Yapay zekâ

Yapay zekâ
Yapay zekâ

İmkânlar, tehditler, sınırlar

Thomas More, Ütopya’daki çalışma şartlarını tasvir ettiği bölümde, yapılacak işlerde iktisada gidilmesi gerektiği ve bunun neticesinde çalışma saatlerinde sıklıkla kısaltmaya gidilebileceğini söyler.

More’un ütopyası, çalışma şartlarını azaltmaya ve giderek zihinsel etkinliklere daha çok yer açmaya yönelik bir arzuyu dile getiriyordu.
More’un ütopyası, çalışma şartlarını azaltmaya ve giderek zihinsel etkinliklere daha çok yer açmaya yönelik bir arzuyu dile getiriyordu.
Ütopya yönetiminin asıl amacı More’a göre, “her insana yaptığı gündelik ağır, sıkıcı işlerden serbest zaman sağlamaktır ki kişi, düşüncesini hürce geliştirebilsin.”

More’un ütopyası, çalışma şartlarını azaltmaya ve giderek zihinsel etkinliklere daha çok yer açmaya yönelik bir arzuyu dile getiriyordu. Bugün önümüzdeki meseleyse, yapay zekânın çalışma hayatına bütünüyle el koymasının önünde pek az engel kalması, birkaç nesil içinde bugünkü birçok iş kolunun yapay zekâya ve robotlara devredilmesi meselesidir.

  • Bu hâliyle gelecek, More’un ütopyasındaki gibi, insanlara daha az işin düştüğü, daha çok serbest vaktin kaldığı bir dünya getirecek gibidir. Ama bunun bir ütopya olmadığı, belki bir distopya olduğu söylenebilir. İşsizliğin artması, el gücüyle yapılan birçok işin robotlara devredilerek mamuldeki insan faktörünün devreden çıkarılması, yapay zekâ çalışmalarında alıp başını gitmiş ülkelerin ve şirketlerin dijital bir diktatörlüğü uygulamaya koyması, sokaktaki insanın zihninin çeşitli yollarla ve mütamadiyen manipüle edilmesi hatta “hacklenmesi” gibi tehditler, şimdilik öngörülebilen tehditlerin bir kısmı.
“Hacklenmiş” bir zihnin hürce düşünmesi mümkün olmayacak.
“Hacklenmiş” bir zihnin hürce düşünmesi mümkün olmayacak.

İşin dilemması belki de şurada: Yapay zekâ çalışmaları sayesinde, birçok işi yapay zekâ üstleneceği için, birçok insana da yeterince boş vakit kalacak. Ama bu “gelişme”, insanın düşüncesini, More’un ifadesiyle, hürce geliştirmesine hizmet etmek yerine, aksine düşüncesini yapay zekânın manipülasyonlarına açık hâle getirebilecek. “Hacklenmiş” bir zihnin hürce düşünmesi mümkün olmayacak.

Nihayet’in bu sayısında, yapay zekânın geleceğine dair bu ve benzeri bazı sorular sormaya ve bu sorulara bazı cevaplar aramaya çalıştık.

Hazırlıklar sırasında gördük ki, yapay zekâ-sanat, yapay zekâ-ahlak, yapay zekâ-özgürlük gibi başlıklarda ülkemizde yapılan çalışmalar ve tartışmalar son derece kısıtlı. Bu sayımızın, hâlihazırdaki yetersiz literatüre mütevazı bir katkı yapmasını dileriz.

*Kabul ediyoruz, yapay zekâzor bir konu.

Sormanıza gerek bile yok: Bize yazı gönderebilirsiniz.