İzmir depremi ve Elif’in kitabı

Fotoğraf: Serdar Gürçay
Fotoğraf: Serdar Gürçay

Eşyaların toplandığı kolilerin yanından geçerken üzerinde etiket olan bir kitap gördüm. Etikette “Elif İnan, 4/B” yazıyordu. Dinlendiğim sırada fotoğraflarıma bakarken Elif’in enkazda bulunduğu anı hatırladım. O sırada depremzedelerin arasında oturuyordum.

Saat akşam on bire geliyor. Rıza Bey Apartmanı’nın etrafı kalabalık ve hareketli. Ambulanslar, polisler, arama kurtarma görevlileri, iş makineleri, yüzlerce insan… Sekiz katlı binanın yüksekliği iki kata kadar düşmüş. Onlarca görevli enkazda çalışıyor. Binanın sağ tarafında duvarları ayakta duran bir balkon var. Enkazın karşısında birbirine sarılmış bir çift çalışmaları izliyor. Adam, ağlayan eşini sakinleştirmeye çalışıyor. Bir ara kadının “şurası bizim çocuk odası değil mi?” dediğini duydum. O an anladım ki enkazda kalan çocuklarından haber bekliyorlar.

Fotoğraf: Serdar Gürçay
Fotoğraf: Serdar Gürçay

Yakınlarda bir enkaz daha olduğunu öğrendim. Arama kurtarma ekibinden arkadaşlarımla gece saat ikide Emrah Apartmanı enkazına ulaştık. Bu binanın durumu daha kötüydü. 28 dairelik apartman tuzla buz olmuştu. Neredeyse hiçbir duvarı ayakta değildi. Bizden önce buraya ulaşan arama kurtarma ekibindeki arkadaşımla konuştum. Sekiz saattir burada çalıştıklarını ve 11 kişinin sağ, 8 kişinin de ölü olarak enkazdan çıkarıldığını söyledi.

Çalışmalara yardımcı olmak için enkaza girdim. O sırada betonların arasında bir “LYS (Lisans Yerleştirme Sınavı)” kitabı gördüm. Binada üniversite sınavına hazırlanan bir genç olduğunu anladım. “Kim bilir ne hayalleri vardı? İnşallah sağ kurtulur ve hayallerini gerçekleştirir” diye dua ettim içimden. Etrafta başka kitaplar da vardı.

Enkazdan çıkarılan kitap ve fotoğraf gibi kişisel eşyalar sahiplerine verilmek üzere kolilerde toplanıyordu. Depremin üzerinden yaklaşık 25 saat geçmişti. Eşyaların toplandığı kolilerin yanından geçerken üzerinde etiket olan bir kitap gördüm. Etikette “Elif İnan, 4/B” yazıyordu. Dinlendiğim sırada fotoğraflarıma bakarken Elif’in enkazda bulunduğu anı hatırladım. O sırada depremzedelerin arasında oturuyordum.

  • Birden herkes sevinç çığlıkları attı. “Elif bulunmuş, yaşıyormuş” diyordu herkes. Hemen enkaza koştum. Enkazda görevli arkadaşım sessizce ölü bulunduğunu söyledi. Az önce sevinen insanların yaşayacağı hayal kırıklığını yaşadım. Birazdan umutları yıkılacaktı.

10 yaşındaki Elif, depremden biraz önce ablasıyla okuldan gelmiş. Ablası evin önünde arkadaşlarıyla kalmış, Elif tek başına eve çıkmış. Annesi ve gazi babası o sırada işte olduğu için Elif depreme tek başına yakalanmış. Cansız bedeni 22 saat sonra enkazdan çıkarıldı.

Enkaza savrulan kitaplar binadaki insanların yaşını, ilgi alanlarını, hedeflerini ve hayallerini anlatıyordu. Ben de Emrah Apartmanı enkazındaki kitapların fotoğrafını çekerek o insanları ve gördüklerimi ölümsüzleştirmek istedim.