Sosyal medya İsmailağa Camiası için yaygınlaşan bir zaruret

Fotoğraf: Sedat Özkomoç.
Fotoğraf: Sedat Özkomoç.

Dinî cemaatlerin dijital dünyaya karşı daha mesafeli bir tavra sahip olduklarını biliyoruz. Türkiye’de en çok bilinen cemaatlerden biri olan İsmailağa’nın, çok hızlı değişen dijital dünyada nasıl bir konuma sahip olduğunu, yüksek lisansını bu konu üzerine yapan Mahmut Çelik ile konuştuk.

İsmailağa Cemaati’nin sosyal medya kullanım pratikleri nelerdir?

Sorunuza açıklayıcı bir cevap vermek için öncelikle İsmailağa camiası ve sosyolojisinden kısaca bahsetmenin faydalı olacağını düşünüyorum. Cemaat yerine camia kelimesini kullanıyorum, tezimde de öyle kullandım zira İsmailağa diye adlandırdığımız toplumsal grup, cemaat kelimesini kullanmamaya çalışıyor. Bunda 15 Temmuz ve sonrasındaki süreçte cemaat kavramının zarar görmüş, kirletilmiş olmasının etkili olduğunu düşünüyorum. Konumuza dönecek olursak İsmailağa camiası, Nakşibendiyye tarikatının Hâlidiyye koluna bağlı tasavvufi bir ekoldür. İsmailağa’nın bu ekoldeki en genç tekke olduğunu söyleyebiliriz. 1950’li yıllarda İstanbul’un Fatih ilçesinin Çarşamba semtinde bulunan İsmailağa Camii ve çevresinde, Şeyh Mahmut Ustaosmanoğlu önderliğinde neşet eden cemaat git gide büyüyerek ülke sınırlarını aşıp dünyanın pek çok ülkesinde varlık gösteren etkili bir hüviyete bürünüyor. Camia, 2005 yılından itibaren Şeyh Mahmud Ustaosmanoğlu’nun kurduğu bir heyet tarafından idare ediliyor.

Şimdi sosyal medya pratiklerine dönecek olursak Mahmud Efendi, sağlıklı zamanlarında kürsüden neredeyse tüm vaazlarında, sohbetlerinde müritlerine televizyon izlememeleri, evlerine televizyon sokmamalarına dair uyarılarda bulunmuştur. Nitekim İsmailağa camiası mensuplarının çoğunun evinde hâlâ televizyon yoktur fakat internetin yaygınlaşması ve akıllı telefonlarının çıkmasıyla birlikte televizyon ve internet ceplere inmiştir. Asıl mesele işte tam da bu noktada başlıyor. Medya teknolojileri o kadar yaygınlaşıyor ki neredeyse kaçınılmaz bir hâl alıyor.

Yüksek lisans tezimde kullandığım “umûmü’l-belvâ” kavramı tam da buna işaret ediyor. Umûmü’l-belvâ, en kısa ve öz karşılığıyla “yaygınlaşan zaruret” olarak açıklanabilir. Yani önü alınamaz bir şekilde yaygınlaşan ve kaçınılması giderek zorlaşan menfi şeyler fıkhen zaruri ölçülerde caiz olarak görülebilmektedir. Mikrofon kullanmaktan ve fotoğraf çektirmekten dahi kaçınan İsmailağa camiasının 2008-2009 yıllarında bir esnemeye gittiği görülüyor. İlk esneme camide mikrofon kullanılmaya başlamasıyla olurken sonraki esneklik camiaya yakın grupların Mahmud Ustaosmanoğlu’nun fotoğraflarını dergilerde yayınlamaya başlamasıyla oluyor. Bu dergiler her ne kadar camianın resmî yayın organı olmasalar da camia bu yayınlara karşı çıkmamıştır.

