Gagarin Aile Paradoksu

Yürüüüü be Gagarin, hadi be oğlum, hadiii be oğlum, hadi beeee oğlum. Bağırarak uyandı. Tek uyanan kendisi olmamıştı. Karısı homurdanarak kalktı. “Yine mi be Yurii!” diye kükredi. Yastığı alıp kapıya doğru fırlattı. Gagarin mesajı almıştı. Yataktan sessizce doğruldu. Yerdeki yastığı kolunun altına sıkıştırdı.

Parmak uçlarında salondaki kanepenin yolunu tuttu. Akşam yemeğinde karısı parasızlıktan, kaç aydır istediği o yeni tencereleri neden hâlâ almadığından ve bu ikisinin çeşitli sıralamalarını defalarca konuşup durmuştu.

Gagarin 10 yaşından beri aynı şeyi düşünüyordu. Ya da ilk olarak 10 yaşında aklına düşmüştü bu fikir. Doğup büyüdüğü köyde hiç görmemişti. İlk kez şehre gittiği 10 yaşında o devasa hayvanla karşılaştı. Mitolojiden dört nala gelmiş gibiydi.

Ufak tefek bir şey olan Gagarin için at, masallardaki dev gibi bir şeydi. Tabiatı gereği para kaybetmeye düşkün olan küçük Yuri, bunlardan bir sürü olabilir mi dünyada diye düşünmüştü. “Bir şey sorabilir miyim?” diye yöneldi at arabasının sürücüsüne. “Dünyada bunlardan çok var mı?” Evet demişti kaptan. Gagarin şöyle bir şey hayal etmişti:

Bir sürü at yan yana. Silah sesiyle koşmaya başlıyorlar. Ve sen kazanacak ata para yatırıyorsun. Gagarin’in bilmediği ise evrenin uzak bir köşesinde ortaya çıkan bir teori ölmeden önce aklında her ne varsa o senin cennetine dönüşür, der.

Yuri salona gittiğinde telefon lambasının yanıp söndüğünü gördü. Zili bozulmuştu. Çaldığını anlamanın tek yolu gece vakti şans eseri yanından geçip cılız ışığı fark etmekti. “Alo,” dedi. Sesi yeni uyanmış yaşlı bir at gibi çıkıyordu. “Yuri, Zuri’nin ayağı kırıldı. Atla gel üsse hemen. B planını devreye sokuyoruz.” Zuri, adından da anlaşılacağı gibi Yuri’nin ikiziydi. Efsane Zuri, manşetlerin vazgeçilmezi Zuri, kızların sevgilisi Zuri, babasının koçu, annesinin kuzusu Zuri. Zuri Everest’in tepesiyse, Yuri yeryüzündeki en derin çukurdu. Oh olsun, dedi ama içinden. Telefonu kapattı. Yarın büyük roketle Zuri uzaya çıkacaktı. Ona bir şey olursa ikizi Yuri’yi fırlatacaklardı. B planının kısa özeti buydu. Aslında planının tamamı da buydu.

Alfabelerinde Z ve Y sesini aynı harf gösteriyordu. Haberleşme tek elden yönetiliyordu. Kimse ne olduğunu anlamayacaktı. Yıllarca bu iş için yetiştirilmiş Zuri’nin yerine aynısı olan Yuri uzayın derinliklerine gidecekti. Gerisi önemli değil. Zaten roketi fırlattıktan sonra hangi gün hangi haber çıkacağı belirlenmişti. Fırlatıldıktan sonra roket hiç önemli değildi. Yeter ki havalansın, gözden kaybolsun.

Plan dairesinin bilmediği teori ise rastlantılar hiçbir zaman rastlantısal değildir, der. Yuri’yi taşıyan roket gözden kayboldu. Zuri iki ay sonra iyileşti ve uzaydan dönmüş gibi pozlarla gazetelerin ilk sayfalarını süsledi. Yuri’nin karısı olup bitenden habersizdi. Defalarca keşke o tencereleri istemeseydim dediği duyuldu.

Aslında esas öykü ya da efsane ya da evrenin bir başka farklı köşesinde anlatılan bir teori Yuri yüzyıl sonra dünyaya geri döner, der. Solucan deliği, uzay zaman bükülmesi derken yaşlanmayan Yuri, Zeytinburnu’nda ganyan bayii açtı. Dili yarım yamalak konuşan Yuri, yeni bir yarış başlarken şöyle derdi: “İşte cennetteyim.”

• * Gagarin Aile Paradoksu, Her Otostopçunun Galaksi Rehberi’nde “Uzay Yolculukları ve Alakasız Pek Çok Gerçek” maddesinin ek açıklamalarından birinde yer alan dipnotun birebir çevirisidir.