Evlenmeyi erteliyoruz, çünkü...

Modern düzenimiz, evlenmek için ideal bir yaş belirlemekten imtina ediyor.
Modern düzenimiz, evlenmek için ideal bir yaş belirlemekten imtina ediyor.

Evlenmeyi erteleme gerekçelerimizden bir kısmı maddi bir kısmı da maddi olmayan gerekçeler.

Türkiye’de evlenme yaşı giderek yükseliyor. Son kırk seneyi kapsayan bazı alan araştırmaları bize bunu açık olarak gösteriyor. Evlenme yaşı olarak kodlanmış olan yaş her birkaç senede bir değişiyor. Ve mesela bugün, evlenme yaşı diyebileceğimiz yaşın, kişiden kişiye değiştiğini, muayyen bir evlenme yaşının giderek belirsizleştiğini söyleyebiliriz. Ne askerliğin bitmesi, ne adayın elinin ekmek tutması, ne çocukluktan çıkmış olmak gibi bizden önceki nesillerin ölçütleri evlenmek için dikkate alınıyor, ne de bu yaşlarla aşağı yukarı işaret edilen yaşlar günümüzde ayıplanmaktan kurtulabiliyor.

(Oysa “çocuk gelin” olmayan ninemiz, “çocuk damat” olmayan dedemiz pek az olsa gerek.)

Erken yaşlarda evlenmeyi onaylamayan modern düzenimiz, evlenmek için ideal bir yaş belirlemekten de imtina ediyor.

Evlenmeyi erteleme gerekçelerimizden bir kısmı maddi.

  • Sıfırdan döşenmiş bir ev, nişan-kına-düğün süreçleri, geçinmek için yetebilen bir kazanca ulaşma ihtiyacı evlenme yaşını hızla yukarı çekiyor. Şimdilik ebeveynler çocuklarına çoğunlukla destek oluyorlar. Ama çok uzak olmayan bir gelecekte, ebeveynlerin çocuklarına bugün sağladıkları desteği vermeyeceklerini söyleyebiliriz.

Çünkü yaşlılık değişiyor, yaşlılığın öncelikleri değişiyor; yaşlı dediğimiz bireyin ununu eleyip eleğini astığı devirleri geride bırakmaya az kaldı.

Evlenmeyi ertelememizin bir çok sebebi var.
Evlenmeyi ertelememizin bir çok sebebi var.

Ertelemenin maddi olmayan gerekçeleri var bir de. Bunların başında belki de, evlenmeye yüklenen anlamın değişmesi geliyor. Kabul, evlenmenin kendisi romantik bir şeydir ama bu romantizmi filmlerdeki çıtaya çekme çabası, evlenmeyi ruh ikiziyle gökte kıyılmış bir nikahın yeryüzündeki izdüşümü gibi değerlendirmek, ertelemenin gerekçelerinden birine dönüşüyor.

Bu sayımızda bu mesele üzerine enine boyuna düşünmeye çalıştık. Bir çok değerli kalemin katkısıyla, ertelemenin sebepleri ve gerekçelerini anlamaya çalıştık. Sonuçlar iç sayfalarda. Umarız yararlandığınız bir sayı olmuştur.

“Kasım bağladı beni/ Ölü bir ağaca/ Haber ver Nisan’a/ Beni kurtarsın /Soğuk zincirinden Kasım’ın.” (Tom Waits)