Sudan'da '3 Haziran raporu' protestoları

Sudan Başsavcılığı bünyesindeki 3 Haziran olaylarını  Araştırma Komisyonu'nun raporunu protesto etmek için düzenlenen gösteriler sırasında Sudan bayrağı açan bir gösterici.
Sudan Başsavcılığı bünyesindeki 3 Haziran olaylarını Araştırma Komisyonu'nun raporunu protesto etmek için düzenlenen gösteriler sırasında Sudan bayrağı açan bir gösterici.

Sudan Başsavcılık'ı tarafından oluşturulan 3 Haziran olaylarını Araştırma Komisyonu'nun raporunda Sudan'da, 3 Haziran’da ordu karargahı önündeki göstericilerin dağıtılması sırasında çıkan olaylarda 87 kişi hayatını kaybetmesinden 9 üst düzey subayın suçlu bulunduğu açıklandı. Raporda belirtilen ölü ve yaralı sayısının gerçek rakamları yansıtmadığını vurgulayan muhalifler, Sudan'ın çeşitli mahallerinde protesto gösterileri düzenledi.

Sudan Başsavcılığı tarafından, 3 Haziran’da ordu karargahı önündeki göstericilerin dağıtılması sırasında çıkan olaylarda 87 kişinin hayatını kaybettiği, "insanlığa karşı suç işledikleri" gerekçesiyle 9 üst düzey subayın suçlu bulunduğu açıklandı.

Başsavcılık bünyesindeki Araştırma Komisyonu'nun Başkanı Fethurrahman Yusuf, başkent Hartum'da düzenlediği basın toplantısında, Askeri Geçiş Konseyi (AGK) Güvenlik Komitesinin yasa dışı faaliyetlerin yapıldığı bölgenin temizlenmesi talimatını verdiğini ancak kesinlikle meydandakilerin dağıtılması yönünde kararının bulunmadığını söyledi.

Savcılığın raporunu protesto eden göstericiler lastik yaktı.
Savcılığın raporunu protesto eden göstericiler lastik yaktı.

Olaylar sırasında 63 kişi de yaralandı

Yusuf, şunları kaydetti:

"Başkent Hartum'da 3 Haziran’da ordu karargahı çevresindeki protestocuların dağıtılması operasyonunda 87 kişi öldü, 63 kişi yaralandı. Hızlı Destek Kuvvetlerinden (HDK) iki tümgeneralin de aralarında olduğu 9 üst düzey subay talimatlara aykırı davrandı. HDK'den bir tümgeneralin liderlik ettiği bir grup güvenlik gücünün, göz yaşartıcı gaz ve gerçek mühimmatla protestoculara müdahalesinde ölen ve yaralananlar oldu.

"Maskeli kişiler de meydandaki göstericilere ateş açtı."

Yusuf, Nil Nehri’nde bulunan cesetlerin, bu olaylarla ilgisinin olmadığını savunarak, soruşturmada tecavüz vakasına ulaşılamadığını dile getirdi.

Protestocular, Askeri Geçiş Konseyi'nin yetkileri sivil hükumete devretmesini talep ediyor.
Protestocular, Askeri Geçiş Konseyi'nin yetkileri sivil hükumete devretmesini talep ediyor.

"Araştırma Komisyonu'nun sonuçlarını reddediyoruz"

Sivil muhalif koalisyon Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri'nden (ÖDBG) yapılan yazılı açıklamada, "Tamamen Başsavcılık tarafından oluşturulan Araştırma Komisyonu'nun sonuçlarını reddediyoruz. Raporda bazı gerçekler gizlenmiş." ifadelerine yer verildi.

Muhalif Sudan Meslek Odaları Birliği Sözcüsü İsmail et-Tac da gazetecilere yaptığı açıklamada, komisyonun Askeri Konseyi aklayan kararına itiraz ettiklerini belirtti.

Tac, "Bu rapor, Sudan halkını, bölgesel ve uluslararası toplumu şoke etti. Ülkedeki yargı sisteminde tamamen reforma ihtiyaç duyduğumuzu kanıtladı." diye konuştu.

Rapor protesto edildi

Başkentin çeşitli mahallelerinde Araştırma Komisyonu'nun raporu protesto edildi.

Eylemciler, bazı ana caddelerde taşlarla barikat kurup lastik yakarak yolları trafiğe kapattı. Öğle saatlerinde başlayan eylemler gece de sürdü.

Lastik yakarak yolları trafiğe kapatan eylemciler.
Lastik yakarak yolları trafiğe kapatan eylemciler.

Muhalif Sudan Kongre Partisi'nin Facebook hesabından yapılan açıklamaya göre, güneydeki Kusti ve doğudaki Port Sudan kentlerinde de rapora karşı çıkan vatandaşlar protesto eylemi düzenledi.

Sudan lideri Ömer el-Beşir’in aylarca süren rejim karşıtı protestolar sonucu 11 Nisan’da devrilmesinin ardından yaşanan siyasi kriz ortamında başkent Hartum’da muhalif gösterilerin odak merkezindeki ordu karargahı önünde sivil yönetime geçilmesi talebiyle nöbet tutan muhalif göstericiler, 3 Haziran sabahı güvenlik güçlerince gerçek mermi ve göz yaşartıcı gaz kullanılarak dağıtılmış, olaylarda muhalif kaynaklara göre 128 kişi hayatını kaybetmişti. Sağlık Bakanlığı, olaylarda 61 kişinin öldüğünü bildirmişti.

Muhalifler, 3 Haziran olaylarında yüzlerce eylemcinin güvenlik güçlerince öldürüldüğünü, bazılarının yakıldığını, cesetlerinin Nil Nehri'ne atıldığını, tecavüz vakalarının yaşandığını ileri sürmüştü. Muhalefetin bağımsız uluslararası araştırma komisyonu önerisine asker karşı çıkmıştı.

Olayların ardından sosyal paylaşım siteleri ulusal güvenliğe tehdit oluşturduğu gerekçesiyle AGK kararıyla mobil internete erişim, bir aydan uzun süre engellenmişti.