Suudi Arabistan, kutsal mekânlarda Gazze için dua edenleri gözaltına alıyor

Bangladeşli İngiliz Islah Abdurrahman, Mekke'deki umre ziyareti sırasında 'kefiye taktığı için' gözaltına alındı
Bangladeşli İngiliz Islah Abdurrahman, Mekke'deki umre ziyareti sırasında 'kefiye taktığı için' gözaltına alındı

Suudi Arabistan, Mekke ve Medine'deki kutsal mekânlarda Gazze için dayanışma gösterileri yapan ve Filistin için dua edenleri gözaltına alıyor.

Ailesiyle birlikte ekim ayının sonlarında Mekke'ye umre yapmaya giden Bangladeşli İngiliz aktör ve sunucu Islah Abdurrahman, “Filistin kefiyesi taktığı için” Suudi askerler tarafından gözaltına alındığını söyledi.

Middle East Eye'a konuşan Abdurrahman, Suudi Arabistan'da Filistin'e yönelik her türlü dayanışma sembolü veya gösterisine yönelik baskılara ilişkin endişelerini dile getirdi:

Başıma beyaz kefiye ve bileğime Filistin bayrağının renginde tesbih taktığım için dört asker tarafından durduruldum.

“İnsanları olası suç veya suçlardan dolayı gözaltına aldıkları uzaktaki bir yere götürüldüm. Gözaltına alındıktan sonra başka askerler de beni sorguya çekerek uyruğumu, neden burada olduğumu, nereden geldiğimi, ne kadar süredir burada olduğumu sordular.”

Suudi askerler, daha sonra Abdurrahman'dan “kefiye”yi nasıl giydiğini göstermesini istemiş ve vizesini almışlar.

Kefiye, İngiliz mandasına ve işgalci İsrail’e karşı ayaklanan Filistinlilerin simgesidir.
Kefiye, İngiliz mandasına ve işgalci İsrail’e karşı ayaklanan Filistinlilerin simgesidir.
  • “Sorunun örtü olduğu açıktı" diyen Abdurrahman, “Arapça konuşuyorlardı ama 'Filistin kefiyesi' deyip başımdaki örtüye bakıyorlardı” diyor.

“Sonunda beni serbest bıraktığında bir işçi yanıma geldi, kefiyemi aldı ve 'Bu iyi değil, İsrail-Filistin iyi değil, o yüzden takma, buna izin yok' dedi.”

Neticede kefiyesini yetkililere teslim etmek zorunda kalan Abdurrahman, serbest bırakma formu imzalatıldı ve parmak izi kayıt altına alındı.

“Korkum kalp kırıklığına dönüştü”

Umre ziyaretini yerine getirmeye giden Abdurrahman'ın kendisini bulmayı umduğu son yer, bir gözaltı merkeziydi.

  • “İlk başta gerçekten korktum, çünkü kendi ülkemde değildim, hiçbir hakkım yoktu ve bana her şeyi yapabilirlerdi. Söz hakkım yoktu, bu yüzden korktum. Sonra korkum kalp kırıklığına dönüştü... Bunun, Filistinlilerin yaşaması gerekenlerin sadece bir gramı olduğunu fark ettiğimde kalp kırıklığım daha da kötüleşti.”

Abdurrahman, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'yi aralıksız bombalayarak 4.000'den fazlası çocuk olmak üzere 11.000'den fazla Filistinliyi öldürürken, en kutsal ibadethanede maruz kaldığı muameleyi "üzücü" olarak nitelendirdi.

“Bu, Gazze'deki ve ülkelerindeki Filistinlilerin İsrail hükümetinin onlara nasıl davrandığını ve sırf Filistinli oldukları için maruz kaldıkları istismarı nasıl hissettiklerini anlamamı sağladı. Bu durum, Filistinlilere duyduğum empatiyi halihazırda olduğundan daha da artırdı.”

Yaşadığı deneyimi Instagram'da paylaşmaya karar veren Abdurrahman, “Mekke hakkında yanlış bir izlenim vermek istemediğini", bunun yerine Filistinlilerin nasıl “ses sahibi olmadıklarına” ışık tutmak istediğini söylüyor.

