Yerinden edilen Gazzeliler hayatlarını sürdürmeye çalışıyor

Gazze Şeridi'nde yıllardır devam eden ablukanın üzerine savaş koşulları da eklenince Filistinliler, zor şartlar altında yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor.
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne gerçekleştirdiği saldırıları nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan Filistinliler, "saldırıların kesildiği insanî ara" günlerinde normal hayatlarına dönmeye çalışıyor.
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı'nda bulunan Filistinliler, soğuk kış şartlarının bastırdığı bu günlerde kısıtlı imkânlarla yaşam mücadelesi veriyor.

Kampta kalan Nidal Maruf, saldırılar nedeniyle Gazze'nin kuzeyindeki evlerinden çıkmak zorunda kaldıklarını ve birçok yere gittikten sonra 9 kişilik ailesiyle en son Nuseyrat Kampı'na sığındıklarını söylüyor.
- Burada zor şartlar altında yaşadıklarını belirten Maruf, "Verilen 'insanî ara' sürecinde durumların biraz daha iyi olacağını düşünüyorduk ancak biraz bisküvi, peynir ve kuru şeylerle idare etmeye çalışıyoruz." diyor.
Gazze'nin Tel el-Heva semtinden olduğunu belirten Umm Yusuf ise İsrail'in kendilerine cep telefonları üzerinden mesajlar göndererek evlerini terk etme uyarısı yaptığını söylüyor.
Önce buna direndiklerini aktaran Filistinli kadın, "Daha sonra çocuklarımız için korktuk ve evlerimizden çıkmak zorunda kaldık." diyor.

"Tuvaletler çok kötü, temizlik sorunumuz var"
Kampta yaşamak zorunda kaldıkları koşulların kötü olduğunu Umm Yusuf, kampla ilgili şunları anlatıyor:
Burada tuvaletler çok kötü, temizlik yok. Çocuklar pislendi, temizlik sorunumuz var. Evimizde onurlu bir şekilde yaşıyorduk. Çocuklar öldü, kadınlar öldü, Tel el-Heva'da Zeytun'da herkesin evi çöktü, her yer dümdüz oldu.

Önünde bulduğu küçük bir tahtanın üzerinde merdane ile hamur açmaya çalışan Umm Yusuf, ekmek yaparak, biraz da domatesle günlerini geçirdiklerini, gelen gıda yardımlarında biraz peynir ve bisküvi olduğunu dile getiriyor.
Gazze kentinin Şucaiyye semtinden olan bir başka Filistinli kadın Umniyat Hillis ise savaşın başında Nuseyrat'a geldiklerini belirterek doğru düzgün yiyecekleri olmadığına ve zor şartlarda yaşadıklarını söylüyor.

Paramız yok ki ne satın alalım, olsa da ne var ki nereden alalım?
diyen Hillis, "insanî aranın" yeterli olmadığını, tam bir ateşkes ilân edilmesi gerektiğini dile getiriyor.
Uluslararası toplumun Gazze'ye bakışına tepki gösteren Hillis, "Tüm dünya, tüm Arap ülkeleri bizleri izliyor ve bir şey yaptıkları yok. Hasbünallah ve nimelvekil." ifadelerini kullandı.

En çok çocuklar etkilendi
Umm Eymen Hillis ise savaştan en çok çocukların etkilendiğini söylüyor.
Savaş şartlarından dolayı çocuklarda altına kaçırma durumları çoğaldı, kadınların psikolojileri tamamen yıkıldı. Biz, hiçbir zaman odun parçaları arayıp bularak ateş yakarak yemek pişirmedik. Dünyanın bizlere şefkat nazarıyla bakmalarını istiyorum.

Umut çadırlarında kalan Gazzeli çocuklardan Huveyiz et-Tayyib ise Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki evlerinin yıkılmasının ardından buraya göç ettiklerini belirtiyor.
"Savaşın başladığı günden bu yana ilk kez bugün sütlaç yedik." diyen Huveyiz, bu çaresiz anlarda bile bir nebze mutlu olabilen binlerce Gazzeli çocuktan sadece biri.
"Ebedî insanî ara istiyoruz"
Tandır başında ekmek pişiren ve kendisini sadece bir "vatandaş" olarak tanıtan Gazzeli kadın ise, "İki günlük 'insanî ara' nedir ki, bizler ebedî insanî ara istiyoruz." diyor.

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'na (UNRWA) bağlı bir okulda kaldıklarını dile getiren Gazzeli kadın, barıştan ve çocuklarının yanlarında olmasından başka bir şey istemediklerini söylüyor.
Bulaşıkları temizleyen Gazzeli küçük kız Seca ise gün içindeki işlerini, "Kahvaltı yaptık, ful (bakla), hummus (nohut ezmesi) yaptık. Zorlukla su doldurdum." diye anlattı.