Ağaçları tanımak bir devrimdir

Van Gogh - Zeytin Ağaçları
Van Gogh - Zeytin Ağaçları

“Orman Mühendisi” hesabını Twitter’da ve Instagram’da takip edenleriniz vardır. Hesabın sahibi doğaya ve ağaçlara tutkuyla bağlı bir orman mühendisi. Süleyman Özyurt, ağaçlara dair yaptığı günlük paylaşımlarla çoğumuzun farkında bile olmadığı önemli bilgiler sunuyor. Kendisiyle ağaçları tanımanın bizi nasıl değiştireceğini, kültürümüzdeki ağaç inançlarını ve dünyamızın nefes almaya devam etmesi için korumamız gereken ormanları konuştuk.

“Orman Mühendisi’’ rumuzlu sosyal medya hesaplarınızdan ormanlarımızda bulunan ağaç ve bitki türlerine, bunların yetiştirilmesine dair pratik bilgiler öğreniyoruz. Bazen kitap okur gibi uzun uzun sayfanızda geziniyoruz. Size çok sayıda soru ve yorum da geliyor. Ne dersiniz, sizce ağaçları yeterince tanıyor muyuz?

Yeterince tanıyor muyuz ve bunun sınırı nedir? Öncelikle bu soruya cevap aramak lazım. Bulacağımız cevabın ayrıca bizi tatmin etmesi gerek.

Süleyman Özyurt
Süleyman Özyurt

Ağaçlara, bitkilere meraklı biri olarak, hiçbir zaman tatmin olmayacağımı düşünüyorum. Çünkü tanıdığımız her bitki bize başka kapılar açmaktadır. Hiçbirimizin dünyanın her tarafını gezip her ağacı, çiçeği tanıma imkânı yoktur. Ömrümüz de buna yetmez. Her birimiz kısıtlı bir alanda yaşıyoruz. Bu kısıtlı alanda bizimle beraber yaşayan bitkiler var. Bunları tanımak bile başlı başına zihinsel bir devrimdir. Çevresindeki bitkileri tanıyan insanların aydınlandığını düşünüyorum. O zaman her şey daha anlamlı oluyor. Sosyal medya hesaplarımda bir bitkiyi tanıtırken onun ilginç yönlerini paylaşmayı tercih ediyorum. İnsanların merakını cezbederek, o bitkiyi araştırmaları konusunda yönlendiriyorum. Mahallesinde, sokağında gördüğü ağaçları tanıyan insanların daha mutlu ve daha uyumlu olacağına inanıyorum. Çünkü tanırsan seversin, seversen korursun.

Kültürümüzde ağaçlarla ilgili sayısız inanış var. Ceviz ağacının altında uyunmaz mesela. Bu inanışlar edebiyatta ve sanatta da karşılık bulur. Ceviz ağacından yola çıkarsak bu inanışların bilimsel karşılıkları var mı?

Uzun yıllardır halk arasında “Ceviz ağacının dibinde ve gölgesinde oturulmaz, adamı erken öldürür’’ derler.

Ağaçlara, bitkilere meraklı biri olarak, hiçbir zaman tatmin olmayacağımı düşünüyorum.
Ağaçlara, bitkilere meraklı biri olarak, hiçbir zaman tatmin olmayacağımı düşünüyorum.

Ceviz ağacının gölgesinde hamak kurup uyumak çok keyifli gelir. Oturması ferah ve ayrı bir serinliktir. Bunun nedeni ceviz ağacının salgıladığı sülfür gazıdır. Havadan ağır olan bu gaz dibe çöker. Bu gazdan soluyan insanların hafif sersemlediği söylenir. Çok fazla bu gaza maruz kalmanın insana zarar vereceği söylenir. Tabi buradan yola çıkarak ceviz ağaçlarını yok edelim demek istemiyorum. Ya da bahçemize ceviz ağacı dikmemeliyiz gibi bir şey de değil. Cevizin salgıladığı bu sülfür gazının ozon tabakasının tamirinde rol aldığı biliniyor. Bu konu ayrıca bilim dünyasında çok tartışmalıdır. Her ağaç gibi ceviz ağacının yaratılış amacı vardır. Doğada hiçbir şey boşa yaratılmamıştır.

Bir diğer inanış zeytin ağaçlarının arasına incir dikildiğinde zeytinin daha verimli hale geldiğidir. Bu doğru mu?

Zeytin ve incir ağacı aynı yıl içinde meyve verir. Zeytin ile inciri yan yana dikin. Zeytine zararlı olup verimi düşüren zeytin sineklerini incir ağaçları kendine çeker. İncir balı yiyen sinekler zehirlenip ölür. Zeytin ve incirin olduğu yerde bereket, bolluk ve güven vardır.

  • Açıkçası bununla ilgili bilimsel bir yayına rastlamadım. Sadece gördüklerimden yola çıkarak böyle bir şey söyleyebiliyorum. Belki bin yıldır insanlar bu yöntemi kullanıyor. Hâlâ da kullanılır. Zeytin bahçelerinde mutlaka incir ağacı görürsünüz. Aslında zeytin ve incir kardeşliğinin verim üzerine etkisini bin yıl önce atalarımız fark etmişler.

İnsanlığın tarihi, binlerce yıl yaşayabilen zeytin ağaçlarının hafızasında saklı. “Fakir toprakların zengin ağacı’’ ifadesi zeytini çok iyi anlatır. İnsanların ağaçlardan öğreneceği çok şey var. Yanından geçerken bir dönüp bakması yeterlidir.

