Kaliforniya’da gurbetteyim

Roberta Davenport
Roberta Davenport

Birkaç ay evvel, dâhil olduğum bir grupta, pandemi sürecini fırsat bilip yarım kalan İngilizce eğitimine evden devam etmek isteyen bir arkadaşımın postuyla karşılaştım. Arkadaşım hem ders alabileceği hem de konuşmasını geliştirebileceği bir program arayışındaydı. İngilizcesini bir türlü tamam edememiş biri olarak yapılan yorumları iştahla okumaya başladım. @robertaileingilizce Instagram hesabından bahsediyordu birkaç kişi. Vakit kaybetmeden hesabı inceledim ve Roberta Davenport hanımın öğrencisi oldum.

Aslen Amerikalı olan Roberta Hanım 10 yıl kadar Türkiye’de yaşamış ve bu sebeple akıcı bir biçimde Türkçe konuşabiliyor. Tamamen ücretsiz olarak erişime sunduğu web sitesinde kapsamlı bir kurs programıyla arzu eden herkesin İngilizce öğrenmesine destek oluyor, Instagram hesabı üzerinden yaptığı canlı yayınlarla kadınların konuşma pratiği yapmasına olanak sağlıyor. Bu vesileyle hem Roberta Hanım’ı yakından tanıdık hem de projesinin ayrıntılarını konuştuk.

Instagram hesabınızda paylaştığınız kadarıyla tanıyoruz sizi. Amerika’da yaşadığınızı, bir süre Türkiye’de bulunduğunuzu biliyoruz. Açıkçası hikâyenizi de merak ediyoruz.

1986 yılında Kaliforniya’da Los Angeles’ta doğdum. 2004’te üniversiteye başlayana kadar, İslam’a olan ilgim diğer bütün ilgi alanlarımı geçmişti. University of California Berkeley’de Orta Doğu Çalışmaları Bölümü’nde okumaya karar verdim. Bu bölümde okuyan öğrencilerin bir Orta Doğu dili öğrenme şartı vardı o zamanlar.

Roberta Davenport
Roberta Davenport

Ben Arapça yanında Türkçe dersleri de aldım. İslamiyet’i yani ilahiyatı üniversitemde istediğim şekilde okuyamayacağımı anlayınca (yani oryantalist akımlardan muaf bir şekilde), uzmanlaşma alanımı “Çağdaş Türkiye” ye çevirdim. Lisans tezimi “Türkiye’deki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kadınların siyasi katılımı üzerindeki etkisi” konusunda yazdım. Bu süreçte Türkiye’yi ziyaret etme fırsatım oldu. İstanbul’a âşık oldum. Gerisi tarih artık. Üniversiteyle işim bittikten sonra 1-2 sene Türkiye’de yaşar, İngilizce öğretmenliği yaparım düşüncesiyle yola çıkarak Temmuz 2007’de İstanbul’a taşındım. 2015’e kadar kaldım. Daha sonra Salesforce diye dev bir Amerikan bilişim şirketinde, önce Amerika’da sonra Almanya’da çalışmaya başladım. Bu aralarda sürekli Türkiye’den gidip geliyordum, evlenmiştim ve kızım doğmuştu. 2018’de Almanya’dan Türkiye’ye tekrar taşındım. 2019’un sonunda da başka bir Amerikan şirketine geçiş yapıp Kaliforniya’ya döndüm. Şu anda Kaliforniya’da, San Francisco yakınında bir şehirde yaşıyorum. Elektronik imza alanında faaliyet gösteren büyük bir Amerikan şirketinde müdür olarak çalışıyorum. Pandemiden dolayı 2020’de Türkiye’yi ziyaret edemedim. Türkiye’den ilk kez bu kadar uzak kaldım.

Babanız siz 7-8 yaşlarınızdayken Müslüman olmuş. Sakıncası yoksa İslam’la tanışma hikâyenizi de paylaşabilir misiniz bizimle?

Evet, babam ben küçükken Müslüman oldu fakat o zamanlar sadece arada bir Cuma namazına giderdi. İslam’ın günlük yaşantımızda pek etkisi olmamıştı. Buna rağmen genel olarak bir Müslüman kimliğim vardı. Hristiyan değil Müslüman olduğumuzu biliyordum fakat bundan başka bir şey yoktu hayatımda. Liseye başlarken dizüstü bilgisayarlar çok yaygın değildi. Fakat gittiğim lisede dizüstü bilgisayar programı başlatıldı.

  • Küçük bir grup öğrenciye bilgisayar verdi okul ve 4 sene boyunca öğrencilerin eğitimleri üzerindeki etkisini ölçmek istediler. Bu dönemde hayatı, varsayımları sorgulamaya başlamıştım. İslami forumlar buldum internette, onları okumaya başladım. Evimizde bir tane İngilizce Kur’an-ı Kerim meali vardı onu karıştırmaya başladım ve Kur’an’dan çok etkilendim. Bu sayede, sadece Müslüman oldum deyip din işini orada bırakmanın bana kâr sağlamayacağını anladım.

