100 Türk Büyüğü- Fahrelnissa Zeid

​100 Türk Büyüğü-​Fahrelnissa Zeid (Çizim: Cemile Ağaç Yıldırım)
​100 Türk Büyüğü-​Fahrelnissa Zeid (Çizim: Cemile Ağaç Yıldırım)

Büyük, Kasvetli, Karanlık Bir Araf

Şirin Devrim’in tabiriyle “harika çılgınlarŞakir Paşa ailesinin nev’i şahsına münhasır detaylarıyla, Fahrelnissa Zeid’in hayatındaki detaylar birbiriyle adeta rekabet hâlinde.

Neresinden anlatsanız teklemeyecek. Başından anlatalım biraz: Osmanlı Devleti’ni elçi olarak iki defa temsil eden Şakir Paşa’nın altı çocuğundan üçüncüsü olarak doğduğunda adı nüfusa “Emine Fahrünnisa” olarak kaydedilir.

Kötücül bir yana evrilecektir hikâye ve babaları Şakir Paşa, aile içi bir cinayetle öldürülecektir. Yıl 1914’tür. İstanbul işgal edilir, harbin bütün ateşi memleketi sarmışken, ailenin bir damadı cephededir, bir damadı İttihat ve Terakki üyeleriyle birlikte Malta’da sürgünde.

Her şeyin aniden dağıldığı ve aniden toparlanmadığı bir zamanda Fahrelnissa Zeid ilk eşi İzzet Melih Bey’den olan iki çocuğunu, Şirin ve Nejat Devrim’i ve bir de hayatını başka bir yöne doğru çevirerek yeni bir evlilik yapar: Irak Kralı I. Faysal’ın kardeşi, Irak’ın Türkiye Büyükelçisi Prens Emir Zeid ile evlenir ve o güne kadar Fahrünnisa olan adını, bir prenses olarak tashih eder: Fahrelnissa Zeid.*1935 Berlin,1938 Bağdat, 1939 İstanbul ve Budapeşte, 1941 nihayet İstanbul. II. Dünya Savaşı bitene kadar geçen sürede yaptığı resimler, sonrasındaki sanat hayatının önünü açar.

Londra ve New York’taki sergileri, kraliyet ailesinden bir ferdin sanatçı kimliğiyle öne çıkmasının manşetlere layık oluşuyla da bütünleşerek Zeid’in sanat ortamlarındaki yerini perçinler. Paris ekolüne dahil edilen soyut resimleriyle, Doğu’dan gelen bir taze nefes olarak karşılanır.

Onun fırçasından çıkan “Cennet’e Doğru” ile “Cehennemim” resimleri arasında, büyük, kasvetli, karanlık arafını da tam kalbinde taşıyarak.
Onun fırçasından çıkan “Cennet’e Doğru” ile “Cehennemim” resimleri arasında, büyük, kasvetli, karanlık arafını da tam kalbinde taşıyarak.

Öyledir de. Devrinin İstanbul’unda sayısız önemli isimle kurduğu dostlukları hatıratlardan sızar ama bu ömrü resmetmek için henüz derlenmemiştir. İlk dönem yaptığı resimlerinden oluşan “Budapeşte-İstanbul Ekspresi Serisi”, ekspresin ilk ve son duraklarının isimlerini değiştirerek Fahrelnissa Zeid’in hayatının kıvrımlarında yol almaya devam eder.

Onun fırçasından çıkan “Cennet’e Doğru” ile “Cehennemim” resimleri arasında, büyük, kasvetli, karanlık arafını da tam kalbinde taşıyarak.

*Şirin Devrim’in muhteşem hatıratı Şakir Paşa Ailesi’nde, Fahrelnissa Zeid’in kendi adını (Devrim’in ifadesiyle “Arapçalaştırarak”) Fahrünnisa’dan Fahrelnissa’ya çevirdiğini anlatıyor. Bir insan kendini hangi isim ve yazılışıyla anmayı uygun görüyorsa ona saygı duymak icap eder. Fahrünnisa Zeyd değil de Fahrelnissa Zeid yazımı bu sebeple.