Batılı Müslüman kadının “yeni sahnesi”: Dergiler

​Batılı  Müslüman kadının “yeni sahnesi”: Dergiler
​Batılı Müslüman kadının “yeni sahnesi”: Dergiler

Dergiler, bir toplumun yaşam tarzını, dünya görüşünü, gündelik olaylara karşı reaksiyonunu anlayabilmek için çok iyi birer kaynak niteliğindedirler. Bir tarihçi olarak söyleyebilirim ki, eski dergilere dair yapılacak bir “yakın plan okuma”, tarihî bağlamda bir referans teşkil eder. Ve fakat yalnız dergiler yekpare bir kaynak teşkil etmezler.

Bir dergi benzerlerin bir arada bulunduğu bir “muhit”tir. Mutfağında çalışanlarla, yazarlarıyla, okuyucularıyla bir “ekol” olmaya adaydırlar. Buna karşılık, günümüzde her gün yeni bir doğuma sahne olan ve “piyasalaşan” dergilere dair “sahih” bir okuma yapılabilir mi sorusu uzun zamandır zihnimin boğumlarında nefes alıyor. Her alanda “muadil” üretmeye meyyal bir toplum olduğumuz için bugün kadın dergilerini, Müslüman kadın dergileri, moda dergilerini Müslüman moda dergileri, stil dergilerini “Müslüman stil” dergileri takip ediyor.

Birbirlerinin neredeyse aynısı olan ve yalnızca tüketim kodları üzerinde inşa edilen bu dergilerin Batı’da nasıl bir seyrüsefer içerisinde olduğunu hiç düşündünüz mü? İsterseniz birlikte birkaç Batılı Müslüman kadın dergisinin sayfaları arasında dolaşalım.

Sisters ile olabileceğiniz en iyi Müslüman olun (?)

  • 2007 yılında, My Sister’s Lips ve diğer pek çok ödüllü kitabın yazarı olan Na’ima B. Robert tarafından İngiltere’de kurulan Sisters dergisi, kendi tabiriyle her ay bugünün ümmetinden en iyi yazarlar, gazeteciler, helal gıda uzmanları, çevreciler, yaşam koçları, İslami giyim tasarımcıları ve sanatçılar tarafından kaleme alınan ilham verici, aydınlatıcı ipuçları ve hikâyelerle okuyucunun karşına çıkar. Sisters’ın iddiası, olabileceğiniz en iyi Müslüman olmanızı sağlamaktır. Sisters’ın hedef kitlesi, öğrenci kız kardeşler, profesyonel kız kardeşler, ev hanımı kız kardeşler, girişimci kız kardeşler, bekâr kız kardeşler ve yetişkin kız kardeşlerdir fakat dergi yalnız “kız kardeşler” tarafından değil “erkek kardeşler” tarafından da okunuyor, zira dergi onlara Müslüman kadınların yaşamlarındaki meselelere ve kaygılarına dair geniş bir bakış açısı sunuyor. Derginin editörü Na’ima B. Robert ramazan kampanyası için hazırladığı videoda, bir hayali olduğunu söylüyor. Evet, onun bir hayali var, ve cümlesini tıpkı Martin Luther King gibi vurguluyor. Aklınızda pekala idealist birkaç cümle belirmiş olabilir fakat cümleye “kampanya” ile başladığımı hatırlayın lütfen. Na’ima’nın “kampanyası” pardon “hayali” dergisinin 10 bin eve girebilmesi… Müslüman kadınlar için “güvenli bir platform” olan dergiyi incelediğinizde, kadın modellerin hicaplı olması, yazılarda sık sık “yasal kocası” ve “yasal karısı”, “helal”, “maşallah”, “inşallah” “elhamdülillah” kelimelerinin geçiyor olması dışında herhangi bir kadın dergisinden farklı bir şey göremezsiniz. Aşk ilişkileri, evliliği korumanın formülleri, yemek tarifleri, kadın güzelliğinin püf noktaları, çocuk bakımı gibi konuları yukarıda bahsettiğim kavramlarla “Müslümanlaştıran” derginin, bu bağlamda “olabileceğiniz en iyi Müslüman olmanızı sağlamak” iddiasının “biraz fazla” olduğunu düşünüyorum. Belki de derginin içeriğinin Müslüman olma iddiasını taşımayan diğer dergilerle bu kadar “aynı” olması Müslümanlar ve gayrimüslimler arasındaki hayat tarzı ayrımının giderek muğlaklaşması ile izah edilebilir. Fakat eleştiriyi dozunda tutarak, derginin İngiltere’de yaşayan Müslüman “bacıların” bir araya gelmelerine, seslerini duyurabilmelerine fırsat veren bir platform oluşturması hasebiyle önemli olduğu kanaatindeyim.