Ormanın içinden yukarı doğru baktığımızda ağaçların tepesindeki dal ve yaprakların birbirine dokunmadığını görürüz. Sanki biz insanlara mahremiyet alanıyla ilgili bir şey söylüyor gibiler. Bunun bir anlamı var mı, yapraklar neden birbirine değmez?

Bu ilk defa 1920 yılında keşfedilen bir durumdur. Buna “taç utangaçlığı’’ denilmiştir. Şüphesiz, ağaçların da insanlarınkine benzer mahremiyet alanları vardır. Onlar da insanlar gibi rekabet halindedir.

Ancak birbirlerinin haklarına saygı duyarlar. Taç utangaçlığı ile ilgili çok fazla görüş var. Öncelikle rüzgârda sallanan dalların birbirine değerek kırılması önlenir. Diğer ağaçlardan gelen hastalık ve zararlı böceklerden korunurlar. Bu bir nevi sosyal mesafedir.

Bunların yanı sıra alt tarafta bulunan diğer küçük bitkilerin ışığa olan ihtiyaçlarına engel olmamak gibi nedenleri olduğuna dair çeşitli araştırmalar yapılmıştır.

Anadolu’nun her bölgesi farklı iklim ve bitki örtüsü altındayken bir genellemeyle hangileri için Anadolu’nun has ağaçları şunlardır ve her bölgemizde yetişir diyebiliriz?

Ülkemizde yaklaşık olarak 12 bin bitki türü bulunmaktadır. Bunların 3 bin tanesi ülkemizde doğal olarak yetişen türlerdir.

Ülkemizde yaklaşık olarak 12 bin bitki türü bulunmaktadır. Bunların 3 bin tanesi ülkemizde doğal olarak yetişen türlerdir.
Ülkemizde yaklaşık olarak 12 bin bitki türü bulunmaktadır. Bunların 3 bin tanesi ülkemizde doğal olarak yetişen türlerdir.

Biyolojik çeşitlilik bakımından zengin bir ülkeyiz. Kasnak meşesi, Anadolu sığla ağacı, Toros sediri, İpsir meşesi, Uludağ göknarı, Kazdağı göknarı, ters lale, tüylü huş, titrek kavak, Akdeniz servisi, doğu çınarı, adi porsuk... Bu liste uzatılabilir. Fakat hangi ağaç hangi bölgede yetişir sorusuna kesin bir yanıt vermek mümkün değil. İklim, toprak, yağış vb. etkenlere bağlı olarak bu değişkenlik gösterir. Mesela Karaçam ülkemizin her tarafında yetişebilir. Ama İstanbul’da yetiştirirseniz, olması gerektiği gibi büyümez, kalınlaşmaz. Çünkü çok nem sevmeyen bir ağaçtır. Çınarı Bursa’dan alıp Van’a dikerseniz belki yetişir ama bir süre sonra uç koşullara dayanamaz ve ölür. Daha önce meşe ağaçlarının olduğu Muş’ta Toros sediri yetişebilir ama oranın asli türü değildir.

Sincapların meşe palamutlarını toplayıp onları toprağın altına gömmeleri ve sonra nereye sakladıklarını unutmaları sonucu yeni meşe palamutlarının filizlendiğini sayfanızda okumuştuk. Bu örnekteki gibi insan eliyle değil de doğal yollarla filizlenen başka ağaçlar var mı?

Sincap, meşe palamutlarını toplamak için uğraşır, sonra onları toprağın altına saklar ve nereye sakladığını unutur. Bu, Sincapların zayıflığıdır. Zaman geçer ve toprağın altındaki o meşe palamutları filizlenip ağaç olurlar. Bu, sincapların vesilesiyledir.

  • Aslında kışlık yiyeceklerini toplamak için uğraşırlar. Fakat çok fazla depo yaptıkları için çoğunu nereye koyduklarını unuturlar. Doğa demek doğal demek. Doğa dediğimiz kavram içinde insanın da olduğu, düzenli ama aynı zamanda çok karmaşık bir sistemdir.

Ağaçların tamamı doğal yollarla gelişir. Böcekler, kuşlar, rüzgâr gibi etkenler yayılmasını sağlar. Mesela ardıç ağacı tohumu serttir ve çimlenme engeli vardır. Ardıç kuşu ardıç meyvesini yiyip çekirdeği midesindeki asitle çimlenmeye uygun hale getirir. Dışkısıyla bunu atıp tohumun çimlenmesine vesile olur. Her şey bir denge üzerine kuruludur. Bilinçli bir varlık olan insan, hiçbir bahanenin ardına saklanmadan doğaya zarar vermekten kaçınmalıdır. Aslında doğaya ve içindekilere zarar vererek kendi sonumuzu hazırladığımızı unutmamamız gerekiyor.

Park ve bahçelerde süs bitkisi olarak kullanılsa da orman sarmaşığının, ormandaki ağaçlar için zararlı olduğunu yazmıştınız. Bunun nedenlerini anlatabilir misiniz?

Ağaçlar kendileri için besin, bizim için oksijen üretirler. Oksijeni üretirken de havada bulunan, bizim için zararlı olan, karbondioksiti kullanırlar.

Sarmaşıklar ağacın öz suyunu emerek onların besinine ortak olur. Ağacı öldürme amacı yoktur çünkü yaşamak için ağaca muhtaçlar. Fakat besinine ortak oldukları ağaçları güçsüz düşürerek zararlı dış etkenlere karşı çaresiz bırakırlar. Örneğin güçsüz olan ağaca zararlı bir böcek bulaştığında ağacı kurutur. En sade haliyle durum budur. Bahçe duvarınızı sarmaşıkla güzelleştirmek isterseniz şayet ağaçlardan uzak durmasına özen göstermelisiniz. Orman sarmaşığı gibi çok fazla parazit bitkiler var.