Daha sonraki yıllarda ise akıllı telefonun hayatımıza girmeye başlamasıyla camia mensuplarının da ortalama bir vatandaş gibi bu teknolojiye ayak uydurduklarını söyleyebiliriz. Tez çalışmamda bu konuyla alakalı nicel bir veri olmasa da araştırmam kapsamında mülakat yaptığım kanaat önderleri tarafından edindiğim bilgiye göre, İsmailağa resmî web sitesinin ve sosyal medya hesaplarının kuruluşunda geç kalmış ama camia mensupları kişisel olarak internet ve sosyal medya dünyasına yıllar öncesinden girmiştir.

İsmailağa camiasının diğer camialara göre sosyal medya kullanımında daha yatkın veya daha çekingen oldukları söylenebilir mi?

İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı tarafından yönetilen camianın resmî sosyal medyasını inceledim ancak diğer cemaatler ile bir mukayese yapmadım. Bu yüzden diğer gruplara göre daha yatkın mı daha çekingen mi olduklarını herhangi bir ölçeğe dayanarak net bir şekilde aktaramam. Sadece gözlemlerim ve mülakatlarım neticesinde saptadığım verilerle genel bir resmi ortaya koyabilirim. Bu konuda öncelikle şunu söylemeliyim, İsmailağa dijital mecraları asla asli unsur olarak görmeyen gelenekçi bir yapıya sahiptir. Mesela “sohbet” İsmailağa’nın kemalat metodunun asli unsurlarındandır ve sohbet yüz yüze, diz dize olur. Hatip kürsüden hitap eder, cemaat de diz çöküp oturarak dinler. İsmailağa camiasının Yavuz Sultan Selim Camii’nden uzun yıllardır devam eden geleneksel pazar sohbetlerinde asla görüntü kaydı alınmaz. O sohbetlerde kamera göremezsiniz.

Cübbeli Ahmet Hoca tüm sosyal medya araçlarını gayet etkili bir şekilde kullanan bir fenomen olarak karşımızda duruyor. Öyle ki sadece Facebook’ta 2,5 milyon takipçisi var. Bu da İsmailağa’nın resmî Facebook sayfasındaki takipçi sayısının yaklaşık 5 katı. Fotoğraf: Sedat Ökomoç.
Cübbeli Ahmet Hoca tüm sosyal medya araçlarını gayet etkili bir şekilde kullanan bir fenomen olarak karşımızda duruyor. Öyle ki sadece Facebook’ta 2,5 milyon takipçisi var. Bu da İsmailağa’nın resmî Facebook sayfasındaki takipçi sayısının yaklaşık 5 katı. Fotoğraf: Sedat Ökomoç.

Yalnız pandemi sürecinde bu sohbetler devam edemediği için internete özel bazı sohbet çekimleri yapıldı. İsmailağa Camii İmam-Hatibi Salih Topçu ile yaptığım görüşmede internet sohbetlerini zarurete mebni yaptığını ve içine sinmediğini öğrenmiştim. İsmailağa’nın ana kademesi medya ve iletişim teknolojilerinden hoşlanmıyor. Bu gayet açık ve net bir gerçek! Günümüzde gelinen noktada var olan kullanımlar ise zaruri olarak gerçekleşiyor ki bunda da çeşitli ihtilaflar söz konusudur. İsmailağa’daki hocaların bir kısmı interneti bir gereklilik olarak görürken bir başka kesim de dinî anlatımlarda geleneksel yolların her zaman daha tesirli olacağını ve internetin pek çok menfi yönünün olduğunu savunarak asla kullanılmaması gerektiği kanaatini taşıyor. Hâl böyleyken İsmailağa’yı asla internet ve sosyal medya kullanımına yatkın bir camia olarak değerlendiremeyiz. Özellikle genç mensupları son yıllarda daha fazla kullanmaktadır.

İsmailağa camiasına hangi iletişim kanalları üzerinden ulaşıyorlar? Son dönemde bu kanalların içinde sosyal medyanın yerini anlatır mısınız?

İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı, resmî olarak hedef kitlesine geleneksel medya anlamında dergi, dijital medya anlamında web sitesi ve yaygın olarak kullanılan sosyal medya mecralarından (Facebook, Youtube, Twitter, Instagram ve Linkedin) ulaşıyorlar. Bununla beraber resmî olmasa da İsmailağa mensupları tarafından ve büyük ölçüde Cübbeli Ahmet Hoca’nın teşvikleriyle kurulan Lalegül TV, Lalegül FM, Lalegül Dergisi ve Cübbeli Ahmet Hoca’nın sosyal medya kanalları mevcuttur. Ancak bunun altını özellikle çiziyorum,

Lalegül Medya ve Cübbeli Ahmet Hoca’nın sosyal medya kanalları resmî anlamda İsmailağa’yı temsil etmemektedir. Bunu İsmailağa Vakfı da Ahmet Mahmut Ünlü de çeşitli vesilelerle deklare etmişlerdir.

Tüm bu mecraların temel dinamiklerini incelediğimizde temel misyonun medyayı İslam dinini anlatma ve dine hizmet etme aracı olarak kullandıkları açıkça görülmektedir. İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı tarafından kurulan resmî yayın organları web sitesi, video portalı ve sosyal medya kanalları da İslam dininin akidelerini, fıkhî konuları, tasavvufla ve İsmailağa camiası ile ilgili içerikleri sunmaktadır. Son dönemde sosyal medyanın bu konudaki yeri ve önemi ise daha çok etkileşimli olmasıdır. Camiaya ilgi duyan ve tanımak isteyen kişiler dünyanın neresinde olursa olsun sosyal medya aracılığıyla İsmailağa’yı bulup gelebiliyor. Mülakatlarda buna dair pek çok örnek anlatıldı ve hatta Cübbeli Ahmet Hoca bazı konuşmalarında Lalegül TV’nin cemaat mensupları için değil, potansiyel mensuplar için kurulduğunu söylüyor. Aslında bu noktada şunu anlıyoruz: Camia, mensuplarının televizyon, radyo ve internetle çok vakit geçirmesini tasvip etmiyor bununla beraber kendi bünyesindeki medya araçlarını daha ziyade dışarıdaki vatandaş için, camiayı tanımak isteyenler veya sempati duyanlar için konumlandırıyor. Bu mecralarda hem İslam dinini tebliği hem de camianın tanıtımı yapılıyor.

Twitter, Instagram, Youtube... Hangisine ilgi daha fazla? Bunun nedenleri var mı?

Takipçi sayılarına baktığımızda en çok ilginin Facebook kanalına olduğunu görüyoruz. Bunu Instagram ve Youtube kanalları takip ediyor. Aslında genel eğilime baktığımızda Türkiye ortalamasından çok da farklı bir durum söz konusu değil. Dünya genelinde de hâlâ en çok kullanıcısı olan sosyal medya aracı Facebook. İsmailağa camiasının da en çok ilgi gösterdiği mecra Facebook olurken gençlerin daha çok ilgi gösterdiği Instagram da ona en yakın konumda. Bununla beraber son dönemde İsmailağa’nın Youtube kanalı takipçilerinin katlanarak arttığını görüyorum. Bunu pandemi sürecinde sohbet videolarına olan ihtiyacın artmasına bağlıyorum.

Cübbeli Ahmet Hoca’nın sosyal medya hesaplarını “dijital medya grubu” olarak adlandırıyorsunuz? Bu tanımın nedenini biraz açar mısınız

“Dijital medya” internet teknolojisi ile erişebileceğimiz tüm medya araçlarını içeren kapsayıcı bir iletişim terimidir. Radyo, TV, web sitesi ve tüm sosyal medya mecralarını içeren kapsayıcı bir başlık bulma adına bu terimi kullandım. Cübbeli Ahmet Hoca tüm sosyal medya araçlarını gayet etkili bir şekilde kullanan bir fenomen olarak karşımızda duruyor. Öyle ki sadece Facebook’ta 2,5 milyon takipçisi var. Bu da İsmailağa’nın resmî Facebook sayfasındaki takipçi sayısının yaklaşık 5 katı. Bununla beraber Lalegül TV, Lalegül FM ve Lalegül Dergisi ile geleneksel medya araçlarını da etkin bir şekilde kullanmaktadır. Tüm bunları düşündüğümüzde Cübbeli Ahmet Hoca, bu alanda yapılacak akademik çalışmalarda veya araştırmalarda ayrı bir başlık açılması, ayrıca incelenmesi gereken bir fenomendir. Bunu da bir kenara not edelim.

