Kararsızlar için bir kılavuz geleceğin meslekleri

Gelişen teknoloji ile dünya tasavvurumuz, gelecek tahayyülümüz de yeniden şekillenirken hâlihazırda ne olacağı hususunda arayışta olan gençlere farklı bir pencere açmak için bilim kurgu film ve dizilerinden hareketle, her ne kadar bazıları gerçek olmayacak kadar uçuk olsa da belki de çok uzak olmayan gelecekte gerçekleşecek bazı mesleklere dair bir rehber hazırlamak istedim.
Gelişen teknoloji ile dünya tasavvurumuz, gelecek tahayyülümüz de yeniden şekillenirken hâlihazırda ne olacağı hususunda arayışta olan gençlere farklı bir pencere açmak için bilim kurgu film ve dizilerinden hareketle, her ne kadar bazıları gerçek olmayacak kadar uçuk olsa da belki de çok uzak olmayan gelecekte gerçekleşecek bazı mesleklere dair bir rehber hazırlamak istedim.

Gözden düşen meslekler, popüler olan meslekler, geleceğin meslekleri uzmanlar tarafından gençlere izah ediliyor. Peki ya bütün bunlardan daha fazlası olsaydı? Bilim kurgu türünde izlediğimiz diziler, filmler, okuduğumuz kitaplar hep daha fazlası olduğuna ikna ediyor bizi. Ve belki de daha fazlasının olacağı bir geleceğe hazırlıyor. Gelişen teknoloji ile dünya tasavvurumuz, gelecek tahayyülümüz de yeniden şekillenirken hâlihazırda ne olacağı hususunda arayışta olan gençlere farklı bir pencere açmak için bilim kurgu film ve dizilerinden hareketle, her ne kadar bazıları gerçek olmayacak kadar uçuk olsa da belki de çok uzak olmayan gelecekte gerçekleşecek bazı mesleklere dair bir rehber hazırlamak istedim.

Çocukluğumuzda, dünyayı henüz yeni keşfettiğimiz o yıllarda, yetişkinlerin zihinlerimize geleceğe dair ilk kaygı tohumlarını ektiği o tılsımlı soru “Büyüyünce ne olacaksın?” olmuştur. O yıllarda henüz bu sorunun mahiyetini tam kavrayamasak da hemen hemen karşılaştığımız tüm yetişkinlerin aynı soruyu soruyor olması, büyüyünce “bir şey” olmamız gerektiğini ve o “şey” her ne ise ona çocukken karar veriyor olmamız gerektiğini düşündürür. Eğitim sistemine dâhil olduktan sonra, sınavlar, sınavlar ve daha çok sınavlar vasıtasıyla bunun hayatımızın yegâne amacı olduğunu kavrarız.

Eğitimimiz süresinde attığımız her adım, sevdiğimiz dersler, yaptığımız ödevler, çözdüğümüz sorular gelecekte ne olacağımızı belirler ya da öyle olduğuna inanırız.

Kimilerimizin ne olacağı ise henüz biz doğmadan ebeveynlerimiz tarafından kararlaştırılır ve tüm eğitim sürecimiz, bize sunulan imkânlar buna göre dizayn edilir. Nihayetinde henüz çocukken ekilen o kaygı tohumu ilk gençliğimizin ve takip eden yılların en büyük kimlik arayışlarından biri hâlini alır. Hâlihazırda ben bu satırları yazarken de üniversite sınav sonuçları açıklandığı için pek çok gencin ortak kaygısı bir meslek seçmek ve seçtiği bu meslek doğrultusunda üniversite ve bölüm tercih etmek olduğundan, meslek sahibi, üniversite mezunu sosyal medya kullanıcıları kendi mesleklerini, üniversite ve bölümlerini, eğitim süreçlerini genç üniversite adayları ile paylaşıyorlar. Gözden düşen meslekler, popüler olan meslekler, geleceğin meslekleri uzmanlar tarafından gençlere izah ediliyor. Peki ya bütün bunlardan daha fazlası olsaydı?

Black Miror.
Black Miror.

