Şirin Ebû Akle'nin katlinin üzerinden 2 yıl geçti; İsrail ise gazetecileri öldürmeye hâlâ devam ediyor

El Cezire televizyonunun meşhur muhabiri Şirin Ebû Akle’nin Cenin’de İsrail güçleri tarafından öldürülmesi, Filistin topraklarında yaşanan işgalin en çarpıcı örneklerinden biri olarak tarihe geçti.
El Cezire televizyonunun meşhur muhabiri Şirin Ebû Akle’nin Cenin’de İsrail güçleri tarafından öldürülmesi, Filistin topraklarında yaşanan işgalin en çarpıcı örneklerinden biri olarak tarihe geçti.

Arap dünyasında her evin salonuna giren Filistin'in ekran yüzü El Cezire muhabiri Şirin Ebû Akle’nin görevi sırasında İsrail askerlerince öldürülmesinin üzerinden 2 yıl geçerken yaptırımsız kalan İsrail, Gazze'de II. Dünya Savaşı veya Vietnam Savaşı'ndan daha fazla basın çalışanını öldürdü.

Filistin ve ABD vatandaşlığı bulunan El Cezire televizyonunun kıdemli muhabiri 51 yaşındaki Şirin Ebû Akle’nin 11 Mayıs 2022’de İsrail askerlerince öldürülmesi, işgal altındaki Filistin topraklarında yaşanan sivil kayıplar ve İsrail'in yaptırımsız kalması konusunda uluslararası toplum nezdinde en fazla tepki çeken olaylardan biri olarak öne çıktı.

Şirin Ebû Akle, hem kariyerinde hem hayatında önemli bir yeri olan El Cezire televizyonunda 1997 yılından, görevini yaptığı esnada öldürüldüğü 11 Mayıs 2022'ye dek 25 yıl çalıştı.
Şirin Ebû Akle, hem kariyerinde hem hayatında önemli bir yeri olan El Cezire televizyonunda 1997 yılından, görevini yaptığı esnada öldürüldüğü 11 Mayıs 2022'ye dek 25 yıl çalıştı.
  • Katar merkezli El Cezire televizyonunun deneyimli saha muhabiri Ebû Akle, 11 Mayıs 2022'de sabah erken saatlerde, İsrail güçlerinin Batı Şeria'da bulunan Cenin kentindeki mülteci kampına düzenlediği baskını takip ettiği sırada İsrail askerlerinin açtığı ateşle başından vurularak öldürüldü.

Olayda Ebû Akle'nin yanında bulunan meslektaşı Ali es-Sumudi de sırtından yaralandı.

Filistin'de 25 yıldır görev yapan gazeteci Ebû Akle'nin görevi başında ve üzerinde "basın" yazılı çelik yelek olduğu halde İsrail askerleri tarafından gerçek mermiyle vurularak öldürülmesi büyük tepki çekti.

Kudüslü Hristiyan bir aileye mensup olan Ebû Akle, kendini Filistin'in sesini duyurmaya adamış ve Arap dünyasında her evin salonuna girmiş bir muhabirdi.
Kudüslü Hristiyan bir aileye mensup olan Ebû Akle, kendini Filistin'in sesini duyurmaya adamış ve Arap dünyasında her evin salonuna girmiş bir muhabirdi.

İsrail güçleri, Arap dünyasında Filistin'in ekran yüzü olarak tanınan Ebû Akle'nin son yolculuğuna uğurlandığı işgal altındaki Doğu Kudüs'te düzenlenen geniş katılımlı cenaze töreni sırasında kalabalığa saldırdı ve naaşın taşındığı tabut yere düşme tehlikesi geçirdi.

Televizyonlarda canlı yayınlanan ve sosyal medyada geniş yer bulan bu görüntüler, izleyenleri hayretler içinde bırakırken, İsrail polisinin cenazeye saygısızlığı gündem oldu.

Kendini “Kudüs’ün Kızı” olarak tanımlayan Ebû Akle, işgal altındaki Doğu Kudüs'te on binlerce kişinin katılımıyla 13 Mayıs Cuma günü son yolculuğuna uğurlandı.
Kendini “Kudüs’ün Kızı” olarak tanımlayan Ebû Akle, işgal altındaki Doğu Kudüs'te on binlerce kişinin katılımıyla 13 Mayıs Cuma günü son yolculuğuna uğurlandı.

Tüm kanıtlar, İsrail askerlerince ve kasten öldürüldüğüne işaret etti

Çok sayıda uluslararası kurumun soruşturma ve incelemelerinin vardığı sonuç, Ebû Akle'nin İsrail askerleri tarafından kasten ve hedef alınarak öldürüldüğünü gösterdi.

