Düşgörü

Borges
Borges

Sekizinci masanın da katılımıyla at yarışı bahisleri toplandı, o sırada burçak tam bir dönüşüm geçirerek amerikan donanma filmlerindeki hemşire oldu. Bütün cazibesiyle salona bahisler kapandı anonsu yaptı. Hastanın beyni artık hazırdı, rüya ikinci aşamaya yani yarışa geçebilirdi.

“Düş tadında bir öykü yazmak istedim hep.” Borges

1

Doktor bey hastamız hazır, dedi, fazlaca sarışın bir burçak. Saçları o kadar açık sarıydı ki Dirk Kuyt’ın çocuğu sanırdınız. -belki de öyleydi- doktor, tamam hemen geliyorum yavrum, dedi. Doktorun burçağa yavrum demesi, burçaktan yaşça fazla olmasına verilebilirdi, ancak yavrum kelimesinin ‘v’sinde, doktorun ağzından çıkarken pek hoş olmayan üstdiş-altdudak akrabalığı mevcut olmuş ve bu durum da genç burçağımızı hayli tedirgin etmişti. burçak tamam efendim dedi ve çekildi. O sırada hakkında bolca suizan etmiş bulunduğumuz yaşlı doktor Orbis Tetrius ellerini lavaboya götürdü, avuçları aşağıya bakacak şekilde, ellerini dirsek hizasından yukarıya kaldırmadan ve parmak aralarına itina etmeyi de unutmadan bir abdest nizamıyla ameliyat öncesi vücut taharetini tamamladı. Hemen sonra doktor Tetrius kısa süreli bir postacı yürüyüşüyle kumarhaneye yöneldi. Kumarhanenin kapısı tam olarak şöyleydi:

İllustrasyon: Sancar Dalman
İllustrasyon: Sancar Dalman

İçerisi sadece tek taraftan ışık alıyordu. çokça masa mevcuttu ve masalar doluydu. Masa örtüleri, sandalyeler ve tabii ki küllükler bir mahalle kahvesini anımsat. Hayır, bizzat öyleydi. kumarhanenin aksi tarafından -ışık alan taraf değil- duvarda dev bir televizyon kablolarla yarı çıplak bir adama ense kökünden bağlıydı. Adam ameliyat masasında sessiz sedasız yatıyordu. Doktor Tetrius içeri girdiğinde ilk önce her masadan Tetrius’a birer klark geldi, sonra sekizinci masa hariç herkes oynadığı kumarı bırakıp sandalyesini televizyonun olduğu yöne doğru çevirdi. Doktor ameliyat masasındaki hastanın yanına yaklaştı, hasta mısın olum sen. Hastasıyım doktor abi çok seviyorum at yarışını, bırakamadım şu illeti. Ee tamam, kızım ben nevaleyi hazırlarken, sen hastayı uyut.

Burçak başıyla onayladı. Hasta baygınken rahat nefes alabilmesi için oksijen maskesini hastanın yüzüne geçirdi, sağ koluna serum yolunu açtı ve o yoldan hastaya narkozu verdi. şimdi, dedi doktor. Ondan geriye saymanı istiyorum. On, dedi hasta, dokuz, sekiz, ye. Yediden aşağıya inenini görmedim, dedi doktor. Hazırladığı sarı renkli serumu -nevale dedikleri buydu- hemşire burçağa verdi. Ve böylece doktor Tetrius da kumarbazlar arasında yerini -protokol- aldı. Serum vücuda girdikçe televizyonda belli belirsiz görüntüler ortaya çıkmaya başladı ve yavaş yavaş netleşti. Güzel burçağımız bu sefer de eline aldığı mikrofonla kürsüye geçti. evet, dedi. Görüntümüz de artık geldiğine göre bahisleri almaya başlayabiliriz. Televizyondaki görüntü tam olarak olmasa da, neredeyse şöyleydi:

İllustrasyon: Sancar Dalman
İllustrasyon: Sancar Dalman

Burçak kürsüye çıktıktan sonra dudağında akıl almaz koyulukta kırmızı bir ruj belirmişti. Henüz oynadığı kumarı bırakmamış olan sekizinci masadaki ben bile bir an dönüp kovboy şapkamın altından burçağa bakmış, bütün konsantrasyonumun yerle yeksan olmasına müsamaha göstermiştim. Şaka yaptım sevgili okur, ben bu oyunun içinde yokum, sadece burçağın rujundaki zehirli elma etkisini dile getirmek istedim ve ayrıca piyeste ben olmasam da kumarımı kovboy şapkalı delikanlı üzerine oynuyorum. Evet, dedi burçak, atların bilgileri şu anda skorboarda düştü, bahisler açılmıştır.

