İnsanların dedikleri ve yaptıkları: Et yiyen vejetarjenler vakası

Arşiv
Arşiv

Eti ahlaki düzleme taşıma hareketi özel bir başarı kazanamasa da milyonlarca Amerikalı kendisini vejetaryen olarak adlandırır. Michele de onlardan biridir. Füme sarı yüzgeçli orkinos lokmasını çiğnerken bana et yemediğini anlatır. Michele sıradışı bir vaka değildir; Amerika Birleşik Devletleri’ndeki pek çok vejetaryen hayvan eti yemektedir.

Che Green öyle değildir. Bir zamanlar yatırım uzmanı olan Che, kamuoyunun hayvanlara edilen muamele hakkındaki tutumunu değerlendirmek üzere piyasa araştırması tekniklerini kullanan ve kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Humane Research Council’ın kurucusu ve icra direktörüdür. Pek çok hayvan hakları savunucusu gibi Che de küçük bir çocukken başka varlıklara yönelik bir zaaf geliştirmiştir. Her ne kadar çocukluğunda et yemişse de, ona yediğinin bir hayvan olduğunu anımsatmayan yemekleri daha çok tercih etmiştir. Lisedeyken yaz tatilinde Alaska’daki bir konserve imalathanesinde işe girdiğinde ete bakışı değişmiştir. Oradaki görevi büyük balıklara ait karkasları birkaç saniye sonra somon konservesi olarak dışarı atılacakları bir işleme makinesine doldurmaktan ibaretti. Che bu işi yaz boyunca sürdürebilmiş fakat yaşanan vahşet canına yetmiştir. Kendisi iki ay içinde vejetaryen ve bundan iki yıl sonra da vegan olmuştur.

Che, Amerikalıların yedikleri konusunda epeyce şey bilir. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki vejetaryenlik oranları hakkında yapılmış her ulusal araştırmayı toplamıştır. Elindeki veriler insan psikolojisine dair temel bir ilkeyi gözler önüne serer: İnsanların söylediği şeyler çoğu zaman yaptıkları şeylerden farklıdır. Sözgelimi, 2002’de Time dergisi Amerikalıların % 6’sının vejetaryen oldukları iddiasında bulunduğunu haber yaptı. Gelgelelim, aynı makale incelenen “vejetaryenler”in yaklaşık % 60’ının son yirmi dört saat içerisinde kırmızı et, kümes hayvanı yahut deniz ürünü yediği itirafında bulunduğuna da dikkat çekmekteydi. Tarım Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen bir telefon anketi de vejetaryenlerin üçte ikisinin yoklamanın yapıldığı gün hayvan eti yemiş olduğunu göstermektedir. Ve bir çalışma da ergen “vejetaryenler”in aslında vejetaryen olmayan ergenlerden daha çok tavuk yediğini ortaya çıkarmıştır.

Humane Research Council, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki gerçek vejetaryenlerin ve veganların sayısını 2 milyon ile 6 milyon arasında bir yere koyar. (Yale Üniversitesi Tıp Fakültesinden bir araştırma ekibi Amerikalıların % 1’inin onda birinden daha azının hakiki vejetaryenler olduğu sonucuna varmıştır.) İnsanlar çeşitli sebeplerden dolayı et yemeyi bırakırlar. Pek çok çalışmada vejetaryenlerin büyük bölümünde sağlık kaygılarının birincil motivasyon kaynağı olduğu, bunun hemen ardından ahlaki/çevresel kaygıların geldiği bulunmuştur. Che’nin eti bırakırkenki ilk gerekçesi içgüdüsel bir tiksintiydi ve bu daha sonra ahlaki bir tiksintiye dönüştü.