Bir şehrin yaklaşan kıyametinde: Kutsal Oyunlar

​Bir  şehrin  yaklaşan  kıyametinde : Kutsal Oyunlar
​Bir şehrin yaklaşan kıyametinde : Kutsal Oyunlar

Netflix’in uluslararası dizileri arasına, ilk orijinal Hint dizisi Sacred Games de (Kutsal Oyunlar) katıldı. Temmuz ayında gösterime giren Kutsal Oyunlar, Hint yazar Vikram Chandra’nın 2006’da yayımlanan aynı adlı romanından uyarlandı. Öldüğü zannedilen bir mafya babasının yıllar sonra aniden ortaya çıkarak, bağlantı kurduğu bir dedektife Hindistan’ın Mumbai kentinin 25 gün sonra yok olacağını söylemesiyle başlayan gerilimi Hindistan’ın dinî, tarihî, sosyolojik ve ekonomik arka planıyla yansıtan dizi, suç, gerilim ve dram türlerini bir araya getiren özgün bir polisiye.

Mumbai için sonun başlangıcı mı?

Son dönemde aboneleriyle peş peşe buluşturduğu uluslararası yapımlarıyla dikkat çeken yayıncı platform Netflix, yıllık yaklaşık 1500 filmin çekildiği, 4 milyardan fazla sinema biletinin satıldığı Hindistan’a da ilgisiz kalmadı. Gerek potansiyel abone havuzu gerek ise eğlence endüstrisi açısından küresel bir cazibeye sahip Hindistan’da iddialı sayılabilecek bir yapıma imza atan Netflix, Hint menşeli ilk orijinal dizisi Kutsal Oyunlar’ı, 6 Temmuz’da dünyadaki tüm aboneleri için ekrana taşıdı. Uluslararası üne sahip Hint yazar Vikram Chandra’nın 2006 tarihli romanından diziye uyarlanan Kutsal Oyunlar, başarılı bir polisiye olmasının yanı sıra barındırdığı mistik referanslarla da türdeşi dizilerden ayrışan özgün bir yapım olarak dikkat çekiyor.

Kutsal Oyunlar, ilk bölümünde Hindistan’ın Mumbai (Bombay) şehrinin polis teşkilatına dair genel bir görüntü sunuyor.
Kutsal Oyunlar, ilk bölümünde Hindistan’ın Mumbai (Bombay) şehrinin polis teşkilatına dair genel bir görüntü sunuyor.

Kutsal Oyunlar, ilk bölümünde Hindistan’ın Mumbai (Bombay) şehrinin polis teşkilatına dair genel bir görüntü sunuyor. Dizinin ana karakteri Dedektif Sartaj Singh (Saif Ali Khan), yozlaşmanın hâkim olduğu polis teşkilatında dürüstlüğü, cesareti ve görevine adanmışlığıyla öne çıkan bir polis.

Dedektif Sartaj, bir çatışma sırasında teslim olmasına rağmen öldürülen bir genç yüzünden kurum içinde yürütülen soruşturmada, şefi Parulkar’ın (Neeraj Kabi) baskısına maruz kalıyor ve kendisinden gencin öldürülmeden önce polise silah doğrulttuğuna dair yalancı şahitlikte bulunması isteniyor. Suç baronlarıyla iş birliği yapan, işkenceci ve polis teşkilatının yozlaşmasının ana aktörlerinden olan Polis Şefi Parulkar’ın aksine, Dedektif Sartaj’ın vicdanıyla ve legal sınırlarda iş gören bir polis olduğunu ve yalancı şahitlikte bulunmayı reddettiğini hemen ilk bölümde öğreniyoruz.

Suç ve polisiye türlerinde benzer yapımlarda sıkça rastladığımız bu klasik tema, yıllardır kayıp olan ve öldüğü düşünülen mafya babası Ganesh Gaitonde’nin (Nawazuddin Siddiqui) bir anda ortaya çıkarak, Dedektif Sartaj ile uzaktan bağlantı kurmasıyla farklı bir seyir alıyor. Gaitonde, Sartaj’ı yönlendirerek, “25 gün sonra Mumbai şehrinde herkesin öleceğini, yalnızca Trivedi (Chittaranjan Tripathy) isminde -gizemli- birinin hayatta kalacağını ve vakit kaybetmeksizin harekete geçmesi gerektiğini” söylüyor. Bir suç baronu âdeta görevli bir polisi şehrin yaşayacağı kıyametin önünü alması için görevlendiriyor.