bahisler toplanırken sekizinci masada olanlar

Masa no: 08

Oyun: poker -texashold’em-

Oyuncu nüfusu: 04

Yancı nüfusu oyun başlangıcı: 00

Yancı nüfusu oyun sonu: 09

Sekizinci masada oyuncular ve konumlar şöyleydi; masanın bir yanında kovboy şapkalı ve yırtık blucinli silahşor, silahşorun tam karşısında Papaz Judas, solunda Meksikalı Sancho ve sağında da bütün ezilmiş halklar adına Afrikalı kardeşimiz Omenyevu Tatawa oturuyordu. Kartlar dağıtıldı, ortaya daha üçlü açılmadan Afrikalı kardeşimizden hızlı bir pas geldi. Sancho kirli sakalıyla kirli kirli terliyordu. Terledikçe çirkinleşiyor, çirkinleştikçe kendini ele veriyordu. Yine de ilk eli gördü. Ama ortaya açılan üç kağıtla o da pas dedi. Geriye sadece papaz ve silahşor kalmıştı. Rahip konuş, dedi silahşor. Papaz eline güveniyordu, elinde on ve as vardı. Açılan üç karttan sonra yerdeyse sekiz,bacak, kız. Silahşor da arttırdı. Şimdi Sancho dördüncü kağıdı ortaya açarken, papazla silahşor bakıştı. Beni sabırsız sanma silahşor, ben de cambaz sayılırım, dedi kumarbaz papaz. dördüncü kağıt da sekizdi. İkisi de gördü. Sıra son ele geldi. Kumarhanede diğer bahisleri yapanlar, büyük oyun başlamadan, sekizinci masaya bir göz atmaya gelmiş, fevkalade olan heyecana kapılıp sitem dışı yancı oluvermişlerdi. Meksikalı Sancho son kağıdı masaya açarken Türk Edebiyatı, kumarbaz papazın kağıt papaz için Allah’tan medet ummasına şahit oluyordu. Ve son kağıt da sekizdi. Silahşor haince sırıtıyordu. Papaz çılgın bir narayla ayağa fırladı. Silahşor sakindi, kovboy şapkasının önünü hafif yukarı kaldırdı yancıları saydı ve masaya dönerek:

- Bu gece biriniz bana ihanet edecek.¹

2

Sekizinci masanın da katılımıyla at yarışı bahisleri toplandı, o sırada burçak tam bir dönüşüm geçirerek amerikan donanma filmlerindeki hemşire oldu. Bütün cazibesiyle salona bahisler kapandı anonsu yaptı. Hastanın beyni artık hazırdı, rüya ikinci aşamaya yani yarışa geçebilirdi.

Atlar peronlarına girdi ve doktor Tetrius’un silahşorun belindeki tabancayı çekip ateşlemesiyle yarış başladı.

İki numaralı Thierry Henry yarışa hızlı başladı, dokuz atlık yarışta on dört numara yasak olduğu için ona iki numarayı vermişlerdi. Henry’nni hemen yanında start alan üç numaralı Nazlıcan ve beş numaralı Gorbaçov -favori- Henry’i peşi sıra takip eden atlar. Dokuz numaralı Oymapınar, yedi numaralı Roheryn ve sekiz numaralı Susannah’sa yarışı arkadan takip ediyorlar. Ancak en arkada iki boy farkla geride kalmış bir numaralı Kızkardeş var. İlk viraj alınırken dört numaralı Saffet ve sekiz numaralı Susannah atağa kalkıyor. Beş numaralı Gorbaçov bir boy geriledi, altı numaralı Virginia onu hemen yakalıyor. İki at adeta omuz omuza gidiyor. Gorbaçov yarıştan yavaş yavaş düşüyor. Altı numaralı Virginia’dan sonra dokuz numaralı Oymapınar ve hatta bir numaralı kızkardeş de onu arkasına aldı. Gorbaçov hepimizi çok üzdü bugün. Biz Gorbaçov’u anlatırken, iki numaralı Thierry Henry,üç numaralı Nazlıcan ve sekiz numaralı Susannah üçlüsü yarışı kafa kafaya götürüyor. Son viraja girilirken yedi numaralı Roheryn ve dört numaralı Saffet ilk üçlünün iki boy gerisinde kaldı. Şimdi son yüz metreye giriliyor. İki numaralı Thierry Henry,üç numaralı Nazlıcan ve sekiz numaralı Susannah finişe kafa kafaya giriyorlar. Bakalım hastamızın kararı ne olacak. Evet, sekiz numaralı Susannah burun farkıyla yarışı kazandı.

Salonda ölüm sessizliği hakimdi, favori Gorbaçov’un bu kadar erken pes edeceği kimin aklına gelirdi. Tek sırıtan yine silahşordu. Papaz elini havaya kaldırdı ve silahşoru gösterdi. Derhal iki iri kıyım badigart silahşorun başına dikildi. Biri kel diğerinin saçı uzun arkadan at kuyruğu şeklinde bağlıydı. Bu kadar at bir öyküye fazlaydı. Silahşor hemen salonda köşeye bir yere at hırsızı ateşledi. O ateşler ateşlemez diğer badigart irkildi. Bu kadar yeter, diye bağırdı doktor. Anlaşıldı sende düşgörü var, düşleri görebiliyor hatta belki de müdahale edebiliyorsun. Ama burada yeteneğin yasak silahşor. Şimdi cevap ver buraya neden geldin? Aradığın Fyodor’sa buraya daha önce hiç gelmedi, onu hiç görmedik. Silahşor hâlâ sadece sırıtıyordu, bu hareketi artık can sıkıcı bir hâl almıştı. Sonra birden parmakları hızla çalışmaya, aralıksız ateşlemeye başladı. Birkaç saniye içerisinde kumarhanedeki herkes yerde ölü yatıyordu. Bir tek doktor Orbis Tetrius ayaktaydı, onu vurmamıştı. Silahşor ilk kez konuştu, hadi doktor gidiyoruz. Doktor olanların şokunu atlatamamıştı, tek tek etrafındaki ölü bedenlere bakıyor ama kafasını kaldırıp silahşorun yüzüne bakamıyordu. Üçlükle nefes alıp, nereye, dedi. Silahşor her zamanki gibi sakindi, çünkü bu onun oyunuydu. İlk önce eline bir sigara ateşledi o kadar hızlı ateşledi ki sigarayı, eline geldiğinde kibrite ya da çakmağa ihtiyaç kalmamıştı. Sonra sigaradan derin bir nefes çekti ve anlattı. Benim öyküm burada bitti doktor, seni aldığım yere Borges’e geri götürüyorum.

  • 1 poker, öykü yazılırken, oynanmış ve sayılar bu şekilde elde edilmiştir.