Londra Üniversitesi'ne bağlı araştırma kuruluşu "Forensic Architecture" ile Filistin El-Hak Kurumu'na bağlı "Araştırmacı Mühendislik Birimi"nin olaya ilişkin Eylül 2022’de yürüttüğü ortak bir soruşturma, İsrail askerlerinin Filistinli gazeteciyi kasten öldürdüğünü ortaya koydu.

  • Gazetecilere ateş açılan ana ilişkin eldeki görüntülerin ve 3 boyutlu ölçüm yönteminin kullanıldığı soruşturma neticesinde "olayda kasıtlı, ısrarlı ve tekrarlanan bir şekilde ateş açıldığı, ateşi açan askerin hedeftekilerin gazeteci olduğunu görebilecek pozisyonda bulunduğu, çevredekilerin Ebû Akle'ye ilk yardımda bulunmasına engel olunduğu ve ateş açıldığı sırada bölgede Filistinli silahlı kişilerin olmadığı" gibi bir dizi sonuca ulaşıldı.
İsrail’in varlığı da dahil olmak üzere, işgal suçlarını temize çıkarmasını, alınan karar ve yapılan eylemlerin meşrulaştırılmasını, kamuoyu nezdinde olur alınmasını sağlayan “Hasbara” diplomasisi, uzun bir süre Akle’nin katlindeki payını örtbas etti.
İsrail’in varlığı da dahil olmak üzere, işgal suçlarını temize çıkarmasını, alınan karar ve yapılan eylemlerin meşrulaştırılmasını, kamuoyu nezdinde olur alınmasını sağlayan “Hasbara” diplomasisi, uzun bir süre Akle’nin katlindeki payını örtbas etti.

Ebû Akle'nin ölümüne neden olan merminin görüntüsüne ulaşan El Cezire de merminin İsrail ordusunun kullandığı mühimmatlardan olduğunu belirtti.

El Cezire’nin, askerî uzmanların görüşlerine dayandırılan araştırma haberinde, inceleme sonucu, Ebû Akle'nin ölümüne neden olan yeşil uçlu merminin, zırhı delmek için tasarlandığı ve M4 tüfeğinde kullanıldığı bilgisine yer verildi. Haberde ayrıca merminin İsrail güçleri tarafından kullanılan 5,56 milimetre kalibreli mermilerden olduğu ortaya konuldu.

CNN, The New York Times ve Bellingcat gibi çok sayıda medya kuruluşu ve açık kaynak istihbarat platformunun veri analizlerine dayanarak yürüttüğü araştırma raporları da İsrail’in sorumluluğuna dikkati çekti.

Ebû Akle'nin ailesi ve El Cezire televizyonu, Filistinli gazetecinin öldürülmesiyle ilgili Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) şikayette bulundu.

Başvuruda, UCM'ye sunulan delillerin, Ebû Akle'nin bulunduğu yerden İsrail askerlerine ateş açılmadığını aksine İsrail ordusunun Filistinli gazeteciye ateş ettiğini açıkça ortaya koyduğu ve İsrail ordusunun "Filistinli gazetecinin ateş hattında kalarak öldürüldüğü" yönündeki iddiasının çürütüldüğü vurgulandı.

Şiddet yanlısı İsrail çevik kuvvet polislerinin cenaze töreninde de şiddete başvurması, nerdeyse Şirin Ebû Akle'nin tabutunun yere düşürmesine yol açacaktı.
Şiddet yanlısı İsrail çevik kuvvet polislerinin cenaze töreninde de şiddete başvurması, nerdeyse Şirin Ebû Akle'nin tabutunun yere düşürmesine yol açacaktı.

İsrail, tutarsız ve değişken açıklamalarda bulundu

Olaydaki sorumluluğunu başta inkar eden ve Filistinli silahlı grupları sorumlu tutan İsrail, birbiriyle çelişen açıklamalarının ardından, uluslararası tepkiler üzerine aşamalı ve dolaylı olarak Ebû Akle'nin ölümündeki sorumluluğunu kabul etti.

İsrail Ordu Sözcülüğü, ilk olarak, Ebû Akle'nin ölümünün hemen ardından yayımladığı, Filistinli silahlı unsurların, ne zaman ve nerede kaydedildiği net olarak anlaşılmayacak şekilde ateş ederken çekilmiş bazı görüntülerini paylaşarak, Filistinli gazetecinin öldürülmesinden Filistin tarafını sorumlu tuttu.

Ardından İsrail ordusu, 17 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, Ebû Akle’nin ölümünün "hangi taraftan kaynaklandığının bilinemeyeceğini" iddia etti.

Söz konusu açıklamada, ordu soruşturmasına göre, Ebû Akle’nin “kasten vurulmadığı ve ayrım gözetmeksizin ateş açan Filistinli silahlı kişiler tarafından mı yoksa yanlışlıkla bir İsrail askeri tarafından mı vurulduğunun tespit edilemediği" kaydedildi.

