Altı kitap 6 öykü

Hayali bir kentte sıkışıp kalmış, hayali bir otoritenin baskısında yaşayan bir insanın hikâyeleri, kitabın çatısını oluşturuyor.
Hayali bir kentte sıkışıp kalmış, hayali bir otoritenin baskısında yaşayan bir insanın hikâyeleri, kitabın çatısını oluşturuyor.

Çok değil, on öyküden oluşan kitabıyla Kâmil Erdem yaşanmış şeyleri, kimi zaman pastel renklerle otantik bir havada anlatmış, kimi zaman da koyu renklerle kapitalist sistemi eleştirmiş ve öykülerini yazmış. Bizlere de ritmi hep aynı seyreden öyküleri okuması kalmış.

BIR KIRIK SEGÂH - KÂMIL ERDEM SEL YAYINLARI
BIR KIRIK SEGÂH - KÂMIL ERDEM SEL YAYINLARI

Kimi öyküler çok uzun, uzzuuunnnn. Neden mi böyle başladık sevgili okur? Tek bir cümlenin on satırdan oluşması sonrasında, böyle başlamaktan kendimizi alıkoyamadık. Uzun öykü ve cümleler haliyle bol betimleme ve zincirleme isim tamlamalarını da beraberinde getirmiş. Karakterlerin diyaloğu mu, yok demeyeceğimiz kadar var. Bu bolluklar öykülerin çoğunluğunda, birden çok mekanın da kullanılmasını da gerektirmiş. Evdeyken birden kahvede buluyorsunuz kendinizi, köydeyken şehirde, yoldayken mezarda. Çok mekan ve çok insan da, çok meslek demek olmuş tabii. Bir satırda kahveci, öteki satırda madenci, bir sayfada öğretmen, öbür sayfada şirket sahibi öykülerin içinde belirmiş. Daha önce hiç bu kadar çok hayvan, bitki, gök cisimleri, meslek ve mekanın iç içe geçtiğini görmediğimiz öykülerle karşılaştık sevgili okur.

Hatta üşenmeyip altlarını çizip, üç aşağı beş yukarı sayısını hesapladık. Tabii ki bu sayıları sizle paylaşmayacağız. Çünkü sizden kimisi didaktik yapıda olan öyküleri okumanızı, Pir Sultan gibi tarihi şahsiyetlerle karşılaşmanızı, bol musikili satırlar arasında dans etmenizi ve bir ressamın tuval üzerinde oradan oraya savurduğu fırçasının ahengini okuyarak görmenizi rica edeceğiz. Çok değil, on öyküden oluşan kitabıyla Kâmil Erdem yaşanmış şeyleri, kimi zaman pastel renklerle otantik bir havada anlatmış, kimi zaman da koyu renklerle kapitalist sistemi eleştirmiş ve öykülerini yazmış. Bizlere de ritmi hep aynı seyreden öyküleri okuması kalmış.

  • SALYANGOZLAR SANDALYELER BULUTLAR DENIZ KARANFIL - CAN YAYINLARI
  • 1986 doğumlu Deniz Karanfil, 2012 yılında Cemal Süreya Şiir ödülünü alıp aynı yıl başka bir dosyayla da Turgut Uyar Şiir Ödülleri'nde üçüncü olmuştu. Şiirdeki bu başarısını öyküye de taşıyacak gibi duruyor. Can Yayınları'ndan çıkan Salyangozlar Sandalyeler Bulutlar kitabında şiir dilini öyküsüne de ustalıkla taşımış durumda. On dört kısa öyküden oluşan kitaptaki her öykünün atmosferi o kadar iyi yaratılmış ki, dilin de şiirselliğiyle okuru hemen içine alıyor. Yaşamlarındaki acıları, düşleri sayesinde yenmeye çalışan; olumsuzlukların grisinde her şeye rağmen renklere dokunmak isteyen insanın öykülerini merkeze almış durumda. Deniz Karanfil'in öykülerinde şiirsellik, kadim masallarla birleştiğinde öykü kendini okura iyice açıyor. Hem dildeki başarısı hem de anlattığı hikâyelerin gücüyle son dönemin en iyi öykü kitaplarından diyebiliriz.

IÇERIYE BAKAN KIM? - MEHMET GÜNSÜR EVEREST YAYINLARI1995'te ilk kez yayımladığı öykülerinin üzerinden dokuz, 2003'te Sait Faik Öykü Ödülüne layık görülmesinin üzerinden de henüz bir sene geçmişken hayatını kaybeden bir isim Mehmet Günsur. Kısa bir süre tanık olmuş yazdıklarının karşılık bulmasına. Okurda buz dağının görünmeyen kısmının çok derin olduğu hissini bırakan sade ve temiz öyküler kaleme almış yazar. Ferit Edgü'nün deyimiyle "Ben, onun öykülerinde, söylemeden söylediği şeyleri seviyorum."Mehmet Günsur'un kısa yazın hayatına sığdırdığı iki öykü kitabını birleştiren toplu öyküleri İçeriye Bakan Kim? Everest Yayınları etiketiyle raflarda.

  • N KENTINDE SIRADAN BIR GÜN- FERDI AMCA KI YAYINLARI
  • Ferdi Amca'ya Yumuşak Ge dergisi zamanından aşinayız. Muzip ve duygusal ritmi aynı anda hissettirebilen, temiz bir kalemi var. Çok okuyan, çok biriktiren bir insanın öykülerini okuduğunuzu anlayabiliyorsunuz. Ferdi Amca'nın ilk kitabı N Kentinde Sıradan Bir Gün, -Ki Yayınları etiketiyle okura sunulmuş. Hayali bir kentte sıkışıp kalmış, hayali bir otoritenin baskısında yaşayan bir insanın hikâyeleri, kitabın çatısını oluşturuyor. Hayırlı olsun, okuru bol olsun.

OH KAOS - KAAN BURAK ŞEN KÜSÜRAT YAYINLARI
OH KAOS - KAAN BURAK ŞEN KÜSÜRAT YAYINLARI

Yazdıklarına İzdiham'dan aşina olduğumuz, aslen senarist ve yönetmen Kaan Burak Şen'in ilk kitabı Oh Kaos, Küsürat Yayınları'ndan çıktı. Kıvrak dili, kıvamında üslubuyla gündelik hayata yamuk bakan genç yazar eğlenceli bir okuma vadediyor. Absürde yaslanan anlatısının yanında, hayatı "Misafir olarak geldiğimiz eve çekyat alma çabası" olarak tanımlaması gibi irfani tespitler de göze çarpıyor. Kendisi Oh Kaos'u "İlk ve muhtemelen son kitabım" diye tanıtsa da son olmamasını diliyoruz.

  • KONUŞAN ÖYKÜLER - YUSUF REHA ALP KÜSÜRAT YAYINLARI
  • Konuşan Öyküler'in hayatın nabzını tutan, insanları tanıyan bir yazarın kaleminden çıktığı anlaşılıyor. Otobüs, cami, park gibi umumi mekânlar seçiyor yazar insanları için. Buralardan çekip çıkardığı öyküler samimi. Burak Aksak editörlüğünde Küsürat Yayınları'ndan çıkan Konuşan Öyküler, Yusuf Reha Alp'in ikinci öykü kitabı.