İnsan zihnini henüz tam anlamıyla keşfedemedik

Prof. Dr. Hasan Kaplan.
Prof. Dr. Hasan Kaplan.

Kolay okunabilir ama aynı zamanda bilimsel çalışmalardan referansla hazırlanmış, yazarın tabiriyle “bir referans kitabı” olan Psikolojik Bir Şey, psikolojiye dair birbirinden bağımsız yirmi iki konuyu ele alıyor. Yazar Prof. Dr. Hasan Kaplan ile kitabının inceliklerini konuştuk.

Psikolojik Bir Şey arzular, tuhaf inançlar, kötülük, ergenlik gibi muhtelif yirmi iki konuyu ele alan kapsamlı bir çalışma. Bu kitabın hedef kitlesi kim? Yarı popüler bir dil, gündelik hayattan bir başlık seçmenizin özel bir nedeni var mı?

Psikolojik Bir Şey.
Psikolojik Bir Şey.

Yayıncım da bana aynı soruyu sordu. Bu bir referans kitabı. Dolayısıyla her evde, ofiste olabilecek bir kitap. Başlıklar birbirinden bağımsız; kitaptan rastgele bir bölümü açan birinin bile kendinden bir parça bulmasını istedim. Okumayı seven, psikolojiye meraklı herkese hitap ettiğini düşünüyorum. Yaptığım çalışmadaki her bir konu Türkiye dahil olmak üzere tüm dünyada yapılan bilimsel çalışmalara dayanıyor. Her bölümün sonunda referansları veriyorum. Bu bağlamda çalışmam kişisel gelişim kitaplarından ayrışıyor. Bilimsel çalışmaların teknik kısımlarını almadım, çalışmaların sonucundaki bulgulardan faydalandım. İlgilisi için de referanslar bıraktım.

Akademisyenler olarak yaptığımız birçok çalışma makale düzeyinde kalıyor ve halka ulaşmıyor. Hâl böyle olunca okuyucu kitleniz akademiyle sınırlanıyor. Akademik çevrenin dışına çıkan çalışmalar da bilimsel kanıtlardan kopabiliyor.

Ben çalışmamı yarı popüler bir dil üzerine kurdum derken bunu kastediyorum aslında; bilimden kopmayalım ama bir taraftan da kullandığımız dil sayesinde herkes istifade edebilsin. Kitabımda karekod kullandım. Böylece konuyla ilgili videoları izleyebiliyorsunuz. Kitapla interaktif bir ilişki kurulmasını istedim.

Kitabın içeriğinden biraz bahsedebilir misiniz?

Kitap hayatın içinden konular içermektedir. Sizin de ifade ettiğiniz gibi birbirinden farklı ama kadın- erkek, genç- yetişkin hemen herkese hitap eden konuları ele aldım. Mesela ilişkiler, ilişkilerin kimyası nedir? Para ve mutluluk ilişkisi, psikolojik araştırmalar bu konuda ne diyor? Ayrıca genellikle akademik çalışmalarla sınırlı kalmış diğer marjinal konuları da ele aldım; mesela “iyi insanlar neden kötü şeyler yapar?” Öfke, şiddet ve saldırganlık, argo ve küfretmenin psikolojisi, komplo teorileri… Komplo teorileri neden bu kadar yaygın? Bu tutum ve davranışların arkasında yatan psikolojik dinamikleri bilimsel çalışmalar ışığında ele aldım ama popüler bir üslupla sunmaya çalıştım. Kısacası, kitap sıkılmadan zevkle okunacak bilimsel kanıtlara dayalı kısa kısa konular içermekte ve bu anlatım görsel ve diğer medya unsurlarıyla desteklenmektedir.

Kitabın içindekiler bölümüne bakan birinin kendisini ilgilendiren bir başlık bulamaması neredeyse imkânsız. Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde “Psikanaliz çıktığından beri herkes biraz hastadır.” şeklinde bir ifade vardı. Sizce bu sağlıklı bir durum mu? Herkes psikolojiden anlamalı mı?