Tecrübesini paylaştığından bu yana, yaşananları savunan ve ibadethanelerde Filistin bayrağı veya sembolleri sergilenmesine izin verilmediğini söyleyen Suudi Arabistanlılardan nefret mesajları aldığını söylüyor.

Abdurrahman, “Bunun rastgele bir ülke olmadığı ve Filistin'deki Mescid-i Aksâ'nın İslâm'ın en kutsal mekânlarından biri olduğu yönünde evrensel bir Müslüman anlayışı var... bu yüzden sorun olmayacağını düşündüm. Benim yaşadıklarımı yaşayan ve başları belaya giren insanlardan da hikâyeler dinledim” diyor.

Gazze için dua ederken gözaltına alındı

Abdurrahman'ın hikâyesi, ne yazık ki Suudi Arabistan’da karşılaşılan münferit bir olay değil.

10 Kasım'da sosyal medyada paylaşılan bir videoda, Suudi Arabistan'da umre yapan Cezayirli adam, “Filistinlilere sempati duyduğu ve onlar için dua ettiği için” Suudi yetkililer tarafından tutuklandığını anlatıyor.

Filistin'deki kardeşlerimiz için dua ettiğim için altı saatten fazla tutuklu kaldım.



Filistinliler için dua ettiği için altı saatten fazla tutuklu kalan Cezayirli adam.
Filistinliler için dua ettiği için altı saatten fazla tutuklu kalan Cezayirli adam.

“Medine'de kendim için dualarımı ettim. Sonra, bu fırsatı değerlendirerek Filistin'deki çocuklar ve mağdurlar için dua ettim… Mazlumlar için dua etmek suç mu? Kutsal mekânlarda bunun yasak olduğunu bilmiyordum.

Daha duamı bile bitirmemiştim ki askerler gelip telefonumu aldılar ve bana Gazze'deki insanlar için dua ettiğim videoyu sildirdiler.”

Cezayirli adam, farklı karakollara götürüldüğünü ve sadece dua ettiğini anlatmaya çalıştığını, kendisinden istendiğinde videoyu sildiğini söylüyor.

“Yüksek tansiyonum var, şeker hastasıyım ama altı saat alıkonuldum. Bana suçlu muamelesi yapıldı ve 'Filistin'e sempati duyduğum ve dua ettiğim' gerekçesiyle gözaltına alındığım söylendi ve parmak izlerim alındı” diyor.

Kutsal mekânları ziyaret ederken insanları dikkatli olmaları konusunda uyararak videoyu sonlandıran adam, kendisine serbest bırakıldığı için şanslı olduğunun söylendiğini, diğerlerinin çok daha uzun süre tutulduğunu duyduğunu söylüyor. Ayrıca başörtüsünde Filistin bayrağı taşıyan Endonezyalı bir kadının da gözaltına alındığını belirtiyor.

Suudi Arabistan’da neler oluyor?

  • 10 Kasım'da, Mescid-i Haram'da Suudi Arabistan'ın Diyanet İşleri Başkanı Abdurrahman el-Sudais, Gazze'de olup bitenlere halkın müdahale etmemesi gerektiğini ve işin yöneticilere bırakılması gerektiğini söylemişti.
Mescid-i Haram Diyanet İşleri Başkanı Abdurrahman el-Sudais, geçtiğimiz günlerde, insanların Gazze'de olup bitenlere müdahale etmemesi ve karışmaması gerektiğini önermişti.
Mescid-i Haram Diyanet İşleri Başkanı Abdurrahman el-Sudais, geçtiğimiz günlerde, insanların Gazze'de olup bitenlere müdahale etmemesi ve karışmaması gerektiğini önermişti.

“Filistin'deki kardeşlerimizin başına neler geldiğini görüyorsunuz, onlar için dua etmekten başka ne yapmalıyız? Müslümanlar bu provokasyonlara boyun eğmemeli ve olayların kendilerini bölmesine izin vermemelidir. Velilerine, otoritelerine, âlimlerine başvurmalı, hakları olmayan işlerle uğraşmamalıdırlar.” demişti el-Sudais.

Ülkede, önde gelen şeyhler de insanların Gazze’deki savaşa ilişkin açık yorum veya jest yapmaması gerektiğinin sinyalini verdi.

Kaynak: Middle East Eye