Gaitonde’nin neden bir başkasını değil de, Dedektif Sartaj’ı seçtiğinin izi ise ilerleyen bölümlerde geçmiş yıllara flashbackler yoluyla dönülerek, detaylı bir arka planla sürülüyor.

Sartaj’a bu mücadelesinde ise merkezi başkent Delhi’de bulunan istihbarat servisi RAW’ın kadın ajanı Anjali Mathur (Radhika Apte) omuz veriyor. 25 gün sürecek gerilimli ve aksiyon dolu bu macerada ise Hindistan’ın ve Mumbai şehrinin dinî, tarihî, sosyolojik ve ekonomik gerçeklerine de sıklıkla yer veriliyor.

Özellikle 1980’ler ve 90’lar Hindistan’ı ve Mumbai’sinin öne çıkan çatışmalı siyasi atmosferi, ülkedeki kast sistemi ve Müslüman-Hindu çatışması da Mumbai’yi bekleyen kıyamet senaryosuna incelikle yedirilmiş olarak izleyiciye sunuluyor.

Dinî ve mitolojik referanslar

İlk sezonu 8 bölümden oluşan Kutsal Oyunlar’ın her bir bölümünün ismi, Hint Yarımadası’nı etkisi altına almış Sanskritçe dili, Brahmanizm inanışı, Hinduizm’in felsefi-mistik içerikli kutsal metni Upanişad ve Hint mitolojisinde derin karşılıkları olan kavramlardan oluşuyor. Bu kavramların yüzeysel de olsa bilinmesi, diziyi izleyici açısından daha anlamlı kılacaktır.

Bölüm başlıklarına sırasıyla kısa da olsa yer verirsek; ilk bölüm, Hint mitolojisi ve destanlarını içeren Mahabharata isimli kitapta ismi geçen, az para ve mülkle bir Brahman’ın basit hayatını yaşamış, ölümsüz ve savaşçı kahraman Ashwathama’dan ismini alıyor.

İkinci bölüm Halahala, Hint mitolojisinde Süt Okyanusu’nun çalkalanması sırasında ölümsüzlük içeceğini damıtıp ortaya çıkarmak üzere bir ayrıştırıcı görevi görmesi için hazırlanan ölümcül zehri ifade ediyor.

Üçüncü bölüm, yolculara önce iyi davranarak onları kandıran ve sonra da öldüren iki şeytan kardeşten adını alan Atapi ile Vatapi’nin isimlerini taşıyor.

İlk sezonu 8 bölümden oluşan Kutsal Oyunlar’ın her bir bölümünün ismi, Hint Yarımadası’nı etkisi altına almış Sanskritçe dili, Brahmanizm inanışı, Hinduizm’in felsefi-mistik içerikli kutsal metni Upanişad ve Hint mitolojisinde derin karşılıkları olan kavramlardan oluşuyor.
İlk sezonu 8 bölümden oluşan Kutsal Oyunlar’ın her bir bölümünün ismi, Hint Yarımadası’nı etkisi altına almış Sanskritçe dili, Brahmanizm inanışı, Hinduizm’in felsefi-mistik içerikli kutsal metni Upanişad ve Hint mitolojisinde derin karşılıkları olan kavramlardan oluşuyor.

Hint toplumunda din adamı bir Brahma’yı öldürmek anlamına gelen Brahmahatya kavramı ise dördüncü bölüme ismini veriyor.

Beşinci bölüm, Hint mitolojisinde gökyüzü tanrısı İndra’ya yardım etmek amacıyla, Panis isimli şeytanların çaldığı inekleri bulmak üzere yola çıkan, hakikat yolunda yürüyen ve sezgileri kuvvetli dişi varlık Sarama’nın adını taşıyor.

Hint destanlarından Mahapurana’da yaşam döngüsü, karma düşüncesi, cenaze törenleri ve bunların nasıl gerçekleştiği ya da gerçekleştirileceğine işaret eden ve ölen bir kişinin ardından okunan hüzünlü metinlere ismini veren Pretakalpa, dizinin altıncı bölümüne ismini verirken; yedinci bölüm de Hint mitolojisinde öfke, kaos ve fırtına tanrısı Rudra’dan adını alıyor.

