Altı kitap 6 öykü

Altı kitap 6 öykü.
Altı kitap 6 öykü.

Atmosferi kurarken kullandığı dil hem sade hem şiirsel hem de ironik. Bu üçünü bir arada barındıran kendine has bir üslup onunkisi. Acıyı, iletişimsizliği, yabancılaşmayı anlatırken arka planda hissettirdiği öfke ise Esra Demirci öyküsünün dinamik unsuru. Yazar, daha ilk kitabından kalıcı olacağının sinyallerini veriyor.

Öykülerini dergilerden takip ettiğimiz Esra Demirci’nin ilk kitabı Kıyı, nihayet Hece Yayınları’ndan çıktı. Demirci, küçük anlar için deklanşörüne basarken, derinliği tek karede dahi hissettirebilen bir kalem.

Atmosferi kurarken kullandığı dil hem sade hem şiirsel hem de ironik.

Bu üçünü bir arada barındıran kendine has bir üslup onunkisi. Acıyı, iletişimsizliği, yabancılaşmayı anlatırken arka planda hissettirdiği öfke ise Esra Demirci öyküsünün dinamik unsuru.

Yazar, daha ilk kitabından kalıcı olacağının sinyallerini veriyor. Kalemine bereket…

Kıyı, Esra Demirci, Hece Yayınları

  • “Günleri değil anları hatırlarız,” der Pavese. Öyledir, insanın hayatında takılıp kaldığı anlar vardır, gelir gider o sayfayı açarlar. Kaldığımız Yer de işte o sayfaların hikayelerinden müteşekkil. Behçet Çelik, insan hayatının o geri dönüşsüz, belirleyici, kırılgan anlarını merkeze alan öyküler derlemiş. İlk bölümdeki öykülerin kahramanlarının o geri dönüşsüz anları savaşlardan, katliamlardan, göçlerden kaynaklanırken, ikinci bölümdeki kırılgan anlar daha varoluşsal bir yerden neşet ediyor. Behçet Çelik bu anları zengin bir dil ile incelikli anlatımın içine gizlemeyi başarmış
  • Kaldığımız Yer, Behçet Çelik, Can Yayınları

Alexander Pechmann’nın 2007 yılında yayımlanan Kayıp Kitaplar Kütüphanesi Can Yayınları etiketiyle Türkçe’ye çevrildi
Alexander Pechmann’nın 2007 yılında yayımlanan Kayıp Kitaplar Kütüphanesi Can Yayınları etiketiyle Türkçe’ye çevrildi

Alexander Pechmann’nın 2007 yılında yayımlanan Kayıp Kitaplar Kütüphanesi Can Yayınları etiketiyle Türkçe’ye çevrildi. Kitap yazarların ve eserlerin kaderlerinin de edebiyata dahil olduğunu bir kere daha bize hatırlatıyor.

Her ne kadar bir edebiyat tarihi incelemesi olsa da yarı kurmaca bir metin. Sizi Kayıp Kitaplar Kütüphanesi’nde gezdirecek olan görevlinin çağrısına kulak verelim: “Kişilerin dikkatini Jorge Luis Borges’in, kütüphanemizin giriş kapısının üzerinde yer alan cümlesine çekmek isterim”

Burada Borges’in cümlesini zikretmeyelim ama tavsiyede bulunalım; rehberin peşine takılın merakınıza merak katacak şeyler öğreneceksiniz Rehber sizi bekliyor!

Kayıp Kitaplar Kütüphanesi, A. Pechmann, Can Yayınları

  • Öykümüzün İzinde, öykünün gelişimini ilk örneklerinden 2000’li yıllara kadar dört ana döneme ayırarak inceliyor: “Batılı Tarz Denemeleri”, “Dış Gerçekçilik”, “Varoluşçuluk” ve “Öyküyü Bir Metin Olarak Görme.” Karşılaştırmalar, çapraz okumalar, zengin referans ağıyla örülen incelikli metinler okuru bekliyor. Üzerinde daha önce çok durulmamış fantastiğin öyküdeki karşılığını takip başlıklarından birinde tespit ediyor: “Öykücüler eski uzun yollara tekrar çıkmışlardır: İster metro ve deveyle, ister Lokman Hekim ve Hızır’la, ister kuşlarla.”
  • Öykümüzün İzinde, Ertan Örgen, İz Yayıncılık

İsmini duyduğunuz anda “Ya ne güzel romandı!” dedirten mizahi eser. İki ihtiyarın, -biri bilimkurgu yazarı, biri de araba satıcısı- başından geçen, “Kahrol Amerikan rüyası” tadında, mutlak eğlenceli ve çoğu zaman gayri ciddi serüven.

Kitapta, dönemin bütün toplumsal fenalıklarını, kullandığı temiz dille masaya yatıran yazarı iyi takip edin, sabrı tükendiği anda o heyecanla maceraya bodoslama daldığını yakalayacaksınız.

Kurt Vonnegut’ın araya kendi çizimlerini de serpiştirerek boyut kazandırdığı roman uzun bir aradan sonra tekrar okurla buluşuyor.

Şampiyonların Kahvaltısı, Kurt Vonnegut, April Yayıncılık

  • Farklı bakış açılarından, çarpıcı karakterler eşliğinde hikayelerini anlatma yolunu seçmiş İsmail Pelit Şeytanın Sevdiği Ayetler’de. Kırk altı öykünün yer aldığı kitaptaki kimi uzun sayılabilecek öyküler kitabı bir köşeye atmanız için sebep teşkil etmiyor; bu önemli bir şey! Öykünün nakavt edici etkisinden bahsedilir ya hani; işte bu kitapta İsmail Pelit sık sık sizi yere sermek için taktikler geliştirmiş. Şaşırdığınızda, gördükleriniz her zamankinden farklı bir hal alıyor, belli ki amaç da bu. İsmail Pelit’i takip edenler için beklentileri fazlasıyla karşılayacak bir kitap olduğunun notunu düştükten sonra ilk kez tanışacaklar için “önce bir karıştırın öyküleri sonra da sıkı durun” tavsiyesini verebiliriz.
  • Şeytanın Sevdiği Ayetler, İsmail Pelit, Raskol’un Baltası