Aleyna Ayan ve Prof. Dr. Hasan Kaplan.
Aleyna Ayan ve Prof. Dr. Hasan Kaplan.

Eğer kendinizi ve ilişkide olduğunuz insanları anlamak istiyorsanız insan doğasını bilmek lazım.

Hepimiz okuyarak da şifa bulabiliriz ama bu hepimizin hasta olduğu anlamına gelmiyor. İnsan ruh ve bedenden oluşan bir varlık. Bedensel olarak bazı bakımlarımız var: beslenme, arınma ve korunma. Ruha da bedenimiz gibi bakmamız, bakım yapmamız gerekiyor. Duygularımızın ve zihnimizin beslenmesini, arınmasını ve korunmasını bize öğreten bilim dalı psikoloji.

Sorunuza direkt cevap verecek olursam; bu bakımı sağlayabilmemiz için psikoloji bilmek işe yarar. Açken ne kadar yürüyebilirsiniz? Dişiniz ağrıyorken ne kadar dayanabilirsiniz? Bu sorunlar fiziksel olduğu için farkındayız ama ruhsal açlıklarımız, kırıklıklarımız, yaralarımız, yorgunluklarımız da söz konusu. Bunun farkına varamıyoruz ve birçok insan yaralı yürüyor. Huzursuzluk, mutsuzluk gibi semptomları görüyor ama farkındalığı olmadığı için tedavi de olmuyor. Psikoloji okuduğunuz zaman bir farkındalık kazanıyorsunuz. Ruhsal boyut ihmal edildiği zaman hayat boyu eksikliklerimiz devam ediyor. Nasıl ki açken konsantre olamıyorsanız ruhsal açlığınızın da birtakım çıktıları olacaktır. Amerika’da yaşarken Charlie Rose Show izlerdim. Entelektüel bir programdı. Bir akşam alanları birbirinden farklı olan üç tane Nobel ödüllü bilim insanını misafir etti ve onlara “Yirmili yaşlarınızın başında bir araştırmacı olsaydınız hangi alanda çalışmak isterdiniz?” diye sordu. Üç bilim insanı da “zihin” cevabını verdi. Biz zihni daha keşfedemedik. Nöroloji, nörofizyoloji, nörobilim gibi psikoloji de zihni anlamanın bir boyutu. Psikoloji hepimizin merak ettiği ve öğrendikçe içine çekildiğimiz çünkü insana ayna tutan, karanlık taraflarını gösteren bir alan.

Genellikle sosyoloji metinlerinde gördüğümüz tarikat mevzusunu bir psikoloji kitabında görünce şaşırdım açıkçası. Alanınız inanç psikolojisi olduğu için merak ediyorum; bu konuyu kitaba dahil etmenizde özel bir neden var mı?

Bizim kuşağın tarikatlara karşı bir ilgisi vardı. Sosyal bilimcilerimizin pek fazla cesaret edip de yazmadığı bir konu. Tarikatların sosyolojik boyutları olduğu gibi psikolojik boyutları da var. Alanım da sosyal psikoloji olunca değinmek istedim. Başta da söylediğim gibi bu bir referans kitabı ve hemen herkesin kült tarikatların ne olduğunu bilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu tarikatlar sadece Türkiye’de değil, dünyada da oldukça yaygınlar. Özellikle California’da Scientology gibi çok meşhur tarikatlar var. Kült tarikatların belirleyici özellikleri beyin yıkama ve lider kültüdür. Dolayısıyla her tarikata kült diyemeyiz. Bu konuda herhangi bir grubu, yapıyı hedef almak doğru değil. Halkımızın tarikat okur yazarlığına ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Kitapta birtakım bilgiler veriyorum, okuyan kendisi karar verecek. Kitabı yarı popüler bir dil üzerine kurmuş olmamın nedeni de bu, hızlı cevaplar sunabilmek. Çocuğu tarikat mensubu olmuş endişeli bir ebeveyn direkt yönlendirilmeden, herhangi bir tarikatı karalamadan nesnel gerçekler üzerine yazdığım kitabımı açıp okuduğunda çocuğunun yanlış bir gruba mensup olup olmadığına kendisi karar verebilir.