Dizinin sekizinci bölümü ise Batı’da, Freud’un “Oedipus Kompleksi” olarak adlandırdığı “oğlun babasını kıskandığı ve içten içe öldürmek istediği” düşüncesinin aksine, “babanın oğlunu kıskandığı ve kurban etmek istediği, buna da mecbur olduğu” düşüncesine dayanan bir Hindu inanışı olan Yayati’nin ismini taşıyor.1

“Mumbai tekrara inanır”

İki suç baronunun Mumbai sokaklarını illegal şekilde paylaşma mücadelesi, zamanla köken olarak inançsal farklılıklarını gündeme getirip, Gaitonde’yi Hinduluğunu hatırlamaya yöneltirken; bu iki ismin inançtan bağımsız olarak hesaplaşmalarının inanç adına sahiplenilmesi ise eleştiri konusu ediliyor.
İki suç baronunun Mumbai sokaklarını illegal şekilde paylaşma mücadelesi, zamanla köken olarak inançsal farklılıklarını gündeme getirip, Gaitonde’yi Hinduluğunu hatırlamaya yöneltirken; bu iki ismin inançtan bağımsız olarak hesaplaşmalarının inanç adına sahiplenilmesi ise eleştiri konusu ediliyor.

Özellikle Hint mitolojisine meraklı izleyiciler için kavramlar ve hikâyelerle detaylandırılmış oldukça zengin bir içerik sunan Kutsal Oyunlar’da, aynı zamanda Brahmanizm ve Hint mitolojisinde güçlü şekilde yer bulan “her şeyin döngüsel ve sürekli bir tekrar içinde olduğuna” dair inanışın, dizinin geneline incelikle işlenmiş olduğuna dikkat çekebiliriz. Zira Dedektif Sartaj’ın da bir diyalog sırasında işaret ettiği şekilde, “Mumbai tekrara inanır” ve âdeta bir canlı gibi yaşayan şehrin özellikle Hindu-Müslüman çatışmasının neden olduğu kırılgan tarihi de kendini sürekli tekrar etme alışkanlığına sahiptir.

Fakat özellikle Hindu-Müslüman çatışması noktasında, yaşanan gerilime yalnızca iki inancın ya da inananlarının farklılıklarından değil de, politikacıların tutumlarının yanı sıra suçlular ya da suç baronlarının kitleler üzerindeki tesirlerinin de neden olduğuna dair anlatı çok çarpıcı bir gerçekliğe dikkat çekiyor.

Çatışmanın kökeni ve hayatta kalma arzusu

Kutsal Oyunlar’da dikkat çeken bir diğer husus ise Hindu-Müslüman çatışması üzerinden yapılan din eleştirisi. Mafya babası Ganesh Gaitonde, Brahma bir babanın oğlu olmasına rağmen, dine inanmayan bir isim. Mumbai’deki en büyük rakibi Süleyman İsa ise Müslüman kökenli bir suç baronu.

İki suç baronunun Mumbai sokaklarını illegal şekilde paylaşma mücadelesi, zamanla köken olarak inançsal farklılıklarını gündeme getirip, Gaitonde’yi Hinduluğunu hatırlamaya yöneltirken; bu iki ismin inançtan bağımsız olarak hesaplaşmalarının inanç adına sahiplenilmesi ise eleştiri konusu ediliyor. Bu noktada, çatışmaların ortadan kalkması adına alt bir metinle “Hint toplumu için laikliğin/sekülerliğin gerekliliğine” atıfta bulunuluyor.

Ancak asıl eleştiri ise toplumun alt kesimlerinde alıcı bulan dinî fundamentalizm ve iki inanç grubunun çatışmalarının kökeninde yoğunluklu olarak sosyo-ekonomik geri kalmışlığın yattığı ve bunun da din adamları, politikacılar ve suç baronları tarafından istismar edildiğine yönelik atıflar. Diğer yandan, din ile Hindistan’da hâlen varlığını koruyan kast sistemi arasındaki ilişkiye yönelik eleştiriler de yine dizide yer buluyor.

