Medya kuruluşlarının devamlılığı için değişime ayak uydurmaları şart

Adem Metan; Dijital İçerik Geliştiricisi.
Adem Metan; Dijital İçerik Geliştiricisi.

Hem teknolojiyle beraber değişen ve gelişen mesleklerin gündemimizde yer alması hem de tercih dönemi olması hasebiyle ağustos sayısında yeni meslekler üzerinde durmaya karar verdik. Bu bölümde ise uzun yıllar aynı sektörde çalışmış ve teknolojinin mesleğinde yarattığı dönüşüme tanık olmuş isimlere bir soru sormayı ve aynı soruya farklı alanlardan gelecek olan cevapları sizinle paylaşmayı istedik. Sağlıktan gastronomiye, medyadan eğitime, finanstan oyun, eğlence ve virolojiye farklı alanların uzmanlarına şu soruyu sorduk: “Yıllardır sektör içerisinde yer alıyorsunuz. Süreç içerisinde mesleğiniz teknolojinin etkisiyle gelişerek bir değişime uğradı ve değişmeye devam edecek. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Geleceğe dair bir öngörünüz var mı?” Şimdi sizi alanın uzmanlarının ufuk açıcı cevaplarıyla baş başa bırakıyoruz.

15 yıldır medya sektöründeyim. Aslına bakarsanız analog devirle dijital devrin geçiş dönemine denk geldim diyebilirim. Elbette bu değişimi ve dijitalleşmeyi iki aşamada ele almak gerekiyor. Birincisi daha çok bizi, yani yayın masasında oturan kişileri etkiliyor ki o da ekipmanlarımızın dijitalleşmesi, daha kompakt hâle gelmesi ve kalitesinin artması anlamına geliyor. Bu dönüşümün diğer kanadı ise doğrudan doğruya içerikleri satın alan kişilerle ilgili.

Bugün ise o onlarca düğmeli cihazları, koca koca yayın masalarını küçücük bir kutuya sıkıştırdılar.
Bugün ise o onlarca düğmeli cihazları, koca koca yayın masalarını küçücük bir kutuya sıkıştırdılar.

Ama tabii ki bu iki kanat bir gövde de buluşarak bütünlük sağlıyor. Örnek vermek gerekirse: Eskiden radyo yayıncılığı yapmak için üstünde onlarca düğmesi olan koca koca cihazlar, yüz binlerce eserden oluşan müzik arşivi, yayın masaları ve en önemlisi de milyonlarca liralar ödenen yayın frekansına sahip olmanız gerekiyordu. Bugün ise o onlarca düğmeli cihazları, koca koca yayın masalarını küçücük bir kutuya sıkıştırdılar. Efektini de oradan yapıyorsun, sesini de oradan ayarlıyorsun, canlı yayın kazalarına karşı geciktirmeyi de yine aynı cihazdan yapıyorsun. Üstelik bu cihazlar herkesin ulaşabileceği fiyatlarda. Artık yüz binlerce şarkıdan oluşan bir arşive de ihtiyacınız yok; bunu sizin için yapan Spotify gibi platformlar var. Ve en önemlisi de o çok pahalı yayın frekanslarına kira ödemeniz gerekmiyor. Youtube, Tiktok, Twitch veya internet radyoları üzerinden gerçek kitlenize çok rahatlıkla ulaşabiliyor, yayınınızı yapabiliyorsunuz. Bakın milyon liralarla kurulan yayın odalarıyla benim bahsettiğim bu teknolojik imkânlar arasında uçurum var. Artık devam etmiyor olsam da sektöre radyoculukla başlamış ve aralıksız 12 yıl radyo yayıncılığı yapmış biri olarak örneğim de radyo üzerinden oldu. Ama bir fotoğrafı zihinlerde oluşturabildiğimi düşünüyorum.

  • Bu değişim öngörülemez şekilde devam edecek. Benim geleceğe dair düşüncem, bu değişime direnen, yeni platformlara uyum sağlayamayan, değişen ve medyanın dilini yakalayamayan dev medya kuruluşları 3-5 yıl sonra kaybolacak. Değişim kaçınılmaz olduğu gibi değişime direnenlerin bu dev dalga karşısında savrulması da kaçınılmaz gözüküyor.