Bilim kurgu türünde izlediğimiz diziler, filmler, okuduğumuz kitaplar hep daha fazlası olduğuna ikna ediyor bizi. Ve belki de daha fazlasının olacağı bir geleceğe hazırlıyor. Gelişen teknoloji ile dünya tasavvurumuz, gelecek tahayyülümüz de yeniden şekillenirken hâlihazırda ne olacağı hususunda arayışta olan gençlere farklı bir pencere açmak için bilim kurgu film ve dizilerinden hareketle, her ne kadar bazıları gerçek olmayacak kadar uçuk olsa da belki de çok uzak olmayan gelecekte gerçekleşecek bazı mesleklere dair bir rehber hazırlamak istedim. Fakat uyarmam gerekir ki bu mesleklerin henüz hiçbiri üniversite tercih kılavuzunda yer almıyor.

“Sahne ışığı hiç sönmesin”: 15 Milyon Hak

Black Mirror yayınlandığı günden bu yana teknolojiyle değişen, değişecek hayatımıza farklı bir “ayna”dan bakmamızı sağlıyor. Diziyi izlediğimiz ilk günlerde anlatılanların fantastik olduğunu düşünsek de gelişen teknoloji ve ona bağlı değişen sosyal ilişkilerimiz, gündelik hayatımız, senaristleri ve dizinin yapımcılarını haklı çıkarıyor. O kadar ki, teknolojiyle ilişkilendirilebilecek karşılaştığımız her sıra dışı hadiseyi “Black Mirror gibi” olmakla nitelendiriyoruz. Dizinin ilk sezonunun ikinci bölümü olan 15 Milyon Hak (Fifteen Million Merits) da onlardan biri. Dizinin bu bölümünde enerji üretimi için bisikletlerin kullanıldığı, bu bisikletleri kullananların gri eşofmanlar dışında hiçbir şey giymedikleri, bisiklet pedallarını çevirdikçe “merit” adında bir para birimi kazandıkları ve bu para ile yemek yedikleri, avatarlarına kıyafet aldıkları; TV programları izledikleri ya da onlara zorla izletilen reklamları atlayabildikleri, çalıştıkları binada tek kişilik hücrelerde kaldıkları bir gelecek anlatılır.

Black Mirror’un sunduğu bu gelecek tasavvurunun çok da uzak olmadığını söyleyebiliriz öyle değil mi?
Black Mirror’un sunduğu bu gelecek tasavvurunun çok da uzak olmadığını söyleyebiliriz öyle değil mi?

Pedal çevirerek 15 milyon “merit” biriktirdiklerinde ise kendilerine bir yetenek programına katılma ve eğer orada başarılı olup jüriyi ve izleyicileri etkileyebilirlerse ünlü olup başka bir hayata adım atma imkânı tanınır. Bölümün sonunda pedal çevirenlerin sahnenin ışığı sönmesin, gösteri devam etsin diye elektrik üretmek için pedal çevirdikleri; bu evrende yaşayanların ya sahnede olduğu ya da eğer sahnede değillerse sahnedekilerin sahnede kalmasını sağladıkları anlaşılır.

  • Bugün hemen herkesin kendi sosyal medya hesaplarında bir performans sergilediği; bazılarının daha da ileri giderek yetenek programlarına katıldığı, bu programlara katılmayanların da en iyi ihtimalle 9-17 çalıştıkları işlerinden yorgun argın gelip bu gösteriyi izleyerek sahnenin ışığının yanmasını sağladıkları düşünüldüğünde Black Mirror’un sunduğu bu gelecek tasavvurunun çok da uzak olmadığını söyleyebiliriz öyle değil mi?

Ceza performansçısı: Beyaz Ayı

Cezanın suçluyu disipline eden yönünün ön plana çıktığı, ceza yöntemlerinin hafiflemeye başladığı 18. yüzyıldan önce ceza suçlunun direkt olarak bedenini hedef alıyor ve böylece suçludan pratikte intikam almayı amaçlıyordu. Bu dönemde işkenceye dayalı ceza yöntemleri halka açık bir yerde sergileniyor ve böylece hem aynı suçu işlemeyi düşünenler açısından caydırıcı bir işlev görüyor hem de otoritenin gücü gösterilmiş olunuyordu. Bu cezalardan en çarpıcı olanı 2 Mart 1757’de Paris’te kral babasını öldürmek suçundan işkenceye uğrayan Damiens’ti. Damiens’in etleri kızgın kerpetenlerle çekilip üzerine kızgın yağlar döküldükten sonra vücudu 4 ayrı at tarafından farklı yönlere doğru çekilecek, vücudunda ayrılmayan parçalar baltayla ayrılacak, daha sonra bedeninde kalan parçalar ateşe atılarak kül hâline getirilecekti. Cezanın halka açık bir yerde uygulanarak performansa dayalı olduğu bu dönem hapishane sistemi ile geride kalmıştı. Ancak Black Mirror dizisinin ikinci sezonunun ikinci bölümü olan Beyaz Ayı (White Bear) cezanın performans olarak sergilendiği bir dönemi anlatır. Bu bölümde erkek arkadaşıyla birlikte işkence ederek bir kız çocuğunu öldüren Victoria her gün hafızası silinerek aynı ceza şovunun içinde bulur kendisini. Şovun hem uygulayıcısı hem parçası olan performansçı ise izleyici olarak katılmak isteyenlere de bir rol verir. Victoria kendisini bitmek bilmeyen bir kaçma kovalamacanın içinde bulur ve nihayet bütün bu olanların sebebinin anlatıldığı yüzleşme sahnesi ile perde kapanır. Ta ki ertesi gün yeniden açılıncaya dek… Sosyal medya ile yükselişe geçen ifşa ve linç kültürü düşünüldüğünde ceza performansçısı olmak geleceğin meslekleri arasına girer mi dersiniz?