Namazı, orucu öğrendim ve daha bilinçli bir şekilde hayatımı yaşamaya başladım. Üniversiteye taşındığım gün kapandım ve oradaki Müslüman öğrenciler topluluğunda oldukça aktif oldum.

Bir Amerikalı olarak Türk kadınlarına, Türkçe dil desteğiyle İngilizce öğrenme imkânı sunuyorsunuz. Hiç bilmeyenler de bilgisi orta seviyede olanlar da ücretsiz bir biçimde faydalanabiliyor sitenizden? Bir web sitesi üzerinden İngilizce dersi verme fikri nasıl ortaya çıktı?

Türkiye’de yaşadığım seneler boyunca tam zamanlı olarak bilişim sektöründe çalışıyordum. Çevremden çok fazla özel ders talebi geldi ancak göreceli olarak az öğrenciye vakit ayırabildim. Keşke isteyen herkese yetişebilsem diye düşünürken ortaya çıktı bu proje. Aslında seneler önce geldi bu fikir aklıma fakat o zamanlarda vakit, para ve teknik bilgim yetmiyordu bunu gerçekleştirmek için. Ancak geçtiğimiz sene bunların bir araya gelmesi nasip oldu. Pandemiden çıkan beklenmemiş bir hayır diyelim.

Son yıllarda çevrimiçi kurs ve atölyelerde artış oldu. Yüz yüze verilen eğitimler çevrimiçi platformlar üzerinden de sunulmaya başlandı. Siz de ücretli bir kurs vermeyi tercih edebilirdiniz? Eğitimleriniz neden ücretsiz?

Ücretli kurs açsam bu kadar insana ulaşamazdım. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptım. Final projem de “Türkiye’deki özel İngilizce dil kursu piyasası” üzerineydi. Sonra California State University East Bay’da ikinci bir yüksek lisans daha yaptım; çevrimiçi öğretim ve eğitim üzerine.

@robertaileingilizce
@robertaileingilizce

Bütün bunlardan ve Türkiye’deki deneyimlerimden anladığım şu: Türkiye’de sayılı kurumlar haricinde birçok kurum çok şey vaat edip, çok para alıyor. Ancak vaatleri yerine getiremiyor. Öğrencilerin de bu durumdan sıkıldıklarını düşünüyorum. Ücretli bir kurs açsam belki 500 belki 1000 tane öğrencim olurdu. Biraz para kazanırdım ama Türkiye’deki İngilizce eğitimi sorununa katkıda bulunmuş olmazdım. Esas amacım bu. Türkiye’nin dünyaya sunabileceği çok şey var. Fakat bunların anlatılması için İngilizce şart. Şu anda 10.000’den fazla öğrencim var. İngilizcenin abartıldığı kadar zor olmadığını, isteyen herkesin öğrenebileceğini ve aynı zamanda İngilizce öğrenmenin eğlenceli olabileceğini herkese göstermek istiyorum.

Türkiye’de pek çok insan İngilizce öğrenmek için yoğun çaba sarf ediyor ama bu çaba genellikle hüsranla sonuçlanıyor. Çoğumuz İngilizce anlayabiliyor ama konuşamıyoruz mesela, bunu neye bağlıyorsunuz, ne önerirsiniz?

Dil öğrenmek diğer alanlardan farklıdır. Aynı yaklaşımla aynı sonucu elde edemiyorsunuz. Tarih, coğrafya, bilim, matematik vs. bunlarda ezber yöntemleriyle belli bir başarı elde etmek mümkün. Türk eğitim sisteminde genel olarak çok yüksek standartlar var. Öğrencilerden çok şey bekleniyor. Aynı zamanda öğrenciler çok ders alıyor ve sınavları da fazla.

  • İngilizcede de bunu yapmaya çalıştığımızda ezber ağır basıyor, öğrencinin okuduğunu anlama yeteneği gelişiyor fakat esas olan kendini ifade edebilme süreci pek ilerleyemiyor. Yazılı sınavdan geçebilecek kadar öğreniliyor, sonra bırakılıyor. Konuşabilmekteki en önemli hususlardan biri duyduğunuzu anlayabilmek. Karşındaki insanı anlamadan, ona cevap düşünüp konuşma aşamasına geçmeniz imkânsızdır. İnternetten hâlihazırda ilgilendiğiniz konularla ilgili İngilizce videolar bulup, İngilizce altyazılı olacak şekilde düzenli izlemek bu yönde çok faydalı olabilir.

Dinleme yetisi bu şekilde geliştirilir. Konuşma için karşınızda pratik yapabilecek kimse yoksa bile dilinizi İngilizceye alıştırmak için gün boyu sesli olarak cümle kurmanızı, İngilizce kitap ya da metinleri yüksek sesle okumanızı tavsiye ederim. Bir de, korkmamak utanmamak gerek. Hata yapacağım diye konuşmaktan çok çekinir Türk öğrenciler. Hata yapmadan ilerleme sağlayamazsınız. Konuşmadan konuşmayı öğrenemezsiniz.