Yönetmenliğini Anurag Kashyap ve Vikramaditya Motwane’nin, senaristliğini ise Vikram Varun Grover, Vasant Nath ve Smita Singh’in üstlendiği Kutsal Oyunlar, Hindistan ve özellikle Mumbai’nin yakın tarihini de konu alan bir polis ve gangster gösterisi olsa da, seyirciyi asıl olarak her gün umut ve zehir saçan bir kentin, Mumbai’nin hayatta kalmasıyla ilgili bir hikâyeye tanıklık ettiriyor. Yer verdiği dinî ve kültürel unsurların yanı sıra kast sistemi ve sınıflar arası ekonomik ayrımlara da ciddi eleştirilerde bulunan Kutsal Oyunlar, gerilimi, müzikleri, güçlü oyunculukları, bol aksiyonlu sahneleri ve barındırdığı stilize melodram kadar yer yer eğlendirici unsurlarıyla da özgün bir yapım olarak öne çıkıyor. Ancak dizinin yer yer

  • Mumbai’deki fuhuş sektörü ve kimi anlarda abartıya kaçan müstehcenata yer vermesi nedeniyle, yapımcı kuruluş tarafından “18+” içerikle sunulduğuna da dikkat çekmemiz gerekiyor.

1. Bu kavramlar hakkında daha detaylı bilgi için: “What is the meaning of each of the Sacred Games’ episode titles?” -“Kutsal Oyunlar’ın bölüm başlıkları ne anlama geliyor?”- https://www.quora.com/What-is-the-meaning-of-each-of-the-Sacred-Games-episode-titles)

Alternatif Dizi Önerileri

Farina, 1980’lerde İspanya’da balıkçılık sektörüne yönelik düzenlemeler, birçok tekne ve gemi sahibinin ağır borç yükü altına girmesine neden olur. Bu durum, ülkede başta uyuşturucu olmak üzere her türlü kaçakçılığın önünü açacak bir konjonktür doğurur. Dümen tutmada uzman bir Galiçyalı balıkçı olan Sito (Javier Rey), önce tütün kaçakçılığına, ardından gittiği Panama’da ise aldığı bir teklifle uyuşturucu kaçakçılığı işine karışır. İspanyol hükûmetinin kaçakçılığa karşı yeni bir düzenlemeye gitmesiyle de Sito’yu güç bir mücadele beklemektedir. İspanyol yapımı Farina (Kokain Sahili), suç ve dram türlerinde son dönemin en dikkat çeken dizilerinden.
Farina, 1980’lerde İspanya’da balıkçılık sektörüne yönelik düzenlemeler, birçok tekne ve gemi sahibinin ağır borç yükü altına girmesine neden olur. Bu durum, ülkede başta uyuşturucu olmak üzere her türlü kaçakçılığın önünü açacak bir konjonktür doğurur. Dümen tutmada uzman bir Galiçyalı balıkçı olan Sito (Javier Rey), önce tütün kaçakçılığına, ardından gittiği Panama’da ise aldığı bir teklifle uyuşturucu kaçakçılığı işine karışır. İspanyol hükûmetinin kaçakçılığa karşı yeni bir düzenlemeye gitmesiyle de Sito’yu güç bir mücadele beklemektedir. İspanyol yapımı Farina (Kokain Sahili), suç ve dram türlerinde son dönemin en dikkat çeken dizilerinden.

Five Come Back, 2. Dünya Savaşı çıkınca, aralarında John Ford, George Stevens, William Wyler, Frank Capra ve John Huston’ın yer aldığı beş Hollywood film yapımcısı ve yönetmen, evleri ve kariyerlerini geride bırakıp, savaşı kayıt altına almak üzere orduya yazılırlar. Askerlikleri süresince devlet bürokrasisi ve savaş değişkenleri içerisinde sinema vizyonuna ulaşmanın her zaman mümkün olmadığını anlayan yönetmenler, gördükleri karşısında sonsuza dek değiştiklerinin de farkına varırlar. Bu beş başarılı yönetmenin savaş yıllarını içeren çarpıcı hikâyeleri, üç dünyaca ünlü yönetmen Steven Spielberg, Francis Ford Coppola ve Guillermo Del Toro’nun anlatımıyla, 3 bölümlük belgesel dizi Five Come Back’te hayat buluyor.
Five Come Back, 2. Dünya Savaşı çıkınca, aralarında John Ford, George Stevens, William Wyler, Frank Capra ve John Huston’ın yer aldığı beş Hollywood film yapımcısı ve yönetmen, evleri ve kariyerlerini geride bırakıp, savaşı kayıt altına almak üzere orduya yazılırlar. Askerlikleri süresince devlet bürokrasisi ve savaş değişkenleri içerisinde sinema vizyonuna ulaşmanın her zaman mümkün olmadığını anlayan yönetmenler, gördükleri karşısında sonsuza dek değiştiklerinin de farkına varırlar. Bu beş başarılı yönetmenin savaş yıllarını içeren çarpıcı hikâyeleri, üç dünyaca ünlü yönetmen Steven Spielberg, Francis Ford Coppola ve Guillermo Del Toro’nun anlatımıyla, 3 bölümlük belgesel dizi Five Come Back’te hayat buluyor.