İlişki gurusu yahut çerezle ilişkiler uzmanı: Beyaz Noel

Yuval Noah Harari 21. Yüzyıl İçin 21 Ders adlı kitabında, çoğu insanın, 19. yüzyılda at arabası sürücüsüyken taksi şoförlüğü yapmaya başlayanların değil, 19. yüzyılda büyük bir hızla iş sahasının bütünüyle dışına atılan atların kaderini paylaşabileceğini söyler. Gelişen teknoloji, yapay zekâ ve metaverse sisteminin hâlihazırda kullanıldığı alanlar dahi Harari’yi haklı çıkarır boyutta. Zira Black Mirror’un Beyaz Noel (White Christmas) bölümünü izleyen birinin atlarla aynı kaderi paylaşacağını düşünmesi işten bile değil. Bu bölümde etrafı karlarla kaplı bir evde yaşayan Matt ve Potter’ın konuşmalarına şahit oluruz. İkili beş yıldır birlikte yaşadıkları hâlde ilk kez birbirlerinin orada olma hikâyelerini öğrenirler. Matt ve bir grup arkadaşı, Harry adlı bir gencin Z-eye isimli bir teknoloji vasıtasıyla gittiği bir partiden bir kızla tanışmasına yardımcı olurlar. Harry’nin gördüğü her şeyi gören, işittiği her şeyi duyan ve bu sayede kızlarla iletişim kurmasını sağlayan Matt kendisini bir nevi ilişki gurusu olarak nitelendirir. Nihayetinde Harry’nin ölümüyle sonuçlanan bu gecede olan biten her şeyi gördüğü için Matt suçlu durumundadır.

Black Mirror’un Beyaz Noel (White Christmas).
Black Mirror’un Beyaz Noel (White Christmas).

Ancak Matt sanal ilişki guruluğunu bir boş zaman aktivitesi olarak yapmakta ve esasında Akıllı Zihin isimli bir şirkette çalışmaktadır. Bu şirketin müşterilerinin zihinlerine yerleştirdikleri çerezler bir hafta boyunca belleğinde bulundukları kişilerin gündelik hayatı, nelerden hoşlanıp hoşlanmadıkları, düşünce ve duygularını öğrenir ve dahası kendisini belleğine yerleştikleri kişi zannetmektedirler. Matt’in görevi burada başlar. O bu çerez bellekten ayrıldıktan sonra ona görev tanımında bulunacak, onun bir program olduğunu, bir bedeni olmadığını, dahası olduğunu zannettiği kişiye hizmet edecek bir akıllı ev sistemi olduğunu anlatacak ve çeşitli yöntemlerle gerektiğinde zor kullanarak onun da anlamasını sağlayacak kişidir. Gelecekte bir ilişki gurusu olduğunuzu yahut bir programın vazifesini yapması için onunla uzlaşı sağlayan kişi olduğunuzu hayal edebiliyor musunuz sahi?