Cübbeli Ahmet Hoca’nın takipçilerinin ortak özellikleri neler?

Benim gözlemlediğim kadarıyla Cübbeli Ahmet Hoca’nın takipçileri yekpare değiller. Camia içinden takipçisi olduğu kadar camia dışından ama camiaya sempati duyan kişilerden çok sayıda takipçisi var. Benim dikkatimi çeken birkaç noktayı aktarmak gerekirse Cübbeli Hoca’nın takipçileri mübarek gün ve geceleri değerlendirmeye ekstra önem veren ve o zaman dilimlerine yönelik ibadetleri uygulamaya çalışan, her problem veya olay için hususi dua veya zikir araştıran ve paylaşan kişilerden oluşuyor. Sosyolojik profilleri İsmailağa camiası mensupları ile paralel olan bu kitle internete daha meyyal diyebiliriz. İnterneti kullanma, oradan dinî ve tasavvufi bilgi paylaşımlarında bulunma oranlarının daha yüksek olduğunu görüyoruz. Tüm bunların, takipçisi oldukları Cübbeli Ahmet Hoca’nın tutumları ile alakalı olduğunu düşünüyorum. Cübbeli Ahmet Hoca’nın sosyal medyaya karşı olumlu tutum takınması takipçilerini de etkilemektedir fakat İsmailağa’dan sosyal medyaya olumlu yaklaşmayan bir hocanın sohbetleri ile beslenen kesim ise sosyal medyadan kaçınabilmektedir. Kısacası bu konularda İsmailağa’daki hocalar ve bu hocaların izinden giden cemaat mensuplarının da görüş ayrılıkları ve tutum farklılıkları vardır.

Hepimizin sosyal medya kullanımı arttı. Peki, İsmail Ağa cemaatinin son yıllarda sosyal medya ve medya kullanımındaki değişimde temel motivasyonu nedir?

Diğer soruların cevaplarında da yer yer değindim ama toparlamak gerekirse İsmailağa mensuplarının sosyal medya kullanım pratikleri Türkiye’deki dindar kesimin genel ortalamasından çok farklı değil diyebiliriz. Belki bir derece daha az kullanıyor olabilirler. Bu da camianın yenilikleri hemen kabullenmeme, mesafeli ve temkinli yaklaşma refleksi ile alakalı bir gerçek. Özellikle de orta yaş ve üstü kişilerin uzak kalmaya gayret ettiklerini rahatlıkla gözlemliyoruz. Mesela çalışmamda da geçtiği üzere bazı hocalarda tepkisel olarak akıllı telefon kullanmamaya rastlanıyor. Medresede akıllı telefon yasağı zaten camiada yaygın bir kural, zira öğrencilerin başarısını engellediği düşünülüyor. Bununla beraber pandemi sürecinde ülkemizde internet kullanımının artmasından İsmailağa da nasiplendi. Özellikle İsmailağa’nın video portalında pandemiye özel üretilen içeriklerin artmasıyla takipçi ve izleyici sayısında ciddi artışlar oldu. Camiada bir damar bu işlere ısrarla direnirken pandemi gibi küresel hadiseler, çağın getirdiği zorunluluklar ve yeni neslin tutumları karşı bir direnç oluşturuyor. Nihayetinde ise temkinli bir şekilde orta yol bulunmaya çalışılıyor. Asli unsurları muhafaza etmeye gayret ederek çağın yenilikleri kullanılmaya devam ediliyor.

  • Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi.
  • Bu söyleyişiyi gerçekleştirdikten sonra ahirete irtihal eden Şeyh Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi’ye Allah’tan Rahmet, Yakınlarına ve sevenlerine sabır diliyoruz.