Şu anda Türkiye’de yaşamamanıza rağmen Türk kadınları için çok kıymetli bir iş yapıyorsunuz? Türk insanı bu vefayı neye borçlu? Türkiye denilince neler geliyor hatırınıza?

Türkiye’ye taşındığımda henüz 20 yaşındaydım, çocuktum. Şu anda Kaliforniya’dayım fakat kendimi neredeyse gurbette hissediyorum. Bedenim burada kalbim İstanbul’da. Ben Türkiye'yi, Türk insanını çok sevdim, çok seviyorum. Türkiye’nin dünyada, Müslüman ülkeler arasında çok kritik bir öneme sahip olduğunu düşünüyorum. Türkiye’ye taşındığım yıllarda Türkler bana hiç yabancılık hissettirmediler. Dünya değişiyor ve dünya İngilizce konuşuyor. Türk kadınının diğer kadınlardan -Pakistan’da, Singapur’da, Hindistan’da yaşayıp İngilizce konuşan kadınlardan- hiçbir eksiği yok. Türkiye’ye ilk geldiğimde İngilizce öğretmeni olarak çalışmayı planladığımı söylemiştim. O dönemde yaşanan başörtüsü yasaklarından dolayı, Amerika’nın en iyi üniversitelerinden birinden mezun olup, İngilizce öğretme sertifikalarına sahip olmama rağmen hiçbir dil kursu beni İngilizce öğretmeni olarak işe almadı. Başka bir alanda iş bulmak zorunda kaldım. Sanırım biraz içimde ukde kaldı. Şimdiye kadar İngilizce öğrenmek isteyip de öğrenemeyenlerin içinde ukde kalmasın.

İngilizce kursunuzu yeni gruplar açarak sürdürüyorsunuz. Bu projedeki hedefleriniz neler?

Şu anda A1 yani sıfır İngilizce bilgisi olan öğrencilere uygun seviyeden B1.2 yani orta seviyeye kadar ücretsiz kurslar sunuyorum.

Şu anda A1 yani sıfır İngilizce bilgisi olan öğrencilere uygun seviyeden B1.2 yani orta seviyeye kadar ücretsiz kurslar sunuyorum.
Şu anda A1 yani sıfır İngilizce bilgisi olan öğrencilere uygun seviyeden B1.2 yani orta seviyeye kadar ücretsiz kurslar sunuyorum.

İnşallah Mart ayında da B2 -yüksek orta - seviye kursları açacağım. Onlar da ücretsiz olacak. İmkânlarım el verdiği sürece gidebildiği yere kadar götürmek istiyorum. Ben bu işte çok azimliyim, çok emek veriyorum. Çalıştığım için ancak hafta sonu ve akşamları bu projeye vakit ayırabiliyorum. İnşallah güzel şeyler olacak. Yaşadığımız dünyada İngilizce sadece İngilizce değildir. Hem kişisel düzeyde hem de toplum düzeyinde İngilizceyi etkin bir şekilde kullanabilmek bütün dünyaya kapılar açar. Hem ekonomik olarak hem de kültür vb. konularda kendini anlatabilmek, tanıtabilmek için İngilizce çok önemli. Türkiye’deyken çoğunlukla kadınlara ders verdim ve İngilizce eğitiminin özellikle Türk kadınları için önemli olduğunu düşünüyorum. Kimisi iş ya da seyahat için, kimisi kendini geliştirip farklı kültürlerle kaynaşmak için, kimisi de eğitim ya da çocuklarına yardımcı olabilmek için İngilizce öğrenmek istiyor. Sebebi ne olursa olsun dil öğrenmenin özgüven ve ekonomik imkânlar açısından önemli olduğunu düşünüyorum.

Kursla ilgili işleri yürütürken destek aldığınız kimse var mı? Ayrıca sizinle aynı vizyonu paylaşan kişilerle daha fazla insana ulaşmak için kursları genişletmeyi ya da bir platform haline getirmeyi düşünür müsünüz?

Şu anda yarı zamanlı çalışma şeklinde destek olan Tuğba ve Rümeysa Hanımlar var. Türkiye'de oldukları için gelen sorulara benden hızlı bir şekilde cevap verebiliyorlar. Başka işlere de yardımcı oluyorlar sağ olsunlar. Allah izin verirse projeyi büyütmek isterim, daha çok öğrenciye daha güzel ve farklı eğitim programları sunmak isterim. Aklımda bu yönde bin bir tane fikir var ancak bunları tek başıma belli bir noktaya kadar götürebilirim. Bu yolda ilerlerken vizyonumu paylaşan birileriyle karşılaşırsam yeni ve farklı etkileşimler, ortaklıklar olabilir.