Hafıza silicisi yahut anımsatıcısı

Unutmaya çalıştığınız ancak ne kadar isteseniz de bir türlü unutamadığınız bir hatıranız var mı? Türkçeye Sil Baştan olarak çevrilen Eternal Sunshine of the Spotless Mind filminde Lacuna Inc. adlı bir şirket tam da bu işi gerçekleştirmektedir. Unutmaya çalıştığınız o anıyı, acıyı, kişiyi geliştirdikleri teknoloji sayesinde siliverirler ve siz o anıyı hiç yaşamamış, o acıyı hiç tatmamış, o kişiyi hiç tanımamış gibi ve fakat bıraktığı kocaman boşlukla uyanıverirsiniz. Black Mirror’un 4. sezon 3. bölümü olan Timsah (Crocodile) ise bunun tam tersi bir sistemi anlatır. Bir sigorta eksperi olan Shazia’nın görevi sigorta şirketinin ilgilendiği kazalarda, kazayı yaşayan ve kazaya şahit olan herkese kaza anını hatırlatmak ve onların hatırladıkları şeyleri bir ekran aracılığı ile izlemek ve raporunu buna göre tutmaktır. Ancak Shazia bu iş sebebiyle insanların aslında anlatmak istemeyecekleri ve fakat hafızalarında olan, kötü, karanlık sırları da görebilecektir. İster hafıza silicisi ister anımsatıcısı olun bu işi yapmak için ağzı sıkı, güvenilir ve belki de sırlara meraklı biri olmanız gerekir. Hafıza işleri gelecek planlarınıza dâhil olabildi mi?

İşle özel hayatı karıştırmamak

İş hayatında özel hayatın geride bırakılması gerektiği telkin edilir. İş hayatımızda başarılı olabilmemiz için özel hayatımızda yaşadığımız sıkıntıları, acıları, kayıpları iş yerinin kapısından girerken (öğretmenler, akademisyenler için bu sınıftır) bırakmamız gerektiğine inanırız. Peki bunu yapmak için teknoloji ve bilimden faydalanılsa nasıl olurdu? Severance tam da böyle bir kurgu sunar. Dizide Lumon isimli bir şirket çalışanlarının beynine yerleştirdiği çiple özel hayat ve iş hayatı ayrımı yapar. Çalışanlar iş yerinde geçirdikleri sekiz saat boyunca isimleri dâhil özel hayatlarına dair hiçbir şeyi hatırlamazlar. Nerede yaşadıklarını, kim olduklarını, işten sonra ne yaptıklarını, aileleri olup olmadığını hatırlamadıkları bu iş yerinde ne iş yaptıklarını da tam olarak bildikleri söylenemez. Temel bilgilerini, yaşama becerilerini unutmadıkları ve fakat hiçbir hatıraları olmadığı bu iş kimlikleri, ikinci bir kimlik, ikinci bir hayat gibidir zira mesaileri bittiğinde bindikleri asansörde iş yerinde yaşadıkları her şeyi unuturlar. İş arkadaşları, iş hayatları, iş yerinde başlarına gelen kazalar, patronlarıyla yaşadıkları sıkıntılar o asansörde geride kalır. Başta işlevsel gibi gözükse de bazı etik problemleri sorgulatır dizi. Yalnızca iş yerinde var olan, orayı asla terk edemeyen bu ikinci kimlik dizideki tabirle ayrık, içsel kimlik, kendi yaşamı hakkında en ufacık söz hakkına ve hatta istifa hakkına sahip değilken ve üstelik hafızası yokken kişinin kendisi sayılabilir mi? Peki siz böyle bir işiniz olsun ister miydiniz?

Hâlâ karar veremediyseniz

Eğer hâlâ geleceğin meslekleri arasında bir seçim yapmadıysanız belki diğer alternatiflerinizi de değerlendirmek istersiniz. Black Mirror’un Dibe Vuruş (Nosedive) bölümündeki insanların sosyal skorlarını artırmalarını sağlayan analizci; Black Museum bölümündeki gibi karanlık teknolojik aletler müze görevlisi; Upload dizisindeki dijital ahirette yer alan müşterilere yardımcı olan programcı “Melek”; Omniscient dizisindeki gibi insanların kişisel droneları ile 7/24 izlendikleri, bu sayede henüz suç gerçekleşmeden engellemeyi amaçlayan bir şirkette çalışan teknisyen; Source Code’daki gibi zamanda geri dönerek katliamları engellemeye çalışan bir zaman düzenleyicisi; Westworld’deki gibi tematik bir eğlence parkı çalışanı yahut Jurassic Park tur rehberi, Avatar’daki gibi bir Avatar operatörü, The Boys’daki gibi insanların genlerine enjekte edilen bir ilaç ile süper güçlere sahip olup bunları görünürde insanları kurtarmak ve suçla mücadele etmek için kullanan bir süper kahraman olabilirsiniz. Seçim sizin…