Yayın Dedektifi: Çocuk edebiyatında objektif değerlendirme hedefleniyor

Dilek Ülker.
Dilek Ülker.

Yayın Dedektifi, çocukları, ebeveynleri ve öğretmenleri nitelikli çocuk edebiyatı eserleriyle buluşturmayı hedefleyen bir grup gönüllünün üretimi olan bir web sitesi. Çalışmalarını 2019 yılından beri ilmek ilmek işliyor, gelişiyor ve büyüyorlar. Yayın Dedektifi editörlerinden Dilek Ülker ile pek çok ailenin ve eğitimcinin işini kolaylaştıracak projenin detaylarını konuştuk.

Yayın Dedektifi’nin ortaya çıkış hikâyesinden bahsedebilir misiniz?

Yayın Dedektifi’ni oluşturan fikirler 2019 yılında ortaya çıktı. O yıl Konya’da bir aile çalıştayı yapılmıştı ve farklı masalarda ailenin korunmasına dair sorunlar ve çözüm önerileri tartışılmıştı. Bu çalıştayın eğitim, medya ve akademinin tartışıldığı masalarında çocuklarımıza nitelikli kitaplar okutmalıyız ve bu kitapları tanıtabilecek uygun bir platform kurmalıyız gibi ortak birtakım görüşler vardı. Hepimizin bireysel çalışmaları olmasına rağmen bir kenara bırakıp güçlerimizi Yayın Dedektifi çatısı altında toplamaya karar verdik. Bu projenin bir çalıştayın meyvesi olarak “Ailemizi korumak için neler yapabiliriz?” sorusuna üretilmiş bir cevap mahiyetinde ortaya çıktığını söyleyebiliriz.

Akabindeki süreç nasıl ilerliyor peki? “Yayın Dedektifi” ne zamandan beri faaliyet gösteriyor?

Fikir ortaya çıkar çıkmaz direkt çalışmalara başladık. Sonrasında uzun bir süre ekibin ortak bir paydada buluşabilmesi ve kendimizi geliştirebilmek adına uzmanlardan, çocuk edebiyatı ve yayıncılık ile ilgilenen birçok isimden eğitim aldık. Yayın Dedektifi denildiği zaman ayakları yere sağlam basan bir kuruluş olduğunu hissettirebilmek adına çalıştık. 2020’den itibaren her hafta bir araya gelerek kitap tahlilleri yaptık. Yayına çıkmadan önce çok sayıda çocuk kitabı okuduk. Çünkü takipçilerimizin huzuruna belli bir sayıda kitap değerlendirmesi ile çıkmamız gerekiyordu. Bizim dikkat ettiğimiz çizgilere özgü bir ölçeğe ihtiyacımız vardı. Ölçme ve değerlendirme uzmanlarımız ile çocuk edebiyatının ilkelerini referans alarak kendimize, güvenilirliği test edilmiş bir ölçek hazırladık. Ve sonrasında bu ölçeğe uygun olarak eserleri değerlendirdik. “Evet, oldu. Artık yayın hayatına başlayabiliriz.” dediğimiz tarih 1 Ocak 2023’tü. Yani 3 yıl boyunca eğitim, ölçek hazırlama, kitap değerlendirme, her hafta düzenli olarak bir araya gelip kitap içeriği analiz etme yapıldı.

“Dedektif, çocuk edebiyatına senin baktığın yerden bakmaz. Benim baktığım yerden de… Onu özgün ve sıra dışı kılan da bu.” diyorsunuz. Yayın Dedektifi çocuk edebiyatına nasıl bakar?

