden de icazet almayı başardı. Aynı dönemlerde Ahmed Ali Lahuri’nin derslerine katılan Nedvi, bir yandan da Dârülulûm-i Nedvetü’l-ulemâ’da dersler vermeye başladı. Fikirleri, teşkilatçı yapısı ve cesaretiyle kısa süre içinde Hindistan Müslümanları arasında dikkat çeker hale geldi. 1941 yılında Mevdudi’nin davetiyle Cemaati- İslami’nin kurucuları arasında yer alsa da bir süre sonra aralarında yaşanan sorunlar nedeniyle buradan ayrıldı.

Kısa bir süre sonra İdâre-i Ta‘lîmât-ı İslâm adını verdiği bir okul kurarak burada dersler vermeye başladı. Dört yıl kadar devam ede bu Kur’an- Kerim ve tefsir dersleri sonrası ilk haccını gerçekleştirmek üzere Hicaz’a sefere çıktı. Hacc vazifesini tamamlayıp döndükten sonra çeşitli okullarda dersler vermeye devam eden Nedvi, 1961’de Nedvetü’l-ulemâ’nın başkanı ce Dârülulûm rektörü oldu.

Nedvi, tebliğ vazifesini yerine getirmek için Avrupa ve Amerika kıtaları da dahil olmak üzere pek çok seyahate çıktı. Bu seyahatlerde önemli İslam alim ve düşünürleriyle tanıştı ve İslam dünyasının genelinde muteber bir isim haline geldi. Başta Râbıtatü’l-âlemi’l-İslâmî ve Centre Islamique de Geneve olmak üzere pek çok kuruluşta başkanlık ve yöneticilik yaptı. Tebliğle birlikte Arap milliyetçiliği, Batıcılık, ahlaki gerileme ve israftı konuları üzerine özellikle durdu ve Müslümanların bunlara karşı çok dikkatli olması gerektiğini her fırsatta dile getirdi.

80’li yaşlarına geldiğinde sağlığı iyiden iyiye bozulan ama felçli haliyle dahi İslam’a hizmet etme gayretinden geri durmayarak yazmaya devam eden Ebû’l-Hasen en-Nedvî, 31 Aralık 1999’da vefat etti.

Türkçeye Çevrilen Eserleri

İslam’ın Siyasi Yorumu

Son Peygamber

Büyük İslam Şairi Dr. Muhammed İkbal

Arapça-Türkçe Hikayeler

Peygamber Efendimizin Hayatı ve Nebevi Şahsiyeti

Dünya Kültür ve Medeniyetine İslam'ın Etkileri

Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti

İmam-ı Rabbani

İslam Işığında Doğu ve Batı Mukayesesi

Hazreti Mevlana / Aşk, Sabır, Sevgi, Hoşgörü

Din ile Maddecilik Arasında Ezeli Savaş

Kuranda Adı Geçen Peygamberlerin Hayatı

Hz Ali El-Murteza

İslam’da Fikir ve Davet Önderleri

İslam Önderleri Tarihi