Müslüman kadınların “yaşam tarzı” dergisi: Saverah Women

  • Uluslararası olayları yönetmek ve aynı zamanda İngiltere’de Müslüman topluluklar için bir ağ kurarak, yeni yetenekler ve işletmeler için bir fırsat oluşturmak amacıyla 2007 yılında Londra’da kurulan Saverah, Müslüman kadınlar ve organizasyonlar için bir platform inşa etmiştir.
  • İslami moda dünyasına dair haberler, defileler, yeni tasarımlar, sağlık ve güzellik ürünlerine dair haber ve görüşler Saverah dergisinin temelini oluşturur. İngiltere ve Avrupa’da yaşayan Müslüman kadınlar için bir “yaşam tarzı” dergisi olmayı hedefleyen Saverah, kuruluş mottosundan yayın aşamasına kadar bu amacını örtük bir şekilde değil açıkça ifade ediyor.

“Rol model” Müslüman kadınlar burada: Aquila Style

  • İsmi, Arapça “akila” kelimesinden gelen Aquila Style dergisi, modern Müslüman yaşantısını, yaşam tarzını maneviyatla harmanlayarak kadınlar ve erkekler için en yeni dergiyi temsil ettiği iddiasını taşır. Fakat dergiyi incelediğimizde hedef kitlesinin kadınlar olduğu aşikârdır. Moda ve güzellik sırları, defileler, tasarımlar, kozmetik ürünlerine dair yorumlar derginin yekûnunu oluşturur. Ayrıca ilham verici olması adına Müslüman kadın rol modellere dair biyografiler kaleme alınır. Sporcu, mimar, sanatçı, siyasetçi, fotoğrafçı, gönüllü, modacı pek çok Müslüman kadın, “Biz yaptık, siz de yapabilirsiniz” diye seslenir okuyuculara. İdealist bir söyleme sahip olsa da, Aquila da, tıpkı diğer dergiler gibi moda ve yaşam dergisi çizgisinin dışına çıkamaz.

Müslüman moda bloggerlarını eleştiren dergi: FemiNisa

  • Online bir dergi olan FemiNisa, ismini “kadınsı” anlamına gelen feminine ile Arapça “kadın” anlamına gelen nisa kelimesinin birleşiminden almıştır. Böylelikle Batılı Müslüman kadını tanımlayan bir sözcük oluşturdukları iddiasındadırlar. FemiNisa, şu anki atmosferde Batılı Müslüman kadının “kadınsı” kimliğini tanımlayamadığı, sesinin başkaları tarafından bastırıldığı ve böylece Batılı Müslüman kadın olmanın ne anlama geldiğinin anlaşılamadığı ve Müslüman kadınların “yabancı”, “egzotik”, “ezilen” etiketleriyle yaftalandıkları görüşünde. FemiNisa, yalnız kadınların fikir alışverişinde bulunacakları çevrimiçi bir platform olmadıklarını, Batı toplumunda ne için ayakta durduklarını da göstermeyi amaçlar. Müslüman kadınların, siyaset, toplumsal ve güncel olaylarda da fikirlerini paylaşacakları, katkıda bulunacakları bir platform oldukları iddiasını taşır. Dergiyi incelediğimizde de bu amaçlarından sapmadıklarını görebiliriz. Müslüman kadının hicabının nesneleştirilmesine, cinsel bir metafor olarak algılanmasına, hicaplı moda bloggerları tarafından beyinlerinin yıkanmasına karşıdırlar. Müslüman kadınların yaşadıkları sorunları paylaşan dergi aynı zamanda dinî konularda da yazılar yayımlar ve sayfalarında mizaha da yer ayırır.

Sahne ışığı altında dergiler

Batıda doğmuş, büyümüş kendisini Batılı olarak gören Müslüman kadınlar için “Müslüman kadın dergileri” bir karşılaşma, “tek ses” olma ve tekleşen seslerini nihayet dünyaya duyurma “mekânı” niteliğinde. Fakat sosyal medya ile birlikte sahne ışıkları altında olan Müslüman kadınlar, tıpkı Müslüman olmayan hemcinsleri gibi “var olduklarını” değil “kadın olarak” var olduklarını ispat etme telaşı içerisindeler.

Bu yüzden belki, yola çıkış mottoları “daha iyi birer Müslüman olmak” iken, bugün daha iyi görünen, giyinen, tüketen ve daha konforlu yaşayan birer Müslüman olma gayesi güdüyorlar. Yani söyleyebilirim ki, Müslüman kadın dergileri, Batılı Müslüman kadının kendini göstereceği, parlatacağı veya kendi sıkıntılarını ve seslerini duyurabilecekleri bir “sahne” niteliğinde. Ne ki sahnenin ışığı her zaman dengeli bir şekilde üzerlerine vurmuyor.