İşgal altında gündelik hayat

​İşgal  altında  gündelik  hayat
​İşgal altında gündelik hayat

Filistin davasında “küçük insan”ın dünyasına temas edemediğimiz zaman, retorik ve sloganın sağladığı konfora teslim oluyoruz. Çünkü sokaktaki insan için, yine biz sokaktaki insanlar somut bir şeyler yapabilir.

Kudüs ve Filistin üzerine bir dosya ile karşınızdayız. Ama bu seferki, doğrudan siyasi bir dosya değil. Kudüs’ün siyasi ve idari geleceğini tahlil eden, Filistin davasının siyasi aktörlerinin görüşlerini mukayese eden bir bakış yerine, Kudüs ve Filistin sokaklarında neler olup bittiğine ağırlık veren bir bakışı tercih ettik.

Böyle yaptık çünkü, bunun yeterince yapılmadığını görüyoruz. Kudüs ve Filistin davası üzerinde yazıp çizerken, oradaki sokakta hayatın nasıl aktığını, çocukların hangi okullarda nasıl eğitimlerden geçtiklerini, imar ve konutla ilgili ne gibi somut sorunlar yaşandığını ortaya koymak genelde ihmal ediliyor. Bunlar yeterince görülemediği, yeterince işlenemediği için, Kudüs ve Filistinle ilgili tepki ve yorumlar ya siyasilerin gündemlerinin peşine takılıyor, ya yardım ve bağışlarla sınırlı kalıyor ya da hamasetle süsleniyor.

Mevzu uzun ama şu kadarını söyleyelim: Sokaktaki insanın meselesine eğilemediğimiz ve Kudüs ve Filistin davasında “küçük insan”ın dünyasına temas edemediğimiz zaman, retorik ve sloganın sağladığı konfora teslim oluyoruz. Çünkü sokaktaki insan için, yine biz sokaktaki insanlar somut bir şeyler yapabilir. “Küçük insan” için, yine biz “küçük insanlar” basit ama mümkün bazı planlar geliştirebiliriz. Kudüs ve Filistin davası, “büyük insanlar”a terk edilemeyecek kadar mühimdir çünkü.

Bu kısa editör yazısında, konuyla ilgili iki başlığa temas etmekle yetineyim: Eğitim ve edebiyat işbirlikleri. Filistinliler eğitime önem veriyorlar. Bu biraz zorunluluktan kaynaklanıyor, biraz da geliştirdikleri kültürle bağlantılı. Belki İsrail’in, eğitim kalitesi ve sistemi bakımından dünya çapında ileri bir iş yapmış olmasının yarattığı bir sonuç da olabilir.

Filistin’de çok önemli araştırmacıların, kaliteli ilim adamlarının bulunduğu eğitim kurumları var. Bunlarla çeşitlendirilmiş temaslar kurulmasının bir yolu bulunmalı (“makamında ziyaret edildi”, “öğrencilere ayakkabı hediye edildi”, “iftar programına katılım sağlandı” gibi tuhaflıkların dışında).

İkinci olarak, sokaktaki hayatı, evin içini, küçük insanın derdini, gamını edebiyattan daha iyi anlatabilecek ne vardır? Filistin’de bir edebiyatın mümkün olup olmadığı, Filistin sokağını ve mutfağını yazmanın bizim için mümkün olup olmadığını da düşünmeliyiz.

*Yılbaşında dergide bazı güzellikler yapmaya niyetleniyor olabiliriz. umarım bizim kadar heyecanlanırsınız.