"Yahudi yerleşimcilerin şiddeti 3. intifadaya yol açabilir"

Filistinli bir çocuk, İkinci İntifada sırasında Faris Odeh'in ikonik görüntüsüne çok benzer şekilde İsrail Savunma Kuvvetleri'ne ait bir tanka taş atıyor.
Filistinli bir çocuk, İkinci İntifada sırasında Faris Odeh'in ikonik görüntüsüne çok benzer şekilde İsrail Savunma Kuvvetleri'ne ait bir tanka taş atıyor.

İsrail ordusunda görev yapmış 3 eski komutanın İsrail gazetesi Haaretz'de yayınladıkları mesaja göre işgal altındaki Batı Şeria'da fanatik Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere karşı uyguladığı 'kontrolsüz şiddet' İsrail ordusunun caydırıcı gücünü sabote ediyor, devletin egemenliğine ve yasalarına, özellikle devletin güç kullanımı üzerindeki tekeline meydan okuyor. Bu şiddetin büyüyerek Filistinlilerin kendilerini savunacağı 3. İntifada'ya dönüşebileceğine dikkat çekiliyor.

İsrail ordusunda görev yapmış eski komutanlar, işgal altındaki Batı Şeria'da Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik uyguladığı şiddetin 3. İntifada vakasına sebep olabileceği konusunda uyarıda bulundu.

İsrail Ordusu Merkez Komutanlığında görev yapmış ve halihazırda sivil bir kuruluş olan İsrail'in Güvenliği Komutanları Hareketi üyesi 3 eski komutanın mesajı, İsrail'in Haaretz gazetesinde yayımlandı.

Ariel Şaron’un 28 Eylül 2000'de Mescid-i Aksa’nın avlusuna kalabalık bir koruma ordusuyla girmesiyle İkinci İntifada'yı başlatan olaylar.
Ariel Şaron’un 28 Eylül 2000'de Mescid-i Aksa’nın avlusuna kalabalık bir koruma ordusuyla girmesiyle İkinci İntifada'yı başlatan olaylar.
Fanatik Yahudi yerleşimciler tarafından uygulanan 'kontrolsüz şiddetin' İsrail ordusunun caydırıcı gücünü sabote ettiğini belirten komutanlar, 'yerleşimcilerin, toplu ve örgütlü şekilde şiddet uyguladığını, devletin egemenliğine ve yasalarına, özellikle devletin güç kullanımı üzerindeki tekeline meydan okuduğunu' vurguladı.

Komutanlar, yerleşimcilerin şiddetine yönelik uluslararası ilginin kritik bir noktaya ulaştığına, bu şiddetin "İsrail'in sadece düşmanlarından değil, Washington yönetimi, ABD Kongresi ve ABD'deki Yahudi cemaati dahil olmak üzere seçkin dostları tarafından da sert bir şekilde eleştirilmesine neden olduğunu" vurguladı.

2019'da 30 bin Yahudi'yle gerçekleşen Aksa baskınından bir kare.
2019'da 30 bin Yahudi'yle gerçekleşen Aksa baskınından bir kare.

Yerleşimci şiddeti Müslüman ülkelerle normalleşme sürecine zarar veriyor

Batı Şeria'daki kaos ortamının Mısır, Ürdün ve Körfez ülkelerindeki dost Arap liderlerinin yanıt vermesini gerekli kıldığını ifade eden İsrailli eski komutanlar bu sürecin ayrıca Arap ve bölge dışındaki Müslüman ülkelerin İsrail'le normalleşme sürecine de zarar verebileceğini belirtti.

Komutanlar, bu "yıkıcı durumun" bir an önce ele alınmazsa kontrolden çıkacağı konusunda uyardı.

  • Söz konusu durumun güvenlik koordinasyonu dahil ciddi sonuçlara yol açacağına işaret edilen mesajda, Filistinlilerin kendilerini savunmak için örgütlenecek kadar umutsuzluğa kapıldıklarına ve bu gelişmenin de 3. İntifada'ya dönüşebileceğine dikkat çekildi.

Birinci İntifada’nın ve tarihin en ikonik fotoğraflarından birinin kahramanı, Remzi Hüseyin Ebu Rıdvan, "Taşın çocuğu (Child of the Stone)" olarak biliniyor.
Birinci İntifada’nın ve tarihin en ikonik fotoğraflarından birinin kahramanı, Remzi Hüseyin Ebu Rıdvan, "Taşın çocuğu (Child of the Stone)" olarak biliniyor.

Mesajda, çatışmanın, Batı Şeria'daki Arap vatandaşların dayanışmasıyla İsrail içine intikal edebileceği kaydedildi.

Fanatik yerleşimcilerin şiddetinin, ahlaki açıdan tahammül edilemeyeceğini vurgulayan İsrailli eski komutanlar, İsrail'deki siyasî ve askerî yetkililere, yerleşimci şiddeti olgusunun güçlü ve kararlı bir şekilde ortadan kaldırılması çağrısında bulundu.

Yahudi yerleşimcilerin, Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da Filistinlilerin arazilerine ve gayrimenkullerine yönelik saldırılarında son zamanlarda ciddi bir artış yaşanıyor.

İsrail'in 1967'de işgal ettiği Batı Şeria'da 250'den fazla yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Bu yerlerde ikamet eden yaklaşık 500 bin Yahudi yerleşimci, Batı Şeria'da işgal altında yaşayan Filistinliler için hayatı daha da zor hale getiriyor.

Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki Filistin topraklarında bulunan tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul ediliyor.