Ebû Akle’nin öldürülmesine ilişkin hiçbir İsrail askeri hakkında soruşturma başlatılmadı.
Ebû Akle’nin öldürülmesine ilişkin hiçbir İsrail askeri hakkında soruşturma başlatılmadı.
  • İsrail ordusu, çok sayıda bağımsız uluslararası kuruluşun ve medya organının yürüttüğü çalışmaların İsrail askerlerinin sorumluluğuna işaret eden raporlarının ardından, 5 Eylül'de yayımladığı nihai raporunda, Ebû Akle'nin "yanlışlıkla İsrail ordusunun ateşiyle öldürülmüş olma olasılığının yüksek olduğunu" duyurdu.

İsrail makamları, "şeffaflıktan uzak, üstünkörü ve zamana yayarak" soruşturma yapıyor

ABD merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), aralarında Ebû Akle'nin de bulunduğu, 2001'den bu yana 20 gazetecinin İsrail askerlerince öldürülmesiyle ilgili İsrail'in bugüne kadar kimse hakkında soruşturma açmadığını ve hukukî süreçleri zamana yayarak sorumluları "akladığını" açıkladı.

Ebû Akle'nin öldürülmesinin birinci yılında CPJ tarafından hazırlanan raporda, Ebû Akle dahil çoğu görev başında iken İsrail tarafından öldürülen gazetecilerle ilgili İsrail makamlarının, "şeffaflıktan uzak, üstünkörü ve zamana yayarak" soruşturma yaptığına işaret edildi.

Raporda, "2001'den bu yana 20 gazetecinin öldürülmesiyle ilgili kimse hakkında soruşturma açılmadı. Hukukî süreçler, kanıt ve tanık iddiaları dikkate alınmadan, olaylarda sorumluluğu bulunan kolluk kuvvetlerini aklayacak şekilde yürütüldü. İsrail makamları, gazetecilerin öldürülmesiyle ilgili hukukî süreçleri uzatarak hesap vermekten kaçıyor ve Filistinlilerin adalet arayışını engelliyor." ifadelerine yer verildi.

Şirin Ebû Akle, Kudüs surlarının güney ucunda, Rum Ortodoks Mezarlığı’nda medfûn.
Şirin Ebû Akle, Kudüs surlarının güney ucunda, Rum Ortodoks Mezarlığı’nda medfûn.

ABD'nin tarafı, İsrail’in yanı oldu

ABD Dışişleri Bakanlığı, Ebû Akle'nin ölümüne neden olan kurşuna yönelik başlattığı adlî incelemenin sonuçlarına ilişkin 4 Temmuz 2022’de yaptığı açıklamada, Ebû Akle'nin ölümüne neden olan kurşunun "kaynağının tespit edilemediğini" ancak "muhtemelen İsrail güçlerince vurulduğu" sonucuna varıldığını duyurmuştu.

ABD'nin, Ebû Akle'nin öldürülmesiyle ilgili olarak İsrail'i doğrudan suçlayıcı ifade kullanmaması İsrail'e rahat nefes aldırırken, bu durum, Ebû Akle ailesi başta olmak üzere Filistin tarafında tepkiyle karşılandı.

ABD Adalet Bakanlığı ve Federal Soruşturma Bürosu (FBI) da ABD vatandaşı Filistinli gazetecinin öldürülmesiyle ilgili Kasım 2022'de soruşturma başlatmıştı.

Süreç sonunda olaya dahil olan İsrail askerlerinin soruşturulması için ABD'nin talepte bulunabileceği belirtilmişti. Ancak İsrailli yetkililer, Ebû Akle'nin ölümünde sorumluluğu bulunan İsrail askerlerinin soruşturulmasını kabul etmeyeceklerini ve bu konuda hiçbir tarafla işbirliği yapmayacaklarını açıkladı.

İsrail, gazetecileri öldürmeye Gazze'de de devam ediyor

İsrail 7 Ekim'den bugüne Gazze Şeridi'ne aralıksız düzenlediği saldırılarda, kadın, çocuk, sağlık ve insanî yardım çalışanları ile sivil savunma ekipleri gibi uluslararası hukuka göre koruma altındaki basın çalışanları da hedef oldu.

İsrail'in saldırılarında 7 Ekim'den bugüne 140'tan fazla basın çalışanı can verdi.
İsrail'in saldırılarında 7 Ekim'den bugüne 140'tan fazla basın çalışanı can verdi.

Gazze'deki Filistin hükümeti Medya Ofisi'nin açıkladığı rakamlara göre, İsrail'in saldırılarında 7 Ekim'den bugüne 140'tan fazla basın çalışanı can verdi.

  • Uluslararası basın örgütlerine göre, İsrail'in Gazze saldırılarında öldürülen gazeteci sayısı II. Dünya Savaşı veya Vietnam Savaşı'nı geride bıraktı.