Smoking, Netflix’in iddialı Uzakdoğu yapımları arasında yer alan Smoking, daha fazla adalet arayışıyla bir araya gelmiş bir suikast timini konu alıyor. Gencinden ihtiyarına farklı yaş gruplarına mensup dört kişiden oluşan tim, kendilerinden yardım isteyenler sayesinde hedef aldıkları isimleri ortadan kaldırıyorlar. Hedeflerindeki isimlerin derilerine dövmelerini işleyerek, yaptıkları sözleşmeyi yerine getirdiklerinin kanıtını bırakmayı ihmal etmeyen timin suikastları, toplam 12 bölümle izleyiciye aktarılıyor. Japon yapımı Smoking, yer yer abartılı düzeyde seyreden şiddet ve sert gerçeklikle dolu bir suç dizisi olarak dikkat çekiyor.
Smoking, Netflix’in iddialı Uzakdoğu yapımları arasında yer alan Smoking, daha fazla adalet arayışıyla bir araya gelmiş bir suikast timini konu alıyor. Gencinden ihtiyarına farklı yaş gruplarına mensup dört kişiden oluşan tim, kendilerinden yardım isteyenler sayesinde hedef aldıkları isimleri ortadan kaldırıyorlar. Hedeflerindeki isimlerin derilerine dövmelerini işleyerek, yaptıkları sözleşmeyi yerine getirdiklerinin kanıtını bırakmayı ihmal etmeyen timin suikastları, toplam 12 bölümle izleyiciye aktarılıyor. Japon yapımı Smoking, yer yer abartılı düzeyde seyreden şiddet ve sert gerçeklikle dolu bir suç dizisi olarak dikkat çekiyor.

The Confession Tapes, Farklı içeriğiyle 2017’nin en göze çarpan mini belgesel dizileri arasında yer alan The Confession Tapes (İtiraf Kasetleri), suçlarını itiraf eden suçluların aksine, zoraki, istemsiz ya da düzmece itiraflar nedeniyle cinayetten hüküm giydiğini iddia eden çeşitli hükümlülerin hikâyelerine odaklanıyor. Bir “gerçek davalar koleksiyonu” olarak isimlendirilebilecek mini belgesel dizi, her biri ayrı dram ve trajedi barındıran 7 farklı davaya odaklanıyor. Gerçek hikâyeler, kaset ve itiraflarla hazırlanan yapım, bir suç dosyasında her zaman görülmeyen taraflar da olabileceğini, karar verilirken zanlılara yönelik baskı, düşünce ve önyargıların değil, yalnızca delillerin etkili olması gerektiğini tekraren vurgulayan ve bunu çarpıcı şekilde ortaya koyan bir yapım.
The Confession Tapes, Farklı içeriğiyle 2017’nin en göze çarpan mini belgesel dizileri arasında yer alan The Confession Tapes (İtiraf Kasetleri), suçlarını itiraf eden suçluların aksine, zoraki, istemsiz ya da düzmece itiraflar nedeniyle cinayetten hüküm giydiğini iddia eden çeşitli hükümlülerin hikâyelerine odaklanıyor. Bir “gerçek davalar koleksiyonu” olarak isimlendirilebilecek mini belgesel dizi, her biri ayrı dram ve trajedi barındıran 7 farklı davaya odaklanıyor. Gerçek hikâyeler, kaset ve itiraflarla hazırlanan yapım, bir suç dosyasında her zaman görülmeyen taraflar da olabileceğini, karar verilirken zanlılara yönelik baskı, düşünce ve önyargıların değil, yalnızca delillerin etkili olması gerektiğini tekraren vurgulayan ve bunu çarpıcı şekilde ortaya koyan bir yapım.