Acaibü’l Mahlukat Atölyesi

Dememiz o ki, ölen hayvan imiş, arketipler ölesi değil!
Dememiz o ki, ölen hayvan imiş, arketipler ölesi değil!

Post Öykü’nün her sayısında, bir masal yaratığının tanıtıcı metnini yayımlayacağız; bu karakterin öyküsünü yazmanızı istiyoruz sizden. Bir sonraki sayımızda yayımlanmak üzere…

Ocağın etrafında toplaşıp ninesinin sesinden masallar dinleyenler dünyadaki günlerini sürdüler. Bizse az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik, bu günlere eriştik. Öykü durur mu o da gitti, pek badireler atlattı, pek vadiler aştı. Arada bir çığır açıldığı olduysa da, masalların o eskimeyen sesi dönüşerek öykülerde kendine yer edinmeyi daima başardı. Epiğin güçlü kökleri süzüle süzüle ince ve zarif yapraklara dönüştüler. Mitler ve masallardaki kahramanlar don değiştirip üzerlerine zamanımızın kıyafetlerini geçirdiler. Kahramanlar değişir de yaratıklar durur mu? Devler, umacılar, ejderhalar, alageyikler, peri kızları, gulyabaniler tebdil-i kıyafet eylediler.

Dememiz o ki, ölen hayvan imiş, arketipler ölesi değil!

Elbette oturup masalları yeniden yazacak değiliz. Yine de, masal yaratıklarını kullanarak bugün nasıl öyküler yazılır onu merak ediyoruz ve bu fikir bizi çok heyecanlandırıyor.

Post Öykü’nün her sayısında, bir masal yaratığının tanıtıcı metnini yayımlayacağız; bu karakterin öyküsünü yazmanızı istiyoruz sizden. Bir sonraki sayımızda yayımlanmak üzere…

Anlayacağınız;

“Mahlukat masallardan, öyküler sizden!”