Bu ifade, aslında bizim kitap değerlendirme sürecine ne kadar objektif bir şekilde yaklaştığımızı ifade etmek üzerine kurulu. Biz herhangi bir yayınevine, yazara iltimas geçmek veya herhangi bir yayınevini, yazarı hedefe oturtmak gibi bir gaye içerisinde değiliz. Bizim öncelikli hedefimiz çocukları, nitelikli çocuk edebiyatı eserleri ile buluşturmak. Bir hocamız “Kitap okumayı sevmeyen çocuk yoktur. Henüz doğru kitap ile tanışmamış çocuk vardır.” derdi. Biz bu yolda bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.

Çocuklarımızı doğru kitaplarla buluşturabilecek kitap çeşitliliğini, nitelikli eserleri ebeveynlerimize ve öğretmen arkadaşlarımıza sunmaya çalışıyoruz. Bu aşamada objektif olabilmek adına da herhangi bir şekilde karalama kampanyası yapmadan, nesnel bir şekilde, birbirimizi besleyerek, çocuk edebiyatına yaklaşım esaslarını temel alarak değerlendirme yapmaya gayret ediyoruz. Kitapları yayına almadan önce bir kitabın en az üç farklı editör tarafından değerlendirilmesi gerekiyor. Bu aslında bir kitaba ne kadar objektif yaklaşabilmeyi hedeflediğimizi gösteriyor. Bu bizim temel kriterimiz. Şu anda 540’ın üzerinde yayında olan kitabımız var. Bu 540 kitap 2000’nin üzerinde değerlendirme almış demek oluyor. Yani birden fazla yayın kurulu ekibi tarafından değerlendirilmiş demek. Fikirsel anlamda birbirimizi besliyoruz ama özgünlüklerimizi de koruyoruz. Ve yer almayı amaçladığımız tek taraf çocukların yanı.

“Kırmızı çizgi” olarak belirttiğiniz bazı kitaplar var. Hangi kitaplar Yayın Dedektifi’nin kırmızı çizgisine takılıyor?

Çocukları nitelikli çocuk edebiyatı eserleriyle buluşturma sürecinde bir dedektif titizliğiyle çalışırken tabii ki süzgecimize takılan bazı eserler oluyor. Kırmızı çizgiden önce olumsuz içeriğe değinmek istiyorum. Biz bir kitabı değerlendirirken ileti aşamasında kitabın kazanımlarını belirledikten sonra varsa kitabın olumsuz içeriklerini not düşüyoruz. Olumsuz içerik derken “Bu kitapta olumsuz içerik var. Bu kitabı kesinlikle okumayın.” demiyoruz. Kitap çok kaliteli olsa da her ailenin hassasiyet derecesi farklı olabiliyor. Bir aile kitapta gördüğü bir argo kelimeyi çok önemsemezken başka bir aile çocuğunun bununla karşılaşmasını istemiyor olabilir. Bu ailelerin de hassasiyetlerini göz önünde bulundurmak adına biz olumsuz içerikleri not düşüyoruz. Birinci olarak olumsuz içeriğin çatışma ürünü olarak kurulup kurulmadığına bakıyoruz. Eğer çatışmayı kurguyu güçlendirmek adına kullanılmışsa bizim için bu durum bir yere kadar kabul edilebilir durumda yer alıyor. Bizim için sorun olan olumsuz içeriğin olumlanmış olması ya da model kahraman dediğimiz ana karakter tarafından teşvik edici şekilde sergilenmesi. Eğer içeriğe bu şekilde yerleştirilmiş bir olumsuz içerik var ise ebeveyn ve eğitimcilere bu durumu bildiriyoruz.

Kırmızı çizgi dediğimiz kategoriye daha titiz yaklaşıyoruz. Başta da belirttiğim gibi Yayın Dedektifi’nin başlangıç serüveni, ailenin korunması ile ilgili bir çalıştayın neticesinde gerçekleşti. Kırmızı çizgi dediğimiz içerikler; ırkçılık, ideolojileşmiş cinsiyetçi yaklaşımlar ya da milli ve manevi değerlerimizi tahkir etmek olabilir. Bunlar bizim çizgimizi aşan eserler. Sitemizde dört tane kırmızı içerikli eserimiz var. Sitemize 540 tane eser girmişiz ve bunlardan sadece dört tanesi kırmızı içerikli eser. Burada bir pozitif psikoloji uyguluyoruz, daha iyi olan eserleri ön plana çıkarmaya, iyiyi güçlendirmeye çalışıyoruz. Olumsuz bir durumla karşılaştığımız zaman da bunu bizi takip eden takipçilerimize sunmakla yükümlü olduğumuzu düşünüyoruz. Kırmızı içerik olarak siteye eklediğimiz kitaplardan satışta olmayanlar da var. Fakat bu eserler hâlen çocuk kütüphanelerinde veya okul sınıf kitaplığında olabiliyor. Çünkü biliyorsunuz sınıf kitaplığı genelde aileler ya da öğrenciler tarafından bağış yoluyla oluşturuluyor. Biz bu durumda takipçilerimizi uyarıyoruz ki topyekün bir farkındalık oluşabilsin.

Sizin 5 puanlık bir değerlendirme ölçeğiniz var. Kitap değerlendirme politikanızdan bahsedebilir misiniz?

Bir kitabı elimize aldığımızda, önce kitabın yaşa uygunluğunu tespit ediyoruz. Bunu tespit edebilmek için de genelgeçer çocuk edebiyatı referanslarını dikkate alarak, kitabın biçimsel özelliklerini; boyutu, ölçüsü, yazı/metin oranı, resimleme oranı, yazının puntosu, iletisi gibi özellikleri inceliyoruz. Bunu bir kenara bıraktıktan sonra kitabın içeriğine bakıyoruz. Kitap resimli mi, resimsiz mi, az resimli mi? Ya da sessiz kitap mı? Çünkü her birinin ayrı bir ölçeği var. Yani resimli bir kitabı resimsiz kitap ölçeğiyle değerlendirmek değerlendirmeyi doğru bulmuyoruz. Değerlendirme aşamamamız da 3 kategoriden oluşuyor. Birinci kategoride ileti dediğimiz bir basamak var. Burada kazanımları ele alıyoruz. Bahsettiğim kırmızı ya da olumsuz içerikleri burada tespit ediyoruz. İleti bölümünde “Büyüklere Not” dediğimiz bir kısım var. Eğer bir kitaba olumsuz içerik girmişsek bunu gerekçelendirmemiz gerekiyor. “Şu sayfada şu ifadelerden dolayı şu olumsuz içeriği seçtik.” diyerek gerekçelendiriyoruz. Kitabın kazanımlarını destekleyecek alternatif bir animasyon ya da bir oyun etkinlik tavsiyemiz varsa bunu da oraya not düşüyoruz. İleti kısmını Sizin 5 puanlık bir değerlendirme ölçeğiniz var. Kitap değerlendirme politikanızdan bahsedebilir misiniz? Bir kitabı elimize aldığımızda, önce kitabın yaşa uygunluğunu tespit ediyoruz. Bunu tespit edebilmek için de genelgeçer çocuk edebiyatı referanslarını dikkate alarak, kitabın biçimsel özelliklerini; boyutu, ölçüsü, yazı/metin oranı, resimleme oranı, yazının puntosu, iletisi gibi özellikleri inceliyoruz. Bunu bir kenara bıraktıktan sonra kitabın içeriğine bakıyoruz. Kitap resimli mi, resimsiz mi, az resimli mi? Ya da sessiz kitap mı? Çünkü her birinin ayrı bir ölçeği var. Yani resimli bir kitabı resimsiz kitap ölçeğiyle değerlendirmek değerlendirmeyi doğru bulmuyoruz. Değerlendirme aşamamamız da 3 kategoriden oluşuyor. Birinci kategoride ileti dediğimiz bir basamak var. Burada kazanımları ele alıyoruz. Bahsettiğim kırmızı ya da olumsuz içerikleri burada tespit ediyoruz. İleti bölümünde “Büyüklere Not” dediğimiz bir kısım var. Eğer bir kitaba olumsuz içerik girmişsek bunu gerekçelendirmemiz gerekiyor. “Şu sayfada şu ifadelerden dolayı şu olumsuz içeriği seçtik.” diyerek gerekçelendiriyoruz. Kitabın kazanımlarını destekleyecek alternatif bir animasyon ya da bir oyun etkinlik tavsiyemiz varsa bunu da oraya not düşüyoruz. İleti kısmını tamamladıktan sonra aslında burada kitabın az buçuk skoru belli oluyor. Bir kitabın fazla sayıda kazanımının olması aslında o kitabı daha değerli yapmıyor. Bizim burada esas dikkat ettiğimiz şey yazarın ya da çizerin kazanımı nasıl ele aldığı. Bu bizim için çok önemli. İleti kısmını tamamladıktan sonra dil ve anlatım bölümüne geçiyoruz. Burada da yazım hatalarını kontrol ediyoruz. Kitabı okurken belli bir orandan daha fazla yazım hatası yapılmışsa bunları belirtiyoruz. Daha sonrasında dilinin duruluğuna, akıcılığına, kurgunun sürükleyiciliğine bakıyoruz. Son olarak görsel değerlendirme yapıyoruz. Resimlemeler çocukların hayal gücünü geliştirici nitelikte mi, sanatsal özgünlük taşıyor mu, medya okur-yazarlığı gibi birtakım özellikler beceriler kazandırabiliyor mu gibi kriterlere baktıktan sonra ortalaması alınarak 5 üzerinden bir skor verilmiş oluyor. Kitap değerlendirme sürecimiz bu şekilde tamamlanmış oluyor.

Kurmuş olduğunuz Editör Okulu’nu da sizden dinlemek isterim.

Bize ekibe katılımın mümkün olup olmadığına dair çok fazla mesaj geliyor. Mümkün ama biraz zorlu bir süreç. Çünkü gerçekten titiz çalışıyoruz. Ve bu titiz çalışmaya dâhil olabilecek arkadaşlarımızı da belirli bir eğitim sürecinden geçiriyoruz. Biz de belli bir eğitim sürecinden geçerek bu aşamaya geldik. Beraber çalışacağımız arkadaşlarımızın da “Editör Okulu” adı verdiğimiz bir eğitim paketini tamamlamalarını bekliyoruz. Editör Okulu’na dahil olan arkadaşlar bir kitabın mutfağından başlayıp tezgâhlarda yer almasına kadar geçen aşamalara dair farklı eğitim süreçlerinden geçiyorlar. Bu eğitim paketini tamamlayan editör adayları sürecin sonunda bir değerlendirme ödevi hazırlayarak nihai değerlendirmeye tabi tutuluyor. Değerlendirme sürecini geçtikten sonra da yeni arkadaşlarımızı ekibimize dâhil ediyoruz. 6 arkadaşımız bu şekilde aramızda katıldı. Fakat bu iş tamamen gönüllülük esaslı işliyor. Aslında her birimizin büyük bir zamanını kaplayan farklı meslekleri var. Bu işlerimizi devam ettirirken aynı zamanda günün belli bir saatini “Yayın Dedektifi” için ayırıyoruz. Bu anlamda Editör Okulu da bizim için belirli bir zaman ve emek isteyen bir program. İhtiyaç duyduğumuz zamanlarda editör okulunu açıyoruz. Bizler gelip geçiciyiz. Aslında buradaki niyetimiz işi bizden sonraki nesille birlikte devam edebilmek, onlara devredebilmek, ve Yayın Dedektifi’ni onlarla uzun ömürlü kılabilmek. Sayımızı artırarak daha çok kitaba ulaşalım ki bizim sayemizde daha çok çocuk daha çok nitelikli kitaba ulaşabilsin.

Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.