Mendilimde gül oya

​Mendilimde gül oya
​Mendilimde gül oya

Dil ile kültür arasında muazzam bir ilişki var. Biri diğerinin hem taşıyıcısı hem mütemmim cüzü, birini diğerinden ayrı düşünmek imkânsız. Zira dil, kültürü, kültür de dili şekillendiriyor. Hayat tarzımız en çok dilde tebellür ediyor. Söz gelimi, günlük hayatta kullandığımız eşyaların türü arttıkça dilde bunları karşılayan kelimelerin sayısı da artıyor ve bu kelimeler arasında zamanla nüanslar ortaya çıkıyor. Elinizi yüzünüzü kurulamak, belki terinizi silmek, yeri geldiğinde başınızı güneşten, kimi zaman da burnunuzu kötü kokulardan korumak için kullandığınız; ipeklisinden ketenine, oyalısından nakışlısına, envaitürlü küçük kumaş parçalarını düşününüz… Bakın Türk dilinde hangisine, hangi yolla, hangi isim verilmiş…

Mendil

  • Ağız, burun, göz silmeye; el ve yüz kurulamaya yarar, cepte taşınır. Küçük ama zarif bir hediyeliktir. Eski devirlerde, elde taşınacak meyve vb. şeyler için de cep bohçası niyetiyle kullanılırdı.
  • Türkçeye Arapçadan geçen mendil kelimesi, Arapçaya Süryaniceden (mantiliyûn), oraya da Yunancadan (mantelion) geçmiş. Nihai köken Latince “mantele” veya “mantellum” sözcüğü. Başındaki man- hecesinden tahmin edeceğiniz gibi, kelime “el” ile ilgili: el bezi. (Latince manus: el. Ayrıca bk. manuel, manikür).

Yağlık

  • Unutulmaya yüz tutmuş kelimelerimizden. Mendilin daha büyüğüdür ve sofralarda herkesin önüne bir tane konulur. Yeri geldiğinde örtü olarak da kullanılır. Açıkça belli ki “yağ” kökünden “-lık” yapım ekiyle türetilmiş.
  • Türetmenin mantığı çok açık olmasa da Kubbealtı Lügati’ne göre, kullanıldıkça yağlanmasından; Reşat Ekrem Koçu’ya göreyse yağlı elleri ve dudakları silmek için kullanıldığından dolayı bu adı almıştır. Bir de Anadolu’da “yağlık bağlamak” şeklinde kullanılan güzel bir deyimimiz vardır ki “nişanlanmak” veya “(kız tarafından) sevdiğine evlenme sözü vermek” anlamına gelir.

Destmal

  • Farsça “dest” (el) ve “mâl” (silen) kelimelerinin bileşiğidir ve el yüz silmek için kullanılan mendil, peşkir, yağlık vb. eşyaların genel adıdır. Reşat Ekrem Koçu’nun Türk Giyim Kuşam ve Süslenme Sözlüğü’nden öğrendiğimiz kadarıyla destmal, “kullanacak şahsın yaşına göre âşıkâne, rindâne, dindârâne mısralar, türlü nakışlar ile süslenirdi; eski toplum hayatımızda sevgililere hediye olarak gönderilirdi.” Destmal, şayet bir kıza gönderilecekse üzerine çiçek motifleri nakşedilir, erkeğe hediye edilecekse çiçek motifleriyle donatılmış hançer resmi işlenirdi.

Peşkir

  • Pamuk veya ketenden dokunur. Havlu niyetine kullanılmakla birlikte peçetenin yerine eskiden sofralarda da kullanılır, dizlere örtülürdü. Havluya nispetle daha incedir ve mendilden daha büyük olur. Farsça olan peşkir, “pîş” (ön) ve “gîr” (tutan) kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur ve esasen “öne tutulan” gibi bir anlamı vardır.

Çevre

  • Yağlığın diğer bir adıdır. Şimdilerde sadece “periferi, etraf, civar” manasında kullandığımız “çevre” akla gelse de, masallardan tutun da Tanzimat romancılarına kadar birçok eserde geçen bir kelimedir. Çevre sırma ve nakışlarla süslenir, mendil olarak kullanılabildiği gibi, başörtüsü yerine de geçer. Eskiden çeyizlerin vazgeçilmez bir parçasıydı. “Çevir-” fiiline getirilen “-e” yapım ekinin marifeti olan kelimemiz, “Vurgusuz orta hecedeki dar ünlü düşer” kuralı gereğince “çevre” hâlini almış. Yeri gelmişken, çevre kelimesinin Türkçeden Mısır Arapçasına “şavra” şeklinde geçtiğini de ekleyelim.

Peçete

  • Devir değişti; artık hızlı yaşıyor, çabucak yiyip kalkıyoruz. Sırma nakışlı çevreler, oyalı mendiller artık masalsı bir dünyanın kayıp hazineleri hükmünde. Kullan-at mendiller ve peçeteler yetişiyor imdadımıza. Bir vakitler kumaş peçeteler de vardı ve hatta ilkokula giderken annemiz beslenme çantamıza muhakkak koyardı, fakat şimdilerde neredeyse sadece kâğıttan imal ediliyor. Sofra kültürümüz de epeyce bir süredir Batı’nın etkisinde olacak ki söz konusu kelimeyi bu kez oradan almışız. İtalyancadan gelen kelimenin aslı “pezzetto”, küçük kumaş veya kâğıt parçası anlamındaymış. Kelimenin sonundaki “-etto” eki bizdeki “–cık/-cik” eki gibi küçültme eki.

Son olarak, artık hemen hepimizin, özellikle kış günleri, cebinde yahut çantasında bulundurduğu ve bir markanın adıyla özdeşleştirdiği kâğıt mendilleri de hatırlamış olalım ki fayda ve kolaylığını inkâr etmek zinhar doğru olmaz.