Afrika’nın yaşam felsefesi ubuntu

Mufti Jabir Jabir: 52 yaşında, Sokoine National Agricultural Library’de Kütüphane Müdürü, Morogoro Tanzanyalı.
Mufti Jabir Jabir: 52 yaşında, Sokoine National Agricultural Library’de Kütüphane Müdürü, Morogoro Tanzanyalı.

Kökü Güney Afrika felsefesine dayanan “ubuntu” ile ilk olarak Yıldız Kulkul’un bir yazısında karşılaşıp daha detaylı bir okuma için Mungi Ngomane’nin “Afrika’nın Yaşam Felsefesi Ubuntu” kitabını almıştık. Doğup büyüdüğü topraklarda kendisine öğretilen ilk şeyin özünde saygı olan ubuntu dersleri olduğunu anlatan yazar, kitabında bu felsefeyi dedesi Desmond Tutu’dan nasıl öğrendiğini ve bu felsefenin dünya insanlarına ne söylediğini anlatıyor. Kitaptan ilhamla kıtanın farklı bölgelerinde kelimenin kökü değişse de anlamın aynı kaldığı bu kavramı Afrikalılara sorduk. Bize ubuntunun geçmişten günümüze kendileri için ne ifade ettiğini ve bu felsefeyi nasıl yaşanır kıldıklarını anlattılar.

Tüm insanlığı içine alan bir birlik

Diyebilirim ki “ubuntu” tek bir aileye sahip olmaktır. Yani bir hayatı yaşanır kılmak için meydana getirilen birliktir. Bir diğerinin sorunu her zaman senin de sorunundur. Birlikten kasıt bir kan, aile ya da kabile birlikteliği değildir. Bu, tüm insanlığı içine alan bir birliktir. Her insan ilgiye, sevgiye, yardıma, duygusal bir ilişki içerisinde olmaya ihtiyaç duyar. Bu sebeple de her insanın bu ihtiyaçları karşılanmalıdır.

Bugün “ubuntu” eskisi kadar olmasa da Afrika’nın gündelik hayatında hâlen etkili. Bu değişim eğitim, zenginlik ve teknoloji ile alakalı. Bunların hepsi Batı kültürünü de beraberinde getiriyor.

Bunlardan en çok öne çıkanı ise teknoloji. Bu konuda bir örnek verebilirim. Cep telefonlarına bakın ve onların nasıl bir yalnızlaşma oluşturduğunu gözlemleyin. Teknolojik gelişmelerden önce bizim aramızda bir yakınlık ve bağ vardı. Ama şimdi cep telefonları ile özellikle şehirlerde bu bağ kayboluyor. Afrika’da refahın artması atalarımızın yaşam şeklinden bir farklılaşmayı meydana getirdi. Onlar bir kulübede yemeklerini ve yataklarını paylaşıyorlardı. Ama şimdi durum özellikle şehirlerde çok değişti. İnsanlar geliştikçe Ubuntu kaybolmaya başladı.

Ubuntu, insaniyettir. İnsan olarak bizler birbirimizi koruyup kollamalıyız.
Ubuntu, insaniyettir. İnsan olarak bizler birbirimizi koruyup kollamalıyız.

Bitirirken şunları da ekleyelim: Ubuntu, insaniyettir. İnsan olarak bizler birbirimizi koruyup kollamalıyız. Bu eskiden Afrika yaşam tarzıydı. Sadece problemli zamanlarda değil, her zaman birlikteydiler. Bizim yaşam tarzımıza göre, önceden, bir çocuk tüm toplumundur, onun gelişiminden ve büyümesinden tüm topum sorumludur. Şu anda bu da yer yer kayboldu. Sanki bencillik topluma yayılmaya başladı ve bu, ubuntunun